Bir el bilegimi kavramıştı. Ichimaru...
"Koşalım."
Toshio'nun sesini duyuyordum ama ayaklarım herseye kendi kendine karar veriyordu.
Neden kosuyorduk? Neyden kaciyorduk? Nereye gidiyorduk? Sormak istediğim çok şey vardi ama hiçbirşey demedim. Kalbimin deli gibi atmasının sebebi koşmamız değildi.
El ele tutusmuştuk.
Binadan uzaklaştık ve bir ağacın altında durduk. Ikimizde nefes almaya çalışıyorduk. Ellerimiz hala birbirine kenetlenmisti. Yüzünü hala goremiyordum. Derin bir nefes aldı.
"Özür dilerim."
"Ne için?"
"O serseriye cevap vermek zorunda kaldın."
"Hayır, düşündüklerimdi. Ayrıca soruları cevaplamak benim görevimdi.
" Eğer o kişinin ben olduğumu bilmeseydin, yine aynı şeyleri dermiydin?"
"Tabii ki, ama neden daha önce kim olduğunu söylemedin? "
"Bana patronunun oğlu olarak davranmani istemedim. Toshio-san'in yaptığı gibi."
"Kimseye başkasına bağlı olarak muamele göstermem." Elini bıraktım. Beni öyle bir insan olarak düşünmesi kalbimi kırmıştı.
"Özür dilerim. Bana kalsa üniversiteli olduğumu bilmeni bile istemezdim."
"N-neden? "
"Gözünde Toshio-san gibi olmak isterdim."
"N-ne alaka anlayamadım? "
Hala nefesimi duzenleyememistim. Elimi tuttu.
"Şurada bir kafe olacaktı. Oturmak ister misin? "
Başımı salladım.
(Multimedia: Tetsu Ichimaru)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE SURVIVE (Türkçe)
Teen Fiction"Bak.. Küçük duruyor olabilirim ama 26 yaşındayım. Sense sadece üniversitelisin... Kaç yasindasin? 20 falan mi?" Eğdiği kafasını kaldırdı. Kısa sürede ona bu denli hisler beslemem kötü iken yakışıklılığı her şeyi dahada zorlaştırıyordu. "Birbirimi...