O gece olanların ardından 1 ay geçmişti. Eski yaşamıma yavaş yavaş dönmeyi başarmıştım. Ama amcamın ısrarı üzerine tekrar psikoloğa gitmeye başlamıştım.
"Mami, neden kendini yeni bir ilişkiye hazır hissetmiyorsun? Anladığım kadarıyla o delikanlı da seni seviyor. Hala hergün seni görmeye geliyormuş, yakın bir arkadaş bile bir süre sonra seni ziyaret etmeyi bırakırdı."
"Aslında dün kavga ettik... Sato ile konuşmak istediğimi söyledim ama sacmaladigimi söyledi. Olay büyüdü. Yemeğin ortasında kalktı gitti."
O günden beri her akşam beraber yemek yiyorduk. Ikimizde tek başımıza yemek yemeyi sevmiyorduk.
"Abin olmasını önemsemiyor. Seni öldürmeye çalışan birini görmeye, hapishaneye gitmeni istememesi normal değil mi?"
"Biliyorum, birşey diyemiyorum. Ama Sato eskiden beni çok severdi. Birinin onu bana karşı doldurduğunu düşünüyorum."
" Yoksa-"
"Evet O."
"Aman tanrım. Bunu Ichimaru-kun ile tartıştın mı?"
"Hayır. Onu bu işin içine sokmak istemiyorum."
Seans 5te bitmişti. Taksiye bindim. Hemen eve gidip yemek yapmak istiyordum. Ichimaru'yu görmek istiyordum.
Saat 7 olmuştu. Hala gelmemişti. Yemeklerin hepsi soğumustu. Dün ki kavga yüzünden mi gelmemisti? Onu görmeden uyumak istemiyordum. Evinin nerde olduğunu aşağı yukarı biliyordum. 5 dk sonra evini buldum. Kapıyı çaldım ama kimse açmadı. Kapıyı açmayı denedim.
Açıldı. Bu aptal evinin kapısını kitlemiyor muydu?
"Ichimaru! Evde misin?"
Evinin tertemiz olduğunu düşünüyordum. Ta ki oturma odasına girene kadar. Etraf abur cubur çöpleri ve bira siselerinden gecilmiyordu. Ayrıca sigara kokuyordu. Nasıl yaşıyordu bu çocuk? Tam evde olmadığını düşünürken hafif bir horlama sesi duydum. Yatak odası da sigara kokuyordu. Yatakta sızmış olmalıydı.
Gömleğinin iliklerini çözmüştü ama ustunden çıkarmamıştı. Gorundugunden daha kasliydi. Saçları dağılmıştı. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki sesi onu uyandıracak diye korktum.
Yanına uzandım. Gözlerini açmaması için dua ediyordum.
Açmadı.
Neden bu kadar çok alkol ve sigara içmişti? Birseyler mi olmuştu? Bu kadar içtiğine göre hiçbirşey hatırlamak istememis olmalıydı. Yavaşça elimi göğsüne koydum. Kalp atışlarını hissedebiliyordum.
Duyduğum en güzel sesti. Uyanmamasi için dua ederken saçları ile oynamaya başladım. Parmağımı yanağında gezdirdim. Dudakları...
Bir anda eliyle elimi tuttu ve gözleri açıldı. Bana garip garip bakan bu gözler sanki başkasına aitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE SURVIVE (Türkçe)
Teen Fiction"Bak.. Küçük duruyor olabilirim ama 26 yaşındayım. Sense sadece üniversitelisin... Kaç yasindasin? 20 falan mi?" Eğdiği kafasını kaldırdı. Kısa sürede ona bu denli hisler beslemem kötü iken yakışıklılığı her şeyi dahada zorlaştırıyordu. "Birbirimi...