Bak işte bundan hiç şüphen olmasın!
Çıplak göğsünü okşayarak yanağına küçük öpücükler bıraktım. Dudaklarımı yüzüne değdirmeyi çok seviyordum.
"Yaramazlık mı yapacaksın?"
Elim hafiften kıpırdandı. "Bu havlu," dedim elimi aşağılara doğru kaydırarak. "Ağır değil mi?" Gözleri elimi takip ederken sırıtıyordu. Havluyu çekip kenara bırakır bırakmaz beni birden çekip önüne oturttu. Lavobonun içindeydim. İşaret ve orta parmağını birleştirerek dizlerimi dokunup bacaklarımı ayırmış ve ortama yerleşmişti.
Musluğun demir kafası sırtıma değip, oramı acıttığından yüzümü biraz buruşturmuştum. Kafayı yana çevirip acımı dindirdiğinde minnettâr bir şekilde gülümsedim. "Böyle daha iyi."
"Peki böyle?" Elini aralık bacağımın tamamiyle savunmasız bıraktığı kadınlığıma dokunduğunda inleyerek alt dudağımı dişledim. "Çok daha iyi." Sırıttı. Traş olduğundan bir eli buz gibiydi ve o alevlenen bölgemin sıcaklığına çok iyi geliyordu. Parmakları kıpırdandığında başımı hafif arkaya atıp derin ve keskin bir nefes aldım. "Ama," dedim düşünme yetisini yavaş yavaş kaybederken. Başımı tekrar kaldırmış kulağını dişlemek için onu kendime çekip, boynuna gömülmüştüm. "Sen içimde olsan çok, çok daha iyi olacak." Arzu yüklü nefesimi boynuna üflediğimde parmakları baskısını arttırdı. Daha çok gerildim ve hazla doldum. Bana zevk vermeye programlıydı sanki parmakları. Ne yaptığını öyle iyi biliyordu ki.
Çarpıkça gülümsedi bu edepsiz davetime. Onunla bu şekilde açık sözlü olunca zevkten dört köşe oluyordu. Ve daha fazlasını almak için beni çırpındırıyordu. "Daha açık olmalısın." Şeytani bakışları aç bakışlarıma değdi. "Tam olarak nerem nerende olursa deliriyorsun?"
Bu meydan okumaya karşılık derin bir nefes aldım ve yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Parmakları durmuştu. "Erkekliğin kadınlığımdayken!" Verdiği aralıktan hoşlanmadığımı belirtircesine kıpırdandım ve ben devam ettim.
Aldığı cevabın onu nasıl çıldırttığını görür görmez içimi büyük bir gurur kapladı. Onu her halimle çıldırtabilecek kadar etkiliydim ama en çok edepsizliğime çıldırıyordu. Gözlerinde gördüklerimi uygulasa, ikimizi de zevkin kollarında coştursaydı keşke. Neyi bekliyordu bilmiyordum.
Tek kolumu boynuna dolayıp elimi ensesine koydum ve bedenimi biraz daha belirgin bir şekilde kıpırdatmaya başladım. Dudaklarım kulağındaydı. Usul usul iniltiler eşliğinde fısıldamaya başladım. "İvan, sen içimdeyken delirmişçesine mutlu oluyorum." Boynunu öpüp gözlerine baktım. "Bana daha önce bilmediğim şeyleri tattırıyorsun ve ben," parmaklarını iyice içime ittirtiğinde inleyerek başımı arkaya attım. Ölecektim...
"Ve sen?" diye emretti cümlenin sonunu. Bedenimi parmaklarına doğru ittirdim. "Ve ben. Of," çıldırmak üzereydim. Açlığım artmış, doyurulması gereken yanlarım yuları kopmuş at gibi dörtnala koşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General FictionBir adama yenilmemek için neler yaparsınız? Hayatta kalmak için şehir şehir gezen bir kadın... Her şehirle birlikte yepyeni bir kimliğe kavuşup, sırf bir adama yenilmemek için neyi var neyi yoksa ortaya koyarken bir anda kollarına düştüğü yabancıya...