Kapıyı açtıklarında karşımızda bizim yaşlarımızda kişiler vardı, iki kız iki erkek. Kızlardan birinin turuncumsu sarımsı bir saç rengi vardı, diğerinin de saçları siyahtı. Erkeklerden de birinin altın sarısı saçları vardı ve yakışıklıydı, diğerinin de siyah saçları vardı. Sarışın erkek: "Ben Jace, bu Clary, bu Alec, bu da Izzy." dedi. Sonra da bana göz kırptı. Bana mı kırptı? Emin olamadım. Gülümsedim. Ron yanımda durduğu için bana göz kırptığını anladı. Onun yanında da turuncu saçlı kız vardı. Adı Clary'di sanırım. O da benim gülümsediğimi gördü. "Jace, konuşmalıyız. Yalnız." dedi Clary, ve Jace'le beraber gitti. Muhtemelen benim ona yakınlaşmaya çalıştığımı düşünmüştü ama öyle birşey yoktu ki! Benim sevgilim var. Ron'un orada olduğunu unutmuşum, ona da açıklama yapmam gerekecek yoksa fena kıskanacak.
"Ron, sanırım sen de yanlış anladın, hiçbir şey olmadı. Senle ben hayatımıza devam ediyoruz. Hala sen beni seviyorsun, ben de seni seviyorum. Kavga etmeyelim boşuna." dedim kibarca. Ron: "Boşuna ha? Adam sana göz kırptı. Sen de gülümsedin. Bu boşuna mı? Adam senin yüzünden sevgilisiyle kavga ediyor şimdi. Bir de sen diyorsun ki, boşuna." dedi. Özellikle "boşuna" kısmını vurguladı. Gözlerim dolmuştu. Böyle bir konu için ağlayan bebek olmak istemiyordum. Evet Jace yakışıklıydı, ama sevgilisi vardı ve bu yaptığı yanlıştı, belli ki sadece beni güzel bulduğu içindi. Etraftakiler çok abartmıştı. Bunları düşünürken gözlerim iyice doldu ve gözyaşı gözlerimden aşağı süzüldü. Annabeth, hemen yanıma geldi. Yol boyunca onunla sohbet etmiştik, birbirimize benziyorduk. "İyi misin? Konuşmak ister misi?" diye sordu. Başımı hayır anlamında iki yana salladım. "Peki. Ama istediğin zaman benimle konuşabilirsin." dedi. Ben de Izzy'e lavabonun yerini sordum. Izzy, birşeylerin ters döndüğünü anlamış olmalı ki; "Ben de seninle geleyim." dedi. Lavaboya giderken de ne olduğunu sordu. O, Clary ve Jace'in yakın arkadaşı olduğu için söylemeye karar verdim: "Jace, bana göz kırptı ve ben de ona gülümsedim, ama daha sonra Clary, Jace ile yalnız başlarına konuşmak istedi ve gitti. Ron da bana atar yapıyor. 'Hepsi senin yüzünden' falan diyor ve ben ne yapacağımı şaşırdım." Izzy tam bana cevap verecekken telefona benzeyen cihazı çaldı. Duyduğum şeyler şunlardı: "Alo? Ne! Tamam, hemen geliyorum." diye konuştu biriyle. Ben ne olduğunu sordum ama cevap vermek yerine koşmaya başladı. Ben de onun arkasından gittim. Geldiğimizde girişte başka gölge avcıları vardı, arabayla gelmişlerdi. Izzy onlarla konuştu. Izzy gelip bana dedi ki: "Jace ve Clary'nin olaydan haberi yok. Geldiklerinde onlara söyle. Size planı anlatsınlar." dedi aceleyle. Ben de: "İyi de benim de olaydan haberim yok ki. Ne oluyor, nereye gidiyorsun?" diye sordum. O da: "Alec, birkaç gündür yemek yememiş ve biz tuvalete gittiğimizde bayılmış. Tedavi için Londra'ya gitmesi gerekiyor ve ben onun kardeşi olduğum için onu yalnız bırakamam. Birkaç günlüğüne Londra'da olacağız, lütfen diğerlerine haber ver. Sessiz Kardeşler Alec'le ilgilenecektir mutlaka. Sonra görüşürüz." dedi ve Alec'i arabaya bindirdiler araba hızla yola çıktı. Muggle'lar arabanın önünden çekilmek için bahane buluyor gibiydiler. Sihir gibiydi. Bunu ilk fırsatta Clary'e soracaktım.
~sky
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kronos ve Lucifer Yıkım Birlikleri: Kahramanlar Birleşiyor
FanfictionPercy Jackson, Ölümcül Oyuncaklar ve Harry Potter karakterleri birleşiyor. Hepsinin tek bir amacı var, o da Kronos'u yenmek. Zaman Titanı artık daha güçlü ve bu sefer yalnız değil. Kahramanlarımız çıkacakları bu zorlu görevde başarılı olabilecekler...