"Furkan ya artık doyarsın, ya da seni çatlayana kadar yedirerek öldürürüm."" Oğlum rahat bırak çocuğu yesin istediği kadar. Bu nasıl misafir ağırlamak lütfen."
Annemin hâlâ Furkan'ın bizim evde misafir olduğunu düşünmesine inanamıyordum. Adam neredeyse her saat bizim evdeydi. İstediği zaman geliyor, odamda takılıyor, benim duş jelimi kullanıp banyo yapıyor, çıkınca da benim bornozuma sarılıyordu. Bunlar yetmiyormuş gibi; benim temiz kıyafetlerimi giyip, yine benim makinemle traş oluyordu. Yani evimizde görünmeyen bir üye daha vardı. Ve annem bu çocuğa bitmek tükenmek bilmeyen bir tolerans gösteriyordu.
" Ya böyle misafir mi olur sultanım Allah aşkına. Misafir dediğinin bir adabı olur, ev sahibinin parfümünün dibini göstermez."
" Gerçekten ha, o parfümün yenisini ne zaman alacaksın? Al da kullanalım hemşehrim koktuk burada."
En yakın arkadaşım olmasa tahammül edilebilecek bir varlık değildi bu zat. Allahın bir cezası gibi bir şeydi ama 'tatlı ceza' deyip geçemiyordunuz. Çünkü tatlı falan da değildi. Kronik yüzsüzün tekiydi işte, tam kötü gün dostuydu ve ben de onu bu yüzden seviyordum. Keşke iyi günlerimi de zindana çevirmeseydi ama yapacak bir şey yoktu.
"Kavga etmeyi bırakın da beni dinleyin. Bugün küçük odayı temizlememiz gerekiyor beyler. Üzgünüm ama sizsiz yapamam, o yüzden bugün benim emrimdesiniz, itiraz istemiyorum."Annemin sözlerinin üstüne susup birbirimize baktık. Emine sultanın emrindeki bir temizlik işçisi olmak için fazla gencim diye düşündüm. Birgün ölmek istersem daha acısız bir intihar yöntemi bulabilirdim, hayatımı anneme teslim etmeme gerek yoktu.
Ben kendimi bu isten sıyırmaya çalışırken Furkan anneme yağ çekiyordu.
"Emrine amadeyim güzel kadın. Emine annem ister de ben yapmaz mıyım?"
" Lan o benim annem, gerçekten döverim bak seni!"Beyzadeler beni takmayıp yemeğine dönünce, evet hâlâ yemek yiyor, ben de düşünmeye başladım. Biz küçük odayı fazla eşyaları koymak için kullanıyorduk. Annemin gözünden sakındığı bir iki eski hatıra ve bir dolu gereksiz şey vardı o odada. Orayı neden temizliyorduk ki biz?
"Küçük oda nasıl kirlenebilir ki anne kimse ayak basmıyor, ne diye temizlik yapacağız biz o odada?
Küçük oda bizim apartmanla yan apartmanın arasında kalan yere bakıyordu. Komşularımız o boşlukta kedi beslediği için de yağmur yağınca küçük odayı sinekler basıyordu. Ve bahsi geçen temizlik eğer o sinekler yüzünden yapılıyorsa, elime tüfek alıp sinek kovalamak gibi manyak şeyler yapmamak için bir sebep göremiyordum.
" Haklısın kimse kullanmıyor ama artık biri o odayı kullanacağı için temizlik yapacağız oğlum."
Annem eğer düşündüğüm şeyi planlıyorsa biraz önce sinek kovaladığım tüfeği daha kutsal bir amaçla kullanacaktım. 'Zaten bizim evden çıkmıyor' derken sadece mübalağa yapmıştım ben. Pat diye gerçek olmasına gerek yoktu yani...
"İşte bu be. Emine anne sen bitanesin. Demek bana bir oda açıp supriz yapmaya karar verdin ha. Mükemmel bir insansın sen, mükemmel."Furkan sevinç nidaları içinde az sonra yapacağı balkon konuşmasına hazırlanırken ben de bundan sonraki hayatımı geçirecek bir yer düşünüyordum. Çünkü bu insan görünümlü terliksi hayvan bizim evde yaşayacaksa benim de kendime yeni bir yaşam alanı bulmam gerekiyordu.
"Kusura bakma Furkan'cım. Sen değil başka biri yerleşecek o odaya."
Rahat bir nefes aldım. O sırada Furkan da duyduklarını sindirmeye çalışıyordu sanırım. Ya da yediklerini sindiremiyor olabilir emin değilim.
Annemin sözlerini tekrar düşününce sevinmeli mi yoksa üzülmeli miyim bilemedim. Furkan değilse kim gelecekti ki bizim eve? Üstelik de yatılı. Babam olamazdı. Pek bir akrabamız da yoktu ki bizim. Bir başlarına yaşayan anne ve oğulla kim beraber yaşamak isterdi ki Furkan'dan başka?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK TERCİH AŞK *TAMAMLANDI*
RomansBir insan, diğerini hiç görmeden 12 sene boyunca sevebilir mi? Peki ayrı kaldığı 12 senede nasıl hatalar yapar? Gökhan, Başak'a yaşattığı travmaların sonunda yıllar boyunca kendini başka kadınlarla avuturken, öylece terkedilen Başak da çareyi kendin...