Arabada alçak seste kalarak fon müziği niteliğinde kulaklarımıza ulaşan müzik beraberinde geri dönüş yoluna koyulduk. Zaten kahvaltıdan az bir zaman sonra pikniğe gelmemiz sebebiyle hala gündüz saatleriydi. "Sıradaki aktivitemiz ev bakmak olsun mu?" dedi Tolga. Ellerini direksiyonu tutarken tepkimi gözlemlemek istercesine bakışlarını bir an için bana çevirmişti.
'Neden olmasın?' anlamında omuz silkip uysalca gözlerimi kapatarak cevap vermem üzerine direksiyonu kırdı ve yolumuzu değiştirdi.
İlk baktığımız eve ulaşmadan önce "Burayı beğeneceğine eminim." demişti, evi gördüğümde ne kadar haklı olduğunu anlıyordum.
"Tolga... buraya bayıldım!"
Öncelikle evin geniş salonuna açık bej rengi hakimdi, girdikten sonra sağda kalan duvarda şık bir şömine bulunuyordu. Amerikan mutfakta ise beyaz mutfak dolaplarının siyah ayrıntılarla süslendiğini gördüğünüzde zıtlığın uyumuna şahit oluyordunuz. Salonda tavandan yere kadar, duvarı ortalayan biçimde üç adet cam vardı. Yatak odasında ise bir fransız balkonu yer alıyordu. Ortalama boyutlardaki evi gezdikçe, her köşesinde yetenekli bir mimarın kaleminden çıkma profesyonelliği görebiliyordum.
"Seçeceğimiz eşyaların renginden modeline kadar her şey canlandı bile gözümde. Burayı tutmalıyız." dedim.
"Böyle düşünmene çok sevindim, senin zevkinle dekore edilmiş bir evde yaşamaktan eminim çok memnun olacağım."
"Okulumuza da yakın." dedim birden. Bunu söyler söylemez gülmeye başladık.
"Sesli söyleyince biraz komik geliyor değil mi?" dedim.
"Bugünlerde okulu bitirmeden evlenmek... pek alışıldık bir şey değil itiraf etmek gerekirse. Ama boşver, bu da bizim serseri serbest stilimiz olsun." diye yanıtlayıp kolunu omzuna atarak beni kendine yaklaştıdı. Memnuniyetle ona uyum sağladım.
"Tamam." dedi Tolga emlakçıya dönerek. "Hanımefendiyi duydunuz, tutuyoruz!"
***
Evin önünde bıraktı beni Tolga, inmeden önce sembolik olarak yanağımı sırayla onun yanaklarına değdirmek suretiyle öptüm onu. "Kendine iyi bak." diyerek vedalaştı benimle.
İçeri girince, "Nereye gittiniz?" diye sordu ablam hemen merakla. O an farkettim ki, onunla kız kıza sohbetlerimizi çok özlemiştim.
"Hadi üstümü değişeyim de biraz laflayalım." diyerek yanıtladım onu. Merdivenlerden çıkarken birden durdum. "Sen neden okulda değilsin?"
"Yaz kurslarımız dün sona erdi, şunun şurasında okulun açılmasına ne kaldı zaten. Ama tabi sen farkedemeişsindir, çok meşgulsün şu ara."
"Öyleyim gerçekten." dedim içimde bir dingin bir mutluluk hissederken. "Hiç de şikayetçi değilim doğrusu bu meşguliyetten." diye kendi kendime mırıldandım merdiven basamaklarını yavaş adımlarla tek tek çıktığım sırada.
Odama girer girmez direkt kendimi sırtüstü yatağa attım. İç sesim "Ne güzel gündü be!" diye haykırıyordu.
Yataktan kalkıp üzerime bir tişört ve eşofman geçirdikten sonra ablamı aradım.
"Evden mi çıktın?" diyerek açtı.
"Hayır evdeyim."
"Seslensene o zaman, niye arıyorsun?"
"Ses tellerimi yıpratmamı mı istiyorsun? Ne kadar düşüncesizsin."
"Dünyaca tanınan bir opera sanatçısı olduğunu unutmuşum tabi, affet."
![](https://img.wattpad.com/cover/156313255-288-k448907.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Evlilik Biraz Ani Olmadı Mı? #wattys2018
Chick-Lit#aşkhikayesi hastaginde 9 oldu. Ayakları yere sağlam basan, mantıklı bir kızdır Aylin. Birdenbire ne oluyor ki kendini neredeyse tanımadığı bir adamla kendi isteğiyle evlenirken buluyor?!