Saat 6 gibi işten çıkıyorduk. Tomiko'nun arabasindaydim.
"Hadi ama saçımi ne renge boyasam karar veremiyorum. Sadece içeri gel ve secmeme yardım et. Zaten mahalle kuaförüne gideceğiz."
"Tamam..tamam." Israrina daha fazla dayanamadım.
Iki dakika sonra kuaförün önündeydik. Kuaförün önünde küçük bir masa vardı. Bir adam ve etrafinda birkaç kız vardı. Içeri girerken çocuğa bakmaktan kendimi alamadım. Çok yakışıklıydı.
En fazla 20 yasinda olmaliydi. Ona bakmak kendimi yaşlı hissettirmisti. Tomiko her zaman minyon tipli olduğumu beni tanimasa Üniversiteli olduğumu sanacagini soyler. Iyi hissetmem için söylediğini biliyordum. Tomiko çocuğa baktığımı görmüş olacakki dönüp kıkırdadi. O fesat bir kadindi. Sac rengine karar vermesine karar verirken çocuk içeri girdi ve birsey icmek ister miyiz diye sordu. Yüzüme hiç bakmamisti. Çok kabacaydi. Ve haksızlık... Tomiko'nun gözlerinin içine bakıyordu. Müşteri olduğu icin öyle davrannaliydi. Ayrıca bananeydi ki... Ask yada flort işleriyle isim olmazdi. Tomiko benim içinde çay söyledi. Şimdi kabalik olmasin diye beklemek zorundaydim. Çay gelince çayı diktim.
"Biliyorsun Sora evde bekliyor. Gercekten gitmem gerek Tomiko."
Tomiko ciddilestigimi görünce ısrar etmedi.
"Haklısın hayatim. Alikoydugum icin kusura bakma. Yarin sabah bekletmezsen sevinirim!"
"Odestik diyelim." Tomiko'ya göz kirptim ve arkama bakmadan gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE SURVIVE (Türkçe)
Teen Fiction"Bak.. Küçük duruyor olabilirim ama 26 yaşındayım. Sense sadece üniversitelisin... Kaç yasindasin? 20 falan mi?" Eğdiği kafasını kaldırdı. Kısa sürede ona bu denli hisler beslemem kötü iken yakışıklılığı her şeyi dahada zorlaştırıyordu. "Birbirimi...
