Ben geldim. Beni gördüğünüze sevinmişsinizdir umarım.
Yukarıdaki müziği açıp okuyalım lütfen. Bu arada müzik 1.21 de başlıyor. Küçük bir not düşmek istedim.
İyi okumalar!
---
(Yazarın anlatımıyla)
~2 Gün Sonra~
Saatleri geride bırakmışlardı. Hatta günleri. Ama ellerinden hiçbir şey gelmiyordu. Çünkü polisler onları olay mahaline yaklaştırmıyordu. Bu durum en çok Özgür'ün canını sıkıyordu. Bütün sinirini bir yerleri yumruklayarak çıkartıyordu. Elleri kıpkırmızı olmuştu. Ama bu, onun umurunda değildi. Tek düşündüğü Aylindi. En son iki gün önce görmüştü onu. Son sarılmaları aklından çıkmıyordu. Onun kokusunu ilk defa hissetmesiyle kendinden geçmişti birkaç saniyelik de olsa. Ve bu onu oldukça etkilemişti. Hâlâ neler olduğunu bilmiyordu kendine. Bundan sonra neler olacağını da...
Daldığı düşüncelerinde kurtulup Oğuzlar'ın konuşmasına kulak kesildi."Abi baban hiçbir şey yapamaz mı?"
Poyraz, bu soruyu belki bin defa cevaplamıştı. Babası cinayet büroda çalışıyordu. Meslektaşı izne ayrıldığı için Aylin'in dosyasını devralmak zorunda kalmıştı.
"Oğuz, son defa söylüyorum. Babamın yapabileceği bir şey yok. En ayrıntılı şekilde araştırıyorlar. Her şey otopsi sonucuna bağlı. Şuan onu bekliyorlar."
Oğuz, nefesini yanaklarında hapsetti bir süre sonra da sıkıntıyla serbest bıraktı.
"Şu mobese kayıtlarına uzaktan erişemiyor muyuz?" Özgür sorusunu direk olarak Oğuz'a yöneltti. Oğuz bir süre düşündükten sonra heyecanla bilgisayarının başına geçti. Aynı zamanda da açıklıyordu,
"Tabii ya biz bunu daha önce neden düşünemedik? Biraz zaman alabilir ama hallederim."
Akrep ile yelkovan yine yarış yapıyorlardı. Bu sırada Oğuz hala bilgisayarın başındaydı ve parmakları klavye ile dans ediyordu. Özgür ve Poyraz sabırsızca onu izliyorlardı. İçlerinden ise dua ediyorlardı. Sessizlik Oğuz ile bozuldu,
"Buldum!"
Hepsi bilgisayarın başındaydı şimdi. 3 çift göz aynı yere odaklanmıştı. Ekranda Aylin gözüktü önce. Binaya girişini gördüler. Yaklaşık 10 dakika sonra bir başkası girdi kadraja. Gecenin karanlığıyla kamuflaj olan biri. Tek görünen ensesindeki dövmesiydi. İçeri girdikten bir dakika sonra geri çıktı. Ardından Aylin gözüktü yine kamerada. Ama bu sefer farklı bir yerdeydi ve ana caddeye doğru ilerliyordu. Hepsi pür dikkat izliyorlardı ekranı.
"Aylin kamera açısına girmeden önce yarım saatlik bir atlama var. 20.00 ile 20.30 arasındaki kayıt silinmiş. Ayrıca Aylin içeri girdikten sonra görünen şu adam... Benim hiç içime sinmedi. Ensesindeki dövmesini ne olur ne olmaz bir yere çizelim."
Başlarıyla onayladılar. Özgür hemen bir kağıt ve kalem getirdi. Çizmeye koyulduğunda Poyraz babasını aramakla meşguldü.
"Alo baba! Sanırım biz bir şey bulduk. Emniyette misin? Yanına gelelim. Tamam biz geliyoruz o zaman."
Heyecanla birbirlerine baktılar ve toparlanmaya başladılar.
(Aylin'in Anlatımıyla)
2 gün geçmişti. Ne gelen vardı ne giden. Benim kafamda ise hala o sahne dönüp duruyordu. Özgür'e sarılışım... o an neden öyle bir şey yaptım ben de bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSUDAKİ TEN
ChickLit..."Sana söz veriyorum anne asla babam gibi olmayacağım." ... Hayatında en değer verdiği insanı, annesini, daha beş yaşındayken babası tarafından öldürülen bir kız... nefret hariç bütün duygulardan arınmış, intikam için çarpan bir kalp... verilmiş...