Kabuslar ne zaman biter? Sıradan bir insan neden bu kadar çok acı çeker?
Ansızın gelen bu şey neden beni yıkmak istiyor?Bir ıhlamur gibi iyi gelseniz bana, içimi yakan değil ısıtan olsanız..
..
Nefes nefese sıçradığım yataktan doğruldum. Kabus? Bitmedi mi bu sınav?
Yataktan çıkıp, paytak şekilde salona ilerledim. Siyah, geniş masanın üstünden telefonumu alıp Masal'ı aradım. Endişeli şekilde cevap verdi.
"Portakalım nerelerdesin sen ya! Dün eve geçince arayacaktın? Yalancı bir sürtüksün."Yüzümde anlık oluşan tebessümü silip cevap verdim.
"Ben bile ne zaman eve geldiğimin farkında değildim."Ses tonunu düzeltip heyecanla konuşmaya başladı.
"Onu bunu boşver, asıl bombayı patlatıyorum! Bil bakalım dün o çizimler ne oldu?"Endişe.. çizimlerim? Yangın?
Dudaklarım titrediği sırada Masal konuşmaya devam etti.
"Cevapta vermiyosun! Neyse dün tüm çizimlerin satın alındı, kimin aldığını hala öğrenemedim ama istediğin gibi, hayal ettiğin gibi kurumlara bağış yapacak parayı topladın! Seninle gurur duyuyorum canım."Çizimlerimin hepsi satın alındı? bu mükemmeldi, evet dün ilgi çok fazlaydı, umudum vardı ama bu kadarı şaşırttı beni.
Kim almıştı peki? Sesimi kısıp cevap verdim.
"Bende çok sevindim canım. Süper bi haberle güne başladım."Ufak bi kahkaha attı.
"Ne uyuz sikicisin ya. Neyse bu haftasonu çok değerli kurumların yemeği var. Ve sen davetlisin! Ne ballısın be karı! Satışların bir anda yükselince dikkatlerini çekmeyi başardın. Ve ben mükemmel bir arkadaş olarak seninle geleceğim. Of çok konuştum yarın ki gece için kıyafet ayarlamam lazım. Öptüm bay!"Ve suratıma kapattı. Masal şu moron hayatımda ki tek sevinç kaynağım.
Ve yarın ki yemek.. belki çizimlerimin hepsini satın alan kişi de o yemeğe katılır?
Bu karmaşıklıktan çıkıp kafamı dağıtmam gerekiyordu.....DAVET GÜNÜ..
Masal bize gelmişti, illa beraber hazırlanıcaz diyip tutturmuştu. Benden daha heyecanlanmasına kıyamayıp dediklerini yaomaya çalışıyordum. Saçıma sardığım havludan kurtulup, saç kurutma makinesini çalıştırdım.
Saçlarım makinadan çıkan sıcak havayla uçuşurken, gözlerimi aynada ki yansımama kitledim.
Saçlarım uzamıştı. O günden sonra hiç bir bakım yapamama rağmen güçlü duruyorlardı.
Saçlarına kadar kırılmış kadın. Canını çok mu yaktılar?Düşüncelerim beni o güne sürükledi.
14 Nisan 2010
"Yapma!"
Durmasını istiyordum.
Ağlamaktan dolayı şişen göz torbalarım, parkelerde sürüklenirken çizilen kollarım... Durduramıyordum.
O iğrenç nefesini hissettim.
"Kes o sesini! Madem benimle çalışmayacaksın o zaman seni yaşatmamın bir nedeni yok! kalbini o küçük bedeninden sökücem."Titriyordum, karnımda ki sancı artmıştı.
Ölüm..
Yaşamaya sebebim yoktu belki ama korkuyordum.
Yanında ki zinciri alıp eline doladı, diğer eliyle saçlarımı avuçlarının içine alıp, derimden sökmek istercesine çekti. Acıyı hissedemiyordum ta ki..
Yüzümü yüzüne sabitledi, sol zincire dolanmış elini yumruk yapıp kaldırdı ve yüzüme savurdu.
İşte o an vücudumda ki tüm kemiklerin kırıldığını hissettim. Kafam sağa savrulup başım zeminle buluştu. Ağızımdan çıkan kanlar, kırmızının en lanet tonuydu.Son gücümle parmaklarımın ucunda duran paslı demir çubuğuna baktım.
Titrek parmak uçlarımla demiri kavradım, onun boş bulunmasını ele alarak var gücümle dudak ve burun kemiği arasında ki yere geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DİSTOPYAM
RandomHiç tükendiğinizi hissettiğiniz oldu mu? Peki "Tamam benden bu kadar." dediğiniz?. İnsanın umutları belli birşeyden sonra tükenebilir mi?. Bu soruların cevapları evet hayır iken benim cevabim "bilmiyorum". Artık hiçsizleştim, neden şu kodumun dün...