Eskilerden kalmış ama eskimemiş şeylere özel bir sevgi beslerim ben. Çünkü onlar yıllandıkça değerlenir. Popüler kültürün kurbanı olmazlar. İçtenlik dolu, doğal, gerçek yaşanmışlıkları yansıtırılar. Bugünkü tahammül edemediğim o sahte gösterişlerden uzaktırlar. Beğenilme değil de anlaşılma arzusu taşırlar genelde, anlaşıldıkları zaman zaten beğenilmekten nasibini alacaklardır. Modanın devri gelir geçer örneğin, ama başyapıtlar hep başyapıttır.
Günümüzde de çok başarılı işler yapıldığının farkındayım ve bunları hem takdir ediyor hem de memnuniyet duyuyorum tabi ki. Ama bugünlerde her alanda o kadar çok proje kalabalğı var ki, kaliteli kalitesiz birbirine karışmış durumda.
Bu yüzden son yıllarda yapılan yüzlerce beğendiğim şarkıya rağmen bana eskileri hatırlatan o şarkıyı ilk dans şarkımız olarak seçtiğimde Tolga bana hak verdi. 2001 tarihli bu şarkı, Anadolu Rock'ın önde gelenlerinden Kıraç'ın Endamın Yeter şarkısı.
Arkan'ı davetliler arasında görüşümün ilk şokunu atlattıktan sonra, bugünü mahvedecek herhangi bir harekette bulunmaktan kaçınmaya karar verdim. Neler olduğunu, kutlamadan sonra da öğrenebilirdim. Ani verilmiş bu karar doğrultusunda şu an yaptığım şey ellerim Tolga'nın omuzlarında, onun elleri de belimde dans etmekti.
Endamın yeter gözlerin yeter
Uğramasın sana ne hüzün ne de keder
Kalbim senden senden vazgeçmeyecek
Korkma içimde aşkın hiç bitmeyecek
Eğer istersen bu sonsuza dek sürecek
İnan bu adam hep seni seni sevecek
Gönlüm senden senden vazgeçmeyecek
Korkma içimde aşkın hiç bitmeyecek
Eğer istersen bu sonsuza dek sürecek
İnan bu adam hep seni sevecek
Endamın yeter gözlerin yeter
Uğramasın sana ne hüzün ne de keder
Bir gün gelir geçer yüzündeki çizgiler
Ne aşkın son bulur ne içimde o düşler
Kıraç'ın sesi son kısmı güçlü sesiyle uzatarak söylerken Tolga'nın beni tek elimden tutarak kendi eksenimde çevirişine kahkahalarla uyum sağladım.
Sıradaki romantik şarkıda, tüm çiftler sahnedeydi ve biz de ikinci dansımızı yapıyorduk.
"Gelin ve damat dans ederken ne konuşur diye merak edilir ya hep, sence ne konuşuyorlar?" dedim Tolga'ya.
Güldü.
"Belki de herkes, şu an bizim yaptığımız gibi dans ederken konuda fikir yürütüyordur ve bu böyle sürüp gidiyordur."
Gülerek kafamı omzuna yasladım, dansın geri kalanına sarılıyormuş gibi durarak devam ettik.
Dansın ardından özenle seçtiğimiz şarkılar arkaplanda çalmaya başladı ve bir saat boyunca devam etti. Bu sırada biz pastamızı kestik ve objektifler o günden hatıralarımızı kaydetti.
Eş dostla takılma kısmına geçtiğimizde ilk yanıma gelen Defne Abla, sımsıkı sarılarak tebriklerini dile getirdi. Ardından Tolga'ya yöneldi ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Tolga onu hafif bir baş hareketiyle onayladı. Abla-kardeş özeline girmemek için bu konuda bir şey sormadım.
Tolga'yı okul arkadaşlarımın olduğu masaya sürükledim.
"Siz evet diyene kadar kamera şakası yaptığınıza inanabilirdim." diyerek güldü Merve.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Evlilik Biraz Ani Olmadı Mı? #wattys2018
Romanzi rosa / ChickLit#aşkhikayesi hastaginde 9 oldu. Ayakları yere sağlam basan, mantıklı bir kızdır Aylin. Birdenbire ne oluyor ki kendini neredeyse tanımadığı bir adamla kendi isteğiyle evlenirken buluyor?!