"Hakiki Vuslat"

5.7K 307 78
                                    

2018'in temmuz ayında başladığım bu hikayeyi, 2020 mayısının son günlerinde buruk bir tebessümle bitiriyorum. Bu süreçte bir kardeşim oldu, sayısını unuttuğum sevinçler ve acılar yaşadım. Arkadaşlar edindim, kazık yedim, ders çalıştım, yaş aldım. Bir şekilde bugüne kadar geldim.

Size çok samimi şekilde söylüyorum, okurları bu değin istekli olmasa İTA'ya asla bir final bölümü yazamazdım. Resmen arkamdan ittirdiler, benimle birlikte yürüdüler, bazen ufaktan linç ettiler, beğendiler ya da beğenmediler ama bir şekilde varlıklarını belli ederek bu hikayeyi finale kadar getirdiler.

Öncelikle Emine attığım her adımda yanımdaydı, o olmasa yazmaya dahi başlayamazdım. Sonra İrem ve Sude her bölüm sonrası beni dinlediler, gerçek birer kahraman ikisi de. Aleyna bu hikayeye ilham verecek ve kahramanı olacak kadar iyi bir arkadaş. Aysel abla da en başta Gökhan'dan zerre hoşlanmamasına rağmen bana sonuna kadar şans ve destek verdi. Adını sayamayıp bu hikayede geçirdiğim, şimdi hatırlamasam da herhangi şekilde katkı veren herkese teşekkürler.

İTA bu bölümle final yapıyor ve yukarıda saydığım isimler bu hikayenin gerçek sahipleri. Onlara teşekkür etmeden bitirmek, emeklerine haksızlık olurdu.

Gerçek aşkı yakaladığınızda tanımanız ve onu asla bırakmamanız dileğiyle...

Bazı zamanlar, hayatınızın dönüm noktasında olduğunuzu farkedersiniz. O an vereceğiniz ufacık bir kararın ne kadar etkili olacağını tahmin edemeseniz bile birçok şeyi kökten değiştireceğini anlarsınız. Yol her zaman geçip gittiğiniz o yol da olsa, adımlarınız bu sefer yeri titretecek kadar sağlam basar toğrağa. İşin ucunda vardığınız noktaya eski siz olarak ulaşamayacağınızı hissedersiniz. Devrime çok yakın olduğunuzun ayrımına varırsınız, hatta devrimin ta kendisi olduğunuzun.

İşte ben, tam olarak bu haldeydim. Yaklaşık üç saat önce kimseye duyurmadan sessiz ve tedirgin bir şekilde çıktığım bu kapının önünde, elinde valizle yürüyüp giden o kızdan çok farklı biri olarak bekliyordum. Boynum bükük değildi, veda etmiyordum ve artık sızlayan yaralarım yoktu.

Koltuğumun altına sıkıştırdığım kapağı yıldız desenli deftere gülümseyerek baktım. Okuyup bitirdiğim andan itibaren benim için artık yalnızca bir defter değildi. İçinde bana yazılmış şiirler ve güzel sözler bulunan, Gökhan'ın benimle konuşmak yerine sevgisini, geçmişini hatta özrünü bile sayfalarına yazdığı yegane parçaydı. Hayatım boyunca saklayacağım ve içindeki yazıları aklıma, kalbime kazıyıp torunlarıma anlatacağım bir şaheserdi. On iki senedir kaburgamda hapsettiğim sevdamın cezasını bitiren, günyüzüne çıkmasına izin veren yazılı belgeydi.

Taksiyle hızlıca otogara varıp otobüsün kalkışı için daha vakit olduğunu farkettiğimde, lavaboya girmeyi düşünmüştüm. Regl dönemim yakındı. Valizin dış yüzündeki küçük cebinde sakladığım pedi almak için fermuarı açtım. Karşımda gördüğüm şeyi önce bilinçaltımın bana oynadığı bir oyun zannettim ama gözlerimi üç kere kırpıp açmama rağmen oradan kaybolmadı.
"Çöle düştün ve serap görüyorsun Başak." diyerek kendimi çimdikleyip, elimi korkarak deftere uzattım. Gerçekti. Gökhan'ın aylardır yazdığı defter bir şekilde valizime girmişti. Benimle birlikte az sonra Adana'ya gelecekti.

Defteri elime alıp fermuarı kapattım. Burası onu okumak için doğru yer değildi, zaten lavaboya neden geldiğimi hatırlamayacak kadar şoktaydım. Tekerlekleri sürükleyerek bolca insanın oturduğu koltuklardan birine attım kendimi. Suratımın kireç gibi beyazlaştığına, uzaktan bakınca dayak yemiş gibi durduğuma emindim.

Dudaklarımı ısırarak defterin kaplaması üstünde usulca parmaklarımı gezdirdim. Gökhan bunu ne ara çantama koymuştu acaba?

Dün gece evlerinde o ana dek yaşadığım en sarsıntılı günü geçirmiştim. Biz ilk defa, birbirimizin gerçekten yüzüne bakarak, hiçbir şeyin üstünü örtmeden olan biteni dile getirmiştik. Aslında daha ruhsal ve duygusal konuşmalar başlatmak üzre oturduğum masadan; geçmişi sirkelenip ortaya dökülmüş, sinir topu bir kız olarak kalkmıştım.

İLK TERCİH AŞK *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin