2.Bölüm

10.2K 498 43
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ellerim titreyerek asansöre bindiğimde tam anlamıyla bir yıkım yaşamıştım. Bacaklarıma yarı yolda pes edip de beni tamamen rezil etmedikleri için minnettârdım.

O ayı gibi duran korumanın sert tutumuna karşılık benim bozguna uğramış bir kum kalesi gibi dağılmam hiç hoş olmazdı.

Asansöre bindim, kapılar kapandı ve gözlerimin vanaları sonuna kadar açıldı. Yaşlar yanaklarıma düşüyor ve ben daha fazla akmasınlar diye kendimi deli gibi sıkıyordum. Kendimi ber-bat hissediyordum. Annem, abim kesin mezarlarında ters dönmüşlerdir.

Bana uyguladığı bu psikolojik şiddetin altında eziliyor, can çekişiyor ve bağıra bağıra ağlamak istiyordum. Orospu çocuğu, bütün özgüvenimi yerle bir etmişti!

Ama suç onda değildi ki, bendeydi. Aptal olan bendim. O yaralamak istemiş bense bunu önlememiştim bile. Bad boy takıntısı mı, mazoşistlik mi bilinmez ama erkek seçimim hep berbat olmuştur. İlki ömrümü karatmış, ikincisi de önümü. Allak bullaktım ama şuurum ikisinin de birer piç olduğunu bilecek kadar yerindeydi.

Her şeye rağmen pişman değildim.

Onunla mahremimi paylaştığım için yerin dibine girmem gerekiyordu aslında. Cağnım gelenekler bunu söylüyordu çünkü. Oysa ben, çılgınlar gibi sevişmemizden zerre pişmanlık duymuyordum.

Özümde hiçbir zaman fahişe değildim ama bir fahişenin edepsizliği çıkmıştı gün yüzüne. Sanki bastırdığım duygularım, kafesini kırarcasına çabalayan vahşi bir hayvan gibi dışarı çıkmıştı, tıpkı yaşadığım o mükemmel doruk gibi. Benliğim sarsılmıştı.

Beni, olmadığım bir kadın gibi hissetmemi sağlamıştı, başarmıştı ama ben ona bunun için kızamıyordum bile. Edindiğim tecrübelerin o kadar ötesindeydi ki o yaşanmışlık, şimdi bile aklıma geldiğinde kıvranıyordum.

Onunla birlikte olmuştum.

Benden beklediği gibi onu memnun etmek değil, memnun olmak için kendimden geçmiştim. Kendimi önplanda tutmuş, onu kullanmıştım.

Sırıttım.

Acaba hangisinden daha çok nefret ediyordum.

Rustan mı, Erdem'den mi?

Gözyaşlarımı sildim ve lobiye indim. Geceyi bu otelde geçirecek ve sabahına bu şehri terk edecektim. Rutin hayatıma kaldığım yerden devam edecektim. Benim amacım hayatta kalmaktı, birilerine bağlanmak değil. Ben yarından itibaren yine hayatta kalmak için elimden geleni yapmaya devam edecektim, yukarıda edindiğim tecrübe de yanıma kâr kalacaktı. Eşyalarımı da yarın alırdım. Dışarısı hâlâ çok tehlikeliydi.

Enformasyona yaklaştığımda yumruk yemiş gibi kalakaldım.

Has-siktir. Gözlerimi pişmanlıkla yumdum ve avucumu sertçe alnıma yapıştırdım. Çantam...bok kafam, çantamı yukarıda unutmuştum.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin