Bir anda yataktan fırladım.Acı bir fren sesi uykumu bıçak gibi kesmiş, göğsümün ortasına adetâ bir bomba düşmüştü. O an odanın açılan kapısını bile fark etmeden balkona koşmuştum. Sıkıca balkonun tırabzanlarına tutunmuş ve gözlerimi avluya dikmiştim; Kalbimi korkudan titreten o sesin geldiği yöne...
"Leyla?" İvan'ın endişeli sesi kulaklarımı doldursa bile ben yanıt veremedim. Aslında hiçbir şekilde tepki veremiyordum, çünkü zihnim beni geçmişe mıhlamıştı.
"Hiii," dedi annem duyulan fren seslerine tepki olarak. Korkudan yüzü kasılmış ve elini korkuyla göğsüne koymuştu. "Ne kadar da acı bir ses, Allah kaza belâ vermesin." Ben o sesi duyar duymaz hemen küçük, yuvarlak biçimde olan balkonumuza koşmuş ve gözlerimle yakınlardan gelen sesi bulmaya çalıştım.
Halka halinde kocaman bir kalabalık, karınca misali bir yere toplanmıştı. Evimizin bulunduğu sokakta çok keskin bir viraj vardı ve hızını düşüremeyen o zavallı her kimse o viraja kurban olmuştu artık. Kalabalıktan uğultular, ağıtlar yükseliyor, insanlar etraflarına bakıp yardım dileniyordu.
"Anne, çok kötü bir kaza olmuş," diye bağırdım içeriye doğru, arkama bile bakmadan. Bir saniye bile gözümü o feryadların yuvası olan yerden ayıramıyordum. Annem sesimdeki endişeye koşarak geldiğinde gördüğü manzara karşısında şaşırarak alt dudağını dişledi hemen. Tek elinin tersini diğer elinin avucuna vurarak "Vah, tüh," diyerek yakınmaya başlamıştı.
Erdem...
Kalabalığı yarıp, bizim eve doğru gelen bir adamı gördüğümde korkuyla annemin koluna yapıştım. "Anne." O da elini hemen bedenime sarıp beni kendine çekmişti. "Korkma kızım, gelen Erdem."
Sorun da buydu işte. Erdem o kadar endişeli geliyordu ki.
Annemin kolundan sıyrılıp, balkonu terk ettim ve koşarak dış kapıya vardım. Kapıyı açar açmaz Erdem'i karşımda gördüğümde aldığım nefesler yetmiyordu.
"Kim?"
Sessizce bana baktı. Mideme kramplar girmeye başlamıştı. O sustukça kalbim sıkışıyor, midem acıyordu. Beklediğim cevabı veremeden kapıda annem belirdi. Erdem'in gözleri anneminkileri bulduğunda bir ambulans sesi doldu evimizin içine. Bu sesi zaten sevmezken şimdi ta yakınımda duymak beni daha da çok huzursuz etmişti.
"Erdem, oğlum?"
"A.."
bu harfin gerisi gelmiyordu dilimin ucuna. Yaşlar birden hücum etmişti gözlerime.
Yooo!
Hayır!
Olamaz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
General FictionBir adama yenilmemek için neler yaparsınız? Hayatta kalmak için şehir şehir gezen bir kadın... Her şehirle birlikte yepyeni bir kimliğe kavuşup, sırf bir adama yenilmemek için neyi var neyi yoksa ortaya koyarken bir anda kollarına düştüğü yabancıya...