Çooook uzun zaman sonra tekrardan merhaba! Duygu karmaşasının ve şokun bol olduğu bir bölüm hazırladım sizin için. Hatalarım varsa şimdiden özür dilerim. Hazırsanız kemerlerinizi bağlayın. Çünkü bu oyun çok sarsıntılı olacak ;)
.
Bu arada yukarıdaki müziği de açmayı unutmayın. İyi okumalar!
.
Her geçen gün ağırlığıyla beni ezen yüküm biraz hafiflemişti. En azından artık önümü görebiliyordum. Yanımda kimler var biliyordum. Hayattı bu tabii, karşıma ne çıkarırdı bilemezdim ama savaşmak için neyden güç alacağımı biliyordum. Ben ailemi yıllar önce kaybetmiştim. Ama şimdi yeni bir ailem vardı. Ve ne olursa olsun onlardan vazgeçmeyecektim.
Arabadaki sessiz yolculuğumuzun ardından nihayet eve gelmiştik. Üzerimde hala bir yorgunluk ve kalbimde de bir ağırlık vardı. Bunlardan bir nebze kurtulmak için önce güzel bir duş aldım. Saçlarımı kurutmak istemiyordum. Bazen her şeyi kendi haline bırakmak gerekiyordu. Pijamalarımı da giydikten sonra Poyrazların yanına salona gittim. Özgür'ün kaşları anında çatıldı. "Senin saçların mı ıslak, yoksa bana mı öyle geliyor?" Umursamaz bir omuz silkmesinin ardından Oğuz'un yanına geçip oturdum. Kafamı omuzuna koyup sırf evin içinde ses olsun diye açtıkları televizyona kaydırdım gözlerimi. Yine klasik Türk dizilerinin olduğu bir geceyi yaşıyorduk. Göz kapaklarım yavaş yavaş ağırlaşırken Özgür elinde saç kurutma makinesi ile içeri girdi. Ne zaman gitmişti bu çocuk? Bu sefer benim kaşlarım çatılmıştı. Her ne kadar istemediğimi belirtsem de Özgür'ün inatçılığına yenik düştüm ve yenilgimi kabul ettim. Küçükken annem de böyle kuruturdu saçlarımı. O anın verdiği duygusallıkla gözlerim doldu. Ağlamamak için verdiğim büyük uğraş sonuçsuz kaldı. Göz yaşlarım birer birer yanaklarımda bağımsızlıklarını ilan ettiler. Özgür en sonunda kurutma işlemini bitirip saçlarımı taramaya başlayınca dudaklarımdan küçük bir hıçkırık firar etti. Ağlamak istemiyordum. Hele ki onların önündeyken. Korkmakla ya da utanmakla hiçbir alakası yoktu. Sadece üzülmelerini istemiyordum. Onları bugün yeteri kadar üzmüştüm zaten. Yanımda sessizce duruşları bile bana destek oluyordu. Onları gerçekten çok seviyordum.
Özgür saçımı taramayı bırakıp önümde dizlerinin üzerine çöktü. Ellerimi tuttuğunda gözlerinin içine baktım. Gözünü kırpsa firar edecekti göz yaşı ama o bunu reddediyordu. Bu yüzden de gözleri kızarmıştı. O kadar güzel gözüküyordu ki bu haliyle bile. Diğerleri de sağıma ve soluma oturduklarında onların da ağlamak üzere olduğunu gördüm. Hiçbirimiz konuşmuyorduk ama çok şey anlatıyorduk birbirimize. Her bir hücreme kadar hissediyordum desteklerini. Yine Allah'a varlıkları için şükredeceğim bir zaman dilimindeydik.
Hikayemi biliyorlardı. Beni biliyorlardı. Belki anlayamazlardı ne yaşadığımı ama onlar benim hayatımın kapısını aralamış sonra da içeri sızmışlardı. Kalbime dokunmuş ve oraya yerleşmişlerdi. Sadece bir günlüğüne bile olsa bu sert kızı bir odaya kilitleyip yerine içimde kimseye göstermediğim çocuğu serbest bırakmaya karar vermiştim.
Ne kadar böyle kaldık bilmiyorum. En sonunda biraz hava almak için dışarı çıktığımda Özgür de peşimden geldi. "Diğerleri nerede?" Omuzlarıma montumu yerleştirip gülümsedi. "İyi bir abi olup onları yatırdım." Gülümsemesine eşlik ettim. "Onlar da öylece kabul ettiler yani." Göğsünde birleştirdiği kollarını biraz daha sıkıp, "her abi gibi biraz tehdit işe yaramış olabilir," dediğinde gülümsemem genişledi. "Aylin," Bakışlarımı gözlerine çevirdim. Aklından binlerce soru geçiyordu ama o hangisini seçeceğini bir türlü bilemiyordu. "İstediğin ne varsa sorabilirsin, sorun değil." dediğimde biraz olsun rahatlamış olmasını görmek beni mutlu etti. İnsanların ne hissettiklerini anlayıp onlara yardımcı olmayı seviyordum. "Sen hayatımda tanıdığım en güçlü insansın. İyi ki seninle yollarımız kesişmiş." Cümlesindeki samimiyet içimi ısıtmıştı. Özgür farklıydı. Ona diğerlerinden farklı ama adlandıramadığım bir şeyler hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSUDAKİ TEN
ChickLit..."Sana söz veriyorum anne asla babam gibi olmayacağım." ... Hayatında en değer verdiği insanı, annesini, daha beş yaşındayken babası tarafından öldürülen bir kız... nefret hariç bütün duygulardan arınmış, intikam için çarpan bir kalp... verilmiş...