7. Bölüm

8.6K 401 388
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölümü yorumları ile beni en çok güldüren @zeyzeyak a ithaf ediyorum. :D

Yatağın üstünde amaçsızca oturuyordum. Aslında şu an bana, son zamanlarda bana yoldaş olan tedirginliğim eşlik etmesi lâzımdı ama ben garip bir şekilde rahattım. Kendimi yüz tane koruması olan bir prenses gibi hissediyordum. Kaygı, tedirginlik, telaş... Sanki hepsini derin dondurucuya atmıştım.

Gözlerim yataktan hemen uzakta duran, gri bir ambalaja kaymıştı. Gözlerimi kısıp da oraya dikkatlice baktığımda onun bir prezervatif ambalajı olduğunu anladım. Hafiften, böyle inceden bir gülümseme yayıldı dudaklarıma.

Güvenmiyordu.

Ve o günkü sürtüşmeden sonra tedbir almakta gecikmemişti. Bu iyi bir şeydi aslında. En azından hamile kalmayacaktım. Ondan böyle bir hatıraya sahip çıkabileceğimi sanmıyordum. Öncelik kendi hayatımdı. Böyle bir hayatın ortasına bir de çocuk... Gerçekten ama gerçekten çok büyük bir belâ olurdu. Ve annelik... Hiç yakıştıramıyordum bu sıfatı kendime.

Tek başımayken şarkı mırıldanmayı çok seviyordum. Sesim kargaları ağlatıyor olabilirdi ama bu beni asla tutkumdan vazgeçirmiyordu. Sevgili Ebru Gündeş'in şarkısı dolanmıştı dilime; 'Sen Allah'ın bir lutfusun' ama ben onu kendime uyarlamış ve beni mutlu etmesini sağlayacak şekilde söylüyordum.

Şöyle;

Sen Allah'ın bir puştusun,

Gördüğüm en büyük orospusun

Seni vuran şifa bulur

Öl de gönlüm şifa bulsun.

Bu nadide satırların sahibi bizim piçson. Erdem. Piçlerin en iyisi, en ustası, en rakipsizi. Haysiyetsiz orospu çocuğu. Bütün sinir hücrelerime horon teptiriyordu yine.

Annemle ortak yönlerimiziden biriydi Ebru Gündeş. Onun sayesinde tanımıştım sesiyle huzur veren bu kadını. Belki de birbirimize benzediğimiz için anlaşamıyorduk kız anne, ne dersin? İnatlığım, dik başlılığım...Hepsi de senden bir parçaydı. Sırf bu yüzden de değiştirmek istemiyordum bu huylarımı, sadece sen varsın diye onlarda.

Ve bu şarkı...Erdem'le ilk dansımızın şarkısıydı. Bir çok ilklerimin yuvasıydı o. İlk aşkım, ilk mutluluğum, ilk acım. Hepsi sahte ama acısı gerçekti; Yüzyıllar geçse bile dinmeyecek kadar gerçek.

"Şarkı söyleyebildiğini bilmiyordum."

Sıçrayarak ona döndüm. Ne zaman kendimi düşüncelerimin kuyusuna atarsam o beni hunharca çekip çıkartıyordu o dipsiz kuyudan. Bunun için ona minnettârdım.

"Aslında şarkıcıyım ama ek iş olarak eskortluk yapıyorum."

Bana gülen bir bakış attı. Bomboş olan oda onun varlığı ile nasıl da dolmuştu birden. Tipinden söylediklerimin hiç birine inanmıyor olduğunu anlamıştım.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin