Alec •23•

350 39 3
                                    

Uzun süredir yazamıyorum çünkü bu aralar hiç boş vaktim olmadı. Şuan bu bölümü serviste yazıyorum, iyi okumalar.💜

Ölümcül Kılıcı Meclis'ten nasıl alacağımıza dair hiçbir fikrim yoktu. Clary 3 tane portal açtı. Biri melezleri Olimpos binasına yollamak diğeri büyücüleri Gringotts'a yollamak içindi. Biz de Idris'e, gölge avcılarının ana vatanına gidecektik. Sırayla portaldan geçtik. Idris'e her gelişimde olduğu gibi yine beni büyüledi. Diğerleri de aynı şekilde bakıyordu. Izzy: "Hatırladığım kadar güzel." diyerek düşüncelerimi doğruladı. "Nereye gideceğiz? Lightwood malikanesine mi Herondale malikanesine mi?" diye sordum. Clary "Annenin görevimizden haberi var mı?" diye soruma soruyla yanıt verdi. Başımı salladım. Jace: "Öyleyse Lightwood malikanesine gidiyoruz."
Böylece Idris'in yollarında yürümeye başladık. Silah satan dükkanların önünden geçtik. Sıra sıra melek bıçakları, kılıçlar, hançerler, kırbaçlar, ok ve yaylar dizilmişti. Daha sonra artık Meclis'te yerlerini alan kurtadamlar, Seelieler, vampirler ve büyücüler için açılmış yiyecek satan dükkanın önünden geçtik. Yolda hiçbirimiz konuşmadık. Hepimiz Idris'i izlemekle meşguldük. En sonunda Lightwood malikanesinin önüne geldik. Kapıyı tiklattim. Annem hemen kapıyı açtı. Bizi gördüğüne sevinmiş gözüktü. "Alec, Jace, Izzy, Clary. Sizi çok özlemiştim." Ardından hepimize tek tek sarılıp içeri buyur etti. Hepimiz koltuklara oturduk ve hikayemizi anlatmaya başladık. Annem hikayemizi şaşkınlıkla dinledi. En sonunda anlatmayı bitirdiğimizde "Meclis acil bir durum olmadan Ölümcül Kılıç'ı vermez. Acil bir durum olduğunu bir şekilde kanıtlamanız gerekiyor." Haklıydı. Meclis reşit olmayan bir grup çocuğa kılıcı teslim etmezdi. Jace: "Bir yolunu bulmamız gerekiyor. 5 günümüz var, sonra diğerleriyle buluşacağız." "Bence Meclis'e durumu bildirelim. Bizi Ölümcül Kılıç'la test ettikten sonra bize inanırlar." Annem: "Evet en mantıklısı bu olmalı. Bu gece burada kalın yarın bildiririz." Izzy: "Simon, İdris'te mi?" Maryse Lightwood başını salladı. "Önemli bir şey için gelmedi fakat bir kaç gün burada kalacak." Izzy dayanamayıp heyecanla ellerini çırptı ve kapıya doğru koştu. "2 saate gelirim."  dedi ve gitti. Biz bize kalmıştık. Annem: "Aç mısınız? Ben size bir şeyler koyayım." diyerek mutfağa gitti. Clary 'ya baktığımda Jace'in omzunda uyuya kaldığını gördüm. Jace de kolunu Clary'ye dolamıştı. Kısa bir süre sonra annem mutfaktan geldi ve tabakları önümüze koydu. Isabelle'e göre çok çok çok daha iyi yemek yapardı. Tabi Isabelle'in yaptığına yemek denebilirse... Jace, nazikçe Clary'yi uyandırdı ve yemeğimizi yedik. Saat geç oluyordu. Clary: "Ben yatmaya gidiyorum. " diyerek odasına çekildi. "Biz de bir yürüyüşe mi çıksak?" Jace gülümsedi. Uzun zamandır parabatai'ımla yanlız kalmamıştım. Bir süre önemsiz şeylerden konuşarak güldük. Sonra siyahlar içindeki bir adamın Meclis binasına girdiğini gördük. Adamı takip ettik. Meclis'te Jia Penhallow'la bir şeyler konuştular. Clary'nin kendi yarattığı runlardan biri olan duyma rununu çizdim ve bir anda her şeyi açıkça duymaya başladım. Alec'de aynısını yaptı. Siyahlı adam: "Jia ,ne olursa olsun Ölümcül Kılıç' ı onlara vermemelisin. O sarışın çocuk düşündüğün gibi biri değil. Lightwoodları da yanlarına almışlar. Jia: "Onların hain olduğunu düşünmüyorum. Emin misin Chris?" Chris denen adam bunun üzerine başını salladı. Jia emin olamasa da Chris'e inanıyor gibi duruyordu. "Peki o zaman. Eğer kılıcı almak isterlerse mahkemede yargılanacaklar ve senin bana söylediklerini delil olarak rapor edeceğim." Chris: "Evet efendim." dedi ve binadan çıkmak üzere bizim olduğumuz yöne doğru yürümeye başladı. Jace'i kolundan tutup çekiştirdim ve biraz ilerideki çalıların arkasına saklandık. Adam gitti, ardından Jia Penhallow'da binadan çıktı ve o da oradan uzaklaştı. Bir süre kimsenin gelip gelmediğini kontrol etmek üzere orada sessizce durduk. Daha sonra Jace kalktı ve elini uzatıp benim kalkmama yardım etti. "Sence bizden mi bahsediyorlardı?" diye sordum. Jace: "Başka bir açıklaması olamaz." diyerek beni yanıtladı. "O zaman yarın Meclis'e kılıcı almak istediğimizi belirtemeyiz, tutuklanırız. Başka bir yol bulmak zorundayız." dedim. Jace: "Eve dönelim, yarın sabah bunları konuşuruz." dedi. Bununla beraber Lightwood malikanesine doğru yürümeye başladık. Yolda ikimiz de pek konuşmadık. Eve girdiğimizde Izzy'nin kanepede uyuduğunu gördüm. Yeni gelmiş olmalıydı. Jace'e "İyi geceler." dedim ve odama çıktım.

Kronos ve Lucifer Yıkım Birlikleri: Kahramanlar BirleşiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin