Percy:
Uyandığımda Melez Kampı'ndaydım. Gözlerimi araladım ve yavaşça etrafıma bakındım. Yanımda duran ranzanın alt tarafında Nico'nun durduğunu gördüm. Yere bakıyordu. Uyandığımı farkettiğini sanmıyordum. Tam o anda olanlar aklıma bir bir gelmeye başladı ve ani bir hareketle yataktan kalktım ve "Annabeth?" dedim. Nico kalktığımı farkedip yanıma geldi ve "Üzgünüm Percy." dedi. Yumruğumu sıkarak göz yaşlarımın akmasına engel olmaya çalıştım ve duygusuz bir sesle "Kaç gün oldu?" diye sordum. Nico sanki yüzüme bakamıyor gibi yere bakmaya devam etti ve "2 gün... a-annabeth'e henüz veda etmedik." dedi. Ellerimi saçlarımın içinden geçirip kendimi toparlamaya çalıştım. Daha sonra Nico'nun yüzüne bile bakmadan hızla klübeden çıktım. Nefes alamıyor gibi hissediyordum, nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım,yolda Jason beni gördü ve "Percy?" diye bağırdı. Duymazlıktan gelip koşmaya devam ettim. Burada çok fazla anı vardı, buradan acilen çıkmam gerekiyordu.Jason durmadığımı görünce arkamdan o da koşmaya başladı. Kampın çıkış bölgesine kadar geldim ama daha fazla dayanamayıp kendimi yere bıraktım. Jason koşarak yanıma geldi ve yanıma oturdu. Kimsenin yüzüne bakacak halim yoktu. Ağladığımı gizlemeye çalışarak kolumla yüzümü kapattım. Jason bir elini omzuma koydu ve "Sorun değil." dedi. Orda bir süre o şekilde oturduk. Nihayet kendime gelebildiğimde kafamı kaldırdım ve Jason'a baktım. Jason başımı kaldırdığımı farketmiş olmalı ki "Üzgünüm Percy, böyle olmasını istemezdik." dedi. Ona bakarak "Başka kimler var?" diye sordum. Jason: "Bunu daha sonra da konuşabiliriz gerçekten" diye cevap verdi. "Bilmek istiyorum." diye karşılık verdim. Jason yere bakarak isimleri sıralamaya başladı. Çoğu bilmediğim kampçılardı. Jason sona gelince yutkundu ve 2 isim daha söyledi: "Travis, Ron"
Koruyamadığım onca kişi... İnsanlar benden hep lider olmamı beklemişlerdi. Bir lider bu kadar kişiyi kaybetmezdi...
< Ertesi gün >
Bütün kamp yas içindeydi. Büyücüler hala kamptan ayrılmamışlardı. Hermione'nin bir köşede ağladığını gördüğümde içim burkuldu. Bu kadar insan bunların hiçbirini haketmiyordu.
Klübeme geçip yatağıma oturdum. Son günlerde pek bir şey yememiştim ama aç da hissetmiyordum. Bir kaç dakika sonra kapının çalındığını duydum. "Gelebilirsin." diyerek kapıyı çalan kişiyi içeri davet ettim. Içeri gelmesiyle beraber şoka uğradım. "Poseidon?" diye sordum. Babam yanıma yaklaşıp oturdu ve "Beni beklemiyordun galiba?" dedi. Cevap vermek yerine yere bakmaya devam ettim. Son günlerde herkese soğuk davranıyordum ama benim suçum değildi. Aklıma söyleyecek bir şey gelmiyordu ve herkes benle Annabeth hakkında konuşmak istiyordu. Poseidon anlayışlı bir şekilde bana baktı ve "Tanrılarla bir konferans yaptık ve bize çok büyük yardımlarınızın dokunduğuna karar kıldık. Size ödül olarak Hades'in izniyle 1 kişiyi geri getirme hakkı veriyoruz ama sadece 1 kişiye izin verildi." dedi. Yüzüm günler sonra ilk defa aydınlandı ama bu kısa sürdü. Bencillik yapıyordum. Herkes sevdiği birini kaybetmişti benim kimseden üstünlüğüm yoktu. Jason'ın dün bana saydığı onca kişiyi düşündüm. Aklıma Hermione'nin ağlayan yüzü geldi. Tanrıların bize sunduğu şey bir ödülden çok cezaydı. Bizden seçim yapmamızı istiyorlardı.
Poseidon: "Bir sorun mu var?" diye sorunca daha da çok sinirlendim. Tanrılar bizi anlamıyorlardı asla da anlamayacaklardı. Bir anlık sinirle babama bağırmaya başladım. Düşündüğüm her şeyi yüzüne bağırdım ve bitirdiğimde gerçekten yüzü düşmüştü. Konuşmaya başladı: "Percy, anlıyorum ama herkesi kurtaramazsın. Size 1 kişiyi kurtarma şansı verdik ve bunu geri mi çeviriyorsun? 3 gün vaktiniz var. O zamana kadar iyice düşünün bence." Ayağa kalktı ve son bir kere daha bana baktı "Hoşçakal Percy" diyerek kayboldu. Poseidon gittikten sonra boş boş demin durduğu yere baktım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Olimpos binasına kendim gidebilir ve Annabeth'le kampa geri dönebilirdim. Bunun Tanrıların bize sunduğu bir ödül olduğunu söylerdim. Bize seçme şansı verdiklerini söylemezdim... ama bunu yaparsam sonsuza kadar diğerlerinin bana yanlış hiçbir şey yapmamışım gibi bakmalarına katlanmak zorunda kalırdım. Diğerlerine bu konuşmadan bahsedersem de bunun kavgaya dönüşmeyeceğinin bir kanıtı yoktu. Tam o anda anladım. Tanrıların bize 3 gün vermelerinin nedeni buydu. Sınırsız zaman verselerdi eğer iç savaş çıkacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kronos ve Lucifer Yıkım Birlikleri: Kahramanlar Birleşiyor
FanfictionPercy Jackson, Ölümcül Oyuncaklar ve Harry Potter karakterleri birleşiyor. Hepsinin tek bir amacı var, o da Kronos'u yenmek. Zaman Titanı artık daha güçlü ve bu sefer yalnız değil. Kahramanlarımız çıkacakları bu zorlu görevde başarılı olabilecekler...