Söz verdiğim özel bölümle geldim. İTA'ya bölüm yazmayı o kadar özlemişim ki hiçbir hazırlığım olmamasına rağmen bu bölümü tam 2 saatte yazıp hemencecik bitirdim.
Lütfen bol bol yorum yapın. Bu hikayeyi sizinle paylaşmayı çok özlemişim. Ara ara böyle özel bölümlerde görüşürüz. Keyifli okumalar 🦋Sıcak sıfatının anlatmakta eksik kaldığı hava ve insanın gözünü acıtan parlak Güneş'in altında, onlarca şoförün yalvarırcasına baktığı lamba ısrarlara dayanamayıp önce sarıya sonra da yeşile döndü. Gaza basıp yola devam ederken araba değil de uzay mekiği kullanır gibi ciddiydim. Direksiyonu istemsiz sıkmaktan parmak uçlarımın kızardığını, birbirine kenetlendiğim dişlerimin artık sızlamaya başladığını hissediyordum. Ne kadar farkında olursam olayım sinirim biraz bile geçmiyordu çünkü şu an Furkan denen gerizekalının benden kazandığı iddianın kutlama pikniğine gidiyordum. Hem de onur konuğu olarak. Hiç hoş bir durum değildi bu.
Bilirsiniz, hayatta her zaman iyiler kazanmaz...
Bundan dört sene önce, yani Başak'ın geri dönüp bana sarıldığı mükemmel günün ertesinde hayatımın en şok verici haberini almıştım. Benim akıl yoksunu, mantık fakiri ve rezalet mimarı arkadaşım henüz birkaç aydır tanıştığı sevgilisiyle nişanlanmak istediğini söylüyordu. Nitekim yaptı da. Ağzından nişan lafı çıktıktan bir hafta sonra sağ elinin yüzük parmağında kurdele bağlı bir alyansa karşımda sırıtıyordu. İnanamamıştım. Benim onlarca yılda yapamadığımı dört ay gibi bir sürede yapmasına resmen nutkum tutulmuştu.
Bu onun bana karşı ilk fakat son olmayan zaferiydi.
Sonrasında aile meclislerinde kız arkadaşlarımızın okulu bitene kadar bekleyeceğimiz ve iki yakın arkadaş olarak aynı sene düğün yapacağımız konuşulurken şok edici bir gelişme daha yaşanmıştı. Furkan denen kalleş, Aleyna üçüncü sınıftayken kızı türlü şirinliklerle nikâha ikna edip benden tam bir sene önce evlenmeyi başarmıştı. Hatta düğününde gelin çiçeğinin atılmasını engelleyip, kürsüye çıkarak bütün davetlilere o çiçeğe en çok benim ihtiyacım olduğunu duyurmuştu. Evet, mikrofona konuşarak...
O evlendiğinde biz nişanlı bile değildik anlıyor musunuz? Böyle bir adam üç yılda yuva kurmayı becerdi ama ben düğün yapmak için tam on altı sene bekledim. On altı sene...
Yine de bitiş çizgisinde öne geçeceğime inancım tamdı. Sadece ben ve onun arasında olan bu adaletsiz yarışı her şeye rağmen kazanacağımdan, Furkan'ı canevinden vurup son gülenin ben olacağımdan fevkalâde emindim. Ta ki düne kadar.
Aleyna, en yakın arkadaşı ve benim de birtanecik eşim olan Başak'ı arayıp hamile olduğunu söylediğinde gerçek anlamda yenilmiştim. Adeta asfalta yapışmıştım, Furkan ayısı bana tur bindirmişti. Kardeşim dediğim adamın baba olmasına bile sevinemez durumdaydım çünkü hayvan herif fairplay ruhuyla barış ilan etmek yerine, düşman çatlatan bir kutlama düzenlemiş ve beni de onur konuğu yapmıştı.
"Gitmek istemiyorsan bahane bulabiliriz. Direksiyonu koparmana gerek yok."
Sağ tarafımda, hemen yanımdaki koltukta oturan mevsim gözlü eşime bakıp gülümsedim. Başımın ona dönmesi, ufacık bir açıdan görüş alanıma girmesi dahi dertlerimi unutmama yetiyordu. Akşam beni karşılayacağını bilmek gün içinde yaşadığım her şeyi daha kolay göğüslememi sağlıyordu. Bu kadınla geç de olsa evlendiğim için kendimle gurur duyuyordum. Kendine eş olarak beni seçtiğini her hatırlayışımda konfeti patlatmak istiyordum.
Artık az önceki kadar güçlü olmayan bir sıkıntıyla iç çektim.
"Bununla yüzleşmem gerek. Yenildim ve şerefli ikinciliğimle gurur duyuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK TERCİH AŞK *TAMAMLANDI*
RomanceBir insan, diğerini hiç görmeden 12 sene boyunca sevebilir mi? Peki ayrı kaldığı 12 senede nasıl hatalar yapar? Gökhan, Başak'a yaşattığı travmaların sonunda yıllar boyunca kendini başka kadınlarla avuturken, öylece terkedilen Başak da çareyi kendin...