"İlk Karşılaşma, Son Yalnızlık"

7.2K 437 35
                                    

     Marketin büyük kapısını sol eliyle iterken nefes nefeseydi Furkan. Yolun karşısındaki parktan buraya kadar neredeyse koşar adımla geldiği için, ciğerleri bu hıza ayak uydurmakta oldukça zorlanmıştı. Az biraz nefeslendikten sonra eşikten sakin bir şekilde geçip ağır adımlarla içeri girdi. Nasıl olsa birkaç dakika içinde burayı birbirine katacağı için, ses getirecek bir giriş yapmaya gerek duymamıştı.

Kenarda bulduğu ilk alışveriş arabasını alıp reyonların arasında yürümeye başladı. Cebindeki listeye bakmadan ,zaten hepsini ezbere biliyordu, kahvaltılık kısmına yönelip ihtiyacı olanları ve hoşuna gidenleri önündeki arabaya doldururuken, bir yandan da marketin içindeki havayı kokluyordu. Saat epey geç olduğundan pek müşteri yoktu içeride ama bu keskin kaos kokusunu nerde duysa tanırdı Furkan. Ortam baya baya kaos kokuyordu.

İçindeki his sayesinde keyifle gülümseyip yoluna devam etti. Ne de olsa bu sefer kendisi uğraşıp karmaşa yaratmayacaktı, burası birazdan zaten karışacaktı..
Şu an bir bahis oynansa, varını yoğunu az sonra bu markette bir olay çıkacağı ihtimaline yatırır ve deyim yerindeyse karşı taraftaki herkesin donuna kadar alırdı. Burnuna gelen bu kokunun bir kaosun işareti olduğuna sonuna kadar emindi çünkü.
   Nasıl bir dolmuş şoförü arabasına binen vatandaşın öğrenci değil de sivil olduğunu şıp diye anlıyorsa, Furkan da bir kaosun gelişini dakikalar öncesinden anlardı. Meslek sırrıydı bu. Böyle bir kademeye erişmek için tam bir profesyonel olmak gerekiyordu, herkes yapamazdı.

Elini en sevdiği markanın çilek reçeline uzattığı sırada, yan tarafından kopan büyük bir şangırtı ile aniden durdu. Dudağı tahminin tutması sebebiyle yana doğru kıvrılırken, reçeli bırakıp yan tarafa şöyle bir göz attı.
Bal kavanozlarının bulunduğu reyon devrilmiş, camlar tuzla buz olup üzerlerindeki yapışkan sıvı ile beraber etrafa saçılmıştı. Ve uzaktan savaş alanı gibi görünen bu görüntünün tam ortasında, kirpiklerinin altına gizlediği ıslak bakışlarıyla küçücük bir çocuk duruyordu.

   Tek eli öylece havada kalmış, yıkıntıların içinde yalnız başına bir çocuk. Korku, mahcubiyet ve suçluluk duygusu yüzünden düşen minik omuzlar. Ve soğuk havadan değil, ona bakan insanların gözlerindeki soğuktan tir tir titreyen minicik bir beden...

Karşısındaki manzara genç adamı çocukluk yıllarının tüm kabuslarını kaplayan o sahneye ışınlamıştı. Sonu hep aynı şekilde, ince bir kadın sesinin yakınarak söylediği o sözlerle biten lanet sahneye..

Kocaman ve kalabalık salonun ortasında kendisi ve abisi yan yana ve büyüklerin aksine ayakta duruyordu. Odadaki herkes bu iki küçük çocuğun hakkında konuşuyor, hiçkimse toplasan kuş kadar etmeyecek iki canın sorumluluğunu almak istemiyor ve ortaya çıkan tartışma kulakları uğuldatan bir gürültüye dönüşüyordu. Etrafındaki insanların bakışları onu o kadar korkutuyordu ki, abisinin elini bir saniye olsun bırakmıyordu Furkan. O an bu eli son kez tuttuğunu bilseydi, daha sıkı tutardı muhakkak..

Sesler iyice yükseliyordu, kaşları çatık, heybetli ellerini havada yumruk yapmış adamlar ve bağırmaktan artık sesleri çatlamış orta yaşlı kadınlar birbirlerine girmek üzereydi. İnsan yükü her yükten ağırdı. Tedirginlikten nefeslerinin sesi duyulmaz olmuş bu iki çocuğun yükü bile, onlar için tonlarcaydı.
Saatler geçiyor, çaylar içiliyor ama tartışma bir türlü bitmiyordu. Ve bu saçma tartışma o kadar sürükleyici ilerliyordu ki, biri üç biri beş yaşında olan iki bitkin çocuğu boş odalardan birine yerleştirmek, onlara aç olup olmadıklarını sormak kimsenin aklına bile gelmiyordu.

En son bütün bu boş lakırtının bir yere varmayacağını anlamış yaşlı bir kadın herkesi susturup, yılların yorgunluğu tınısından hissedilen ince sesiyle odadakilerin olmayan vicdanına sesleniyordu.
"Bu çocuklara hiç mi acımıyorsunuz siz? Hiç mi merhamet yok kalbinizde?"
  
Kendini içine alan bu kara hatıradan jet hızıyla şimdiki zamana döndü Furkan. İnsanlar reyonu deviren çocuğun etrafına toplanınca kendisi biraz geride kalmış olsa da hâlâ olayları görebiliyordu.
Market çalışanlarından biri çocuğa ailesinin nerede olduğunu sorup, markette olmadıkları cevabını alınca deliye dönmüştü. Karşısında zararı ödeyecek bir muhattap bulamayan adam, tüm sinirini çocuktan çıkarmak gibi akıllara zarar bir karar almıştı.

İLK TERCİH AŞK *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin