Percy •34•

291 34 10
                                    

Clary'yle beraber portaldan geçtik ve Hestia'nın tapınağına ulaştık. Clary'nin neler hissettiğini tahmin edebiliyordum. Şuanda çok kötü bir durumda olmalıydı. Jace'e baktığımda ağlayacak gibi duruyordu ve yüzüme bakamıyordu. Diğerleri geldiğimizi gördüklerinde koşarak yanımıza geldiler. Başka bir kız olsa elimi Clary'nin omzunda görünce direk kıskançlık yapıp saçmalardı ama Annabeth öyle değildi. Bize baktığında kötü bir şey olduğunu anlamıştı

Izzy, Clary'nin yanına giderek ona sarıldı ve "Gel biraz yürüyelim." diyerek Clary'yle beraber oradan ayrıldılar. Alec, Jace'in yanına gelerek "Ne oldu?" diye sordu ve Jace tamamen ruhsuz bir sesle olanları açıkladı. Clary'nin annesini öldürdüğü kısmı anlatırken sesi titremişti. Hermione: "Senin suçun değildi Jace." dedi. Jace: "Annesi kılıcını Clary'nin kalbine saplayacaktı. Clary'nin aşil noktası orası eğer yaptığım şeyi yapmasaydım Clary ölecekti. Buna dayanamazdım." dedi ve gözünden bir damla yaş aktı. Alec, Jace'in yanına gelerek "Gel seni odana götürelim." dedi ve Jace'le beraber gittiler.

Julian: "Peki sizin aşil noktanız neresi?" diyerek bize baktı. Annabeth kaşlarını çatarak "Aşil noktasının ne olduğunu nereden biliyorsun?" diye sorunca Julian'ın yüz ifadesi kısa bir süreliğine değişti. Ama o kadar kısa bir sürede gerçekleşmişti ki emin olamamıştım. Julian: "Okuduğum mitoloji kitaplarından biliyorum." diyerek omuz silkti. Annabeth ikna olmuş gibi yaptı ama ben onun hala bir şeylerden şüphelendiğini anlamıştım. Harry bize bakarak "Size odalarınızı gösterelim." diyerek bizi tapınağın başka bir bölümüne götürdü. Ron ve Thalia da bizi takip etti. Julian kendi odasına girdi ve çantasını bıraktı. Bize yine tek oda kalmıştı. Neden her yerde oda sıkıntısı yaşanıyor? diye gülerek dalga geçtim. Annabeth de gülerek karşılık verdi ve "Aftodit" diye fısıldadı. Bunu şaka olarak söylediğini bilsem de içimden bir ses bunun doğru olduğunu söylüyordu. Harry ve Ron bizi bırakarak diğerlerinin yanına gitti. Thalia bizim yanımızda kalmayı tercih etti ve "Bir planınız var mı?"diye sordu. Kısa bir süre düşündükten sonra cevapladım: "Yarın Idris'te kalan gölge avcılarıyla iletişime geçeceğiz ve büyücülerin onları buraya ışınlamalarını sağlayacağız herkes burada toplandığında Poseidon'a haber vereceğim ve Olimpos'a kendi ordusundan bir birlik yollamasını sağlayacağım. Aynı zamanda aramızdan küçük bir grup dışında herkes savaşmak için Poseidon'un birliklerine katılacak. Kronos ve Lucifer onlarla ilgilenirken biz de Olimpos'un içine sızacağız ve tanrıları serbest bırakacağız. Daha sonra kılıcımı kullanarak Kronos ve Lucifer'ı olmaları gereken yere geri yollayacağım." Annabeth bana baktı ve "Bunu ne zamandır planlıyordun?" diye sorduğunda "Bir kaç gündür." diye cevapladım. Aniden aklıma gelen bir şeyle gözlerim açıldı. "Burada konuştuklarımızı kimseye söylemeyin. Clary'nin annesi ölmeden önce Kronos ve Lucifer'ın bazı gölge avcılarını ele geçirdiklerini söyledi. Aramızda olabilirler." dedim. İkisi de onaylıyorcasına başlarını salladı. Thalia: "O zaman diğer herkese hep beraber savaşmaya gideceğimizi söyleyelim ve Olimpos'a biz yanlız gidelim." dedi. Annabeth: "Çok az kişi oluruz. Leo, Jason ve Piper da gelsin. Ayrıca yarın Roma Kampı'yla iletişime geçmeye çalışalım. Buraya gelecek olan büyücüler iletişme geçmede bize yardımcı olabilir." dedi. İkimiz de onayladık. Thalia: "Saat geç oluyor, ben odama gidiyorum." dedi. İkimiz de ona "İyi geceler." dedik ve çantalarımızı boşalttık. Annabeth arkamı dönmemi söylemeden üstünü çıkardı ve pijamalarını giydi ben de aynısını yaptım. Annabeth yattığında "Burası neden bu kadar soğuk? Beni biraz ısıt Yosun Kafa." dedi. Gülerek Annabeth'e sarıldım. Savaşın ortasında olsak bile hayatımda hiç bu kadar huzurlu hissettiğimi düşünmüyordum. Annabeth yavaşça bana döndü ve dudaklarıma yapıştı. İçimden "Aftodit şuanda bayram ediyordur." diye düşünmeden edemedim ve kendi düşünceme kahkahalarla gülmeye başladım. Annabeth bana bakarak "Neye gülüyorsun?" dedi ve neye güldüğümü söylediğimde o da benim gibi gülmeye başladı. Gülme krizimiz bittiğinde Annabeth göğsüme yattı ve "Seni seviyorum." diye fısıldadı. Ona sıkıca sarılarak "Ben de seni." diye fısıldadım. Uzun bir süredir ilk defa kabussuz bir gece geçirdim.

Kronos ve Lucifer Yıkım Birlikleri: Kahramanlar BirleşiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin