Sabah uyandığımda Annabeth yanımda uyuyordu. "Annabeth'ten önce nasıl kalktım ben ya." diye düşünerek Thalia'yı aradım. Thalia çoktan uyanmıştı ve biraz ileride kendi kendine alıştırma yapıyordu. Uyku tulumunda doğruldum ve Thalia'nın yanına gittim. O kadar odaklanmıştı ki başta beni göremedi. En sonunda farkettiğinde "Uyanmışsın, Annabeth uyandı mı?'' diye sordu. "Hayır." diyerek kısa bir cevap verdim. "Bu arada saat kaç?" diye sordum. Thalia: "Yanımda saatim yok ama Güneş'in konumuna bakılırsa 7 civarı olmalı." Avcı olduğu için saat tahmin etme, yön bulma gibi hayatta kalmak için önemli olan şeyleri öğretmişlerdi. Annabeth'in de biz bunları konuşurken uyanmıştı ve yanımıza geldi ve "Her şey tamam ise yola çıkalım." dedi. Artık Clary'nin portallarını kullanamadığımız için eski yöntemlerle oraya ulaşmak zorundaydık. Tapınaktan çıktık. Oraya uçakla gidemezdik çünkü Zeus beni gördüğü yerde öldürürdü. Bu yüzden her zamanki gibi otobüsü tercih ettik. 8 saatlik yolumuz vardı. Otobüs 15dk'ya kalkıyordu. Dışarıda banklarda oturup zamanın geçmesini beklerken arkadan gelen biri boğazıma yapıştı. Kılıcımı çıkarmaya çalışıyordum fakat beni sarmıştı. Annabeth hızlıca kılıcını çıkardı ve canavara sapladı. Canavar kollarını gevşetti ve kendimi kurtarıp bende kılıcımı çıkardım. Yakın mesafede olduğumuz için Thalia yay ve okları yerine gölge avcılarından aldığı bıçakları çıkardı. Yüzümü canavara döndüğümde bir şok geçirdim. Ona bakışlarımı farketmiş olacak ki "Beni özledin mi?" dedi. O bir Empousa'ydı; Annabeth'in labirentte öldürdüğü, Rachael ve bana saldıran Empousa. O Kelli'ydi. Yaşadığım şoku hızlıca atlattım ve ona saldırmaya devam ettim. Kelli tırnaklarını çıkardı ve "Şimdi işin bitti diyerek elini boğazıma savurdu. Refleks olarak çekilmeye çalışsam da yapamadım ve tırnakları boğazımla buluştu. Eğer Styx Nehri'ne girmeseydik bu darbe beni öldürürdü fakat hiçbir şey olmadı. Kelli yaralanmadığımı görünce afalladı ve Thalia bundan yararlanarak bıçağını Kelli'nin kalbine sapladı. Kelli toz olmaya başlamıştı ki "Savaş yaklaştı, bu sefer kazanan siz olmayacaksınız. Efendiler bütün canavarları diriltecek. Yeniden doğacağız, hepi..." dedi fakat cümlesini tamamlayamadan tamamen toza dönüştü. Etrafıma baktığımda hiçbir ölümlünün bizi izlemediğini gördüm. Hepsi kendi gündelik işleriyle meşgul gibi gözüküyordu. Kalkmak üzere olan otobüse koştuk ve 3'lü koltuğa ben ortada Annabeth cam kenarında ve Thalia'da diğer yanımda olacak şekilde oturduk. Önce saçma konulardan bahsedip güldük sonra farkında olmadan hepimiz uyuya kalmışız. Annabeth benim omzumda uyuyordu, benim kafamda Thalia'nın omzundaydı, Thalia da başını benim kafama yaslamıştı. İlk uyanan Annabeth oldu ve bizi de uyandırdı. Yolculuğa saat 7.30 gibi çıkmıştık ve şuan saat 15.30'du yani daha zamanımız vardı. Otobüsten indiğimizde biri kaya gibi bir şeyle Annabeth'in kafasına vurdu. Annabeth yaralanmadı ve hepimiz yine silahlarımızı çıkardık. "Off yine mi diye sızlanırken Annabeth'e vuranın kim olduğunu görmeye çalıştım fakat sadece bir ölümüydü. Telaşla yanımıza geldi ve "İyi misiniz? Çok özür dilerim." dedi. O kadar çok canavarla savaşmıştık ki bunun çok saçma bir bahane olduğunu hepimiz anlamıştık. Kılıcımı adama savurdum, gerçekten bir ölümüyse zaten bir şey olmazdı. Kılıç adama saplandı ve adam toza dönüştü. "Çok fazla canavar var. Çok az zamanımız kalmış olmalı. Umarım diğerleri de iyi durumdadır." dedim. Mağaraya 3km vardı. Uzun bir yürüyüşten sonra mağaraya vardığımızda zaman kaybetmeden içeri girdik. Çok tozlu, terkedilmiş bir yerdi. Duvarlarda saçma çizikler vardı. Biz etrafta bir ipucu ararken Annabeth: "Buldum." diyince hemen yanına gittik. Nektar şişesi büyük bir kayalığın arkasında duruyordu. Annabeth kayanın küçük aralığından görmüş olmalıydı. "Onu oradan nasıl alacağız?" diye sordum. Thalia: "Geri çekilin, ben hallederim." dedi ve bunun üzerine ikimizde geri çekildik. O sırıda kayaların olduğu yere tepeden bir yıldırım düştü ve kaya paramparça oldu. Yıldırım kayayı patlatmıştı fakat aynı zamanda mağaranın yapısını bozmuştu. Nektarı kaptım ve "Bence hemen gidelim." deyip tavandaki çatlakları gösterdim. Hızlıca mağaradan çıktık. Nektarı almamız düşündüğümden kolay olmuştu ama bunu dile getirmedim çünkü genelde nr zaman böyle bir şey söylesem başımıza bir şey gelirdi. Thalia: "Bence babama bir İris mesajı yollayalım. Buradan yeniden Olimpos'a gitmemiz zor olacak gibi..." Haklıydı. İlerideki göle gittik ve drahmiyi göle attım. "Thalia, bence sen konuşmalısın. Benim yüzümü görürse beni olduğum yerde patlatır." Annabeth ve Thalia bu söylediğime güldüler. Thalia babasına ulaşmak için gerekli olan şeyleri söyledi ve Zeus'un yüzü karşımızda belirdi. Thalia söze girdi: "Biz nektarı aldık fakat yolda bu nektara bir şey olmasını istemeyiz. En kısa zamanda size teslim etmek bizim öncelikli görevimizdir. Acaba rica etsem bizi Olimpos'a ışınlayabilir misiniz?" Zeus düşünceli gözüktü. "Nektar nerede? Gösterin. " dedi ve Annabeth nektarı görebilmesi için yukarı uzattı. Zeus'un yüzü aydınlandı ve bağlantı biranda kesildi. Biz tam ne olduğunu anlamaya çalışırken Zeus yanı başımızda belirdi ve gelir gelmez etrafına baktı. "Demek nektarı Delphi Kahini'nin mağarasına saklamış." dedi ve gözlerimizi kapamamızı istedi. Hepimiz gözlerimizi kapadık ve gözlerimizi açıtıgımızda Olimpos'daydık. Zeus: "Nektarı alıyım." diyince Thalia kolunu uzattı fakat araya girip "Anlaşmamızı unutma. Şimşeği bize ödünç vermen gerekiyor." dedim. Zeus bana ölümcül gözlerle baktı ve homurdanarak elinde beliren şimşeği bana uzattı. Bununla beraber Thalia'nın nektarı vermesine izin verdim. Zeus biranda sertleşen sesiyle "Şimdi buradan defolun." diyip elini salladı ve bununla beraber Melez Kampı'na ışınladık. Zeus farkında olmadan bize bir iyilik daha yapmıştı. Şimdi tek yapmamız gereken diğerlerini beklemekti. "Umarım silahları almayı başarabilirler." diye içimden geçirdim.
~star
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kronos ve Lucifer Yıkım Birlikleri: Kahramanlar Birleşiyor
FanfictionPercy Jackson, Ölümcül Oyuncaklar ve Harry Potter karakterleri birleşiyor. Hepsinin tek bir amacı var, o da Kronos'u yenmek. Zaman Titanı artık daha güçlü ve bu sefer yalnız değil. Kahramanlarımız çıkacakları bu zorlu görevde başarılı olabilecekler...