Büyük bir hışımla kendimi kuaförün önünde buldum. Dışarıda kimse oturmuyordu. Birkaç dakikalık tereddütün ardından içeri girdim. İlk gördüğüm kişi kuaförün sahibesiydi. Etrafa bakındım ama onu göremedim. Kadın ile merhabalaştiktan sonra ne için geldiğimi sordu. Saçıma birşey yaptırmak istemiyordum ayrıca uzun sürecek bir işlem düşünmeliydim. En mantıklı şey manikürdü. Oturmami, yapacak kişinin geleceğini söyledi.
HAYIR HAYIR HAYIR... Bir yanlışlık vardı.
"Manikür yaptıracaktım."
32 diş güldü.
"Buranin sahibi yengem ve part-time da olsa çalışanları çok ciddiye alir. Bu arada hoşgeldin."
Ve stalkerlık girişimim burada sona etmişti.
Ichimaru sıcak su haznelerini elinde tutuyordu.
Yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Utançtan ölebilirdim.
Elini uzattı. Titrek bir şekilde elimi uzattım. Tenlerimiz ilk defa birbirine değmişti.
Eli yumuşacıktı.
"Manikure pek ihtiyacın yok gibi duruyor. " Güldü.
Yoksa herseyi anlamış mıydı? ? Hayır hayır saçmalama...
"Şey, Rahatsız oluyorumda."
"Anladım."
İşini yapmaya başladı. Konuşmayı başlatmam gerekiyordu.
"Üniversite okuyor musun?"
Soru sormama sevinmis gibi duruyordu.
"Evet, 3. sınıfım."
"Az kalmış, hangi bölüm?"
"Japon dili&edebiyatı."
"Ah. Benim bölümüm. Bende tekrar üniversiteye dönsem keşke."
Hastalıklı ve zor geçen 4 yıldı. Hayatımın en berbat yılları idi.
"İşin yorucu mu yoksa seni memnun mu etmiyor?"
"Hayır; Iruka Michijo, Patricia Hitomi gibi yazarlar ile çalışıyorum ve hepside editörüne karşı sorumluluk sahibi insanlar. Sadece üniversite hayatımı yaşayamadim diyelim."
Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. "Michijo ve Hitomi en sevdiğim yazarlar."
Ortak yönlerimizin olması hem beni heyecanlandiriyor hemde yavas yavas kendime şu soruyu sormamı sağlıyordu.
Kendimden 6 yaş küçük birinden hoşlanmaya mı başlamıştım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE SURVIVE (Türkçe)
Ficção Adolescente"Bak.. Küçük duruyor olabilirim ama 26 yaşındayım. Sense sadece üniversitelisin... Kaç yasindasin? 20 falan mi?" Eğdiği kafasını kaldırdı. Kısa sürede ona bu denli hisler beslemem kötü iken yakışıklılığı her şeyi dahada zorlaştırıyordu. "Birbirimi...