Gerçekler, peşinden koşturduğun zaman oyun oynadığını sanıp senden uzaklaşıyor. Hatta bazen arkasına bakıp güldüğü bile oluyor. Ne zaman kuralları idrak edip eğlencesini yarıda bölüyorsun o zaman canı sıkılıyor ve sana kendisini yakalaman için bir şans tanıyor. Fakat her bulgunun beni daha fazla çıkmaza soktuğu gerçeğini değiştiremiyorum. Bu sefer ki çıkmazdan da öte, yolun sonu.
Zihinsel ve ruhsal anlamda intikam hırsının beni çok bunalttığını fark ettiğimde, pes etmek değil lakin biraz dinlenmemin sonuca varmam için daha faydalı olacağını düşündüğümden, Shalinda' nın teklifini kabul ediyorum. Bu fikrim, şehir merkezine yolculuğumu başlatıyor. Farklı ortam, bir haftalığına da olsa her şeyi sihirli değnek değmişçesine eski haline döndürüyor. Kaybımın olmadığı zamanlara.
Kaygısızca gülüyorum, alışveriş yapıyorum, yeni insanlarla tanışıyorum. Birbirine benzeyen caddelerde zevkle kayboluyorum. Yorulduğumda gözüme hoş görünen bir kafeye oturup içimi ısıtan sıcak çikolatamı söylüyorum. Yudumlarken ağzımda bıraktığı tadı özümsüyorum. Yoldan geçen insanları izliyorum amaçsızca.
Yaşlı kadının karşıya geçmesine yardım eden bir genç.
Sevgilisinin üşüdüğünü hissedip onu kollarıyla saran bir adam.
Yaptığı yaramazlık yüzünden çocuğunu kızan bir anne.
Okulu eken bir grup genç.
Aceleyle işine yetişmeye çalışan bir kadın.
Ve onlarcası.
Oradan kalkıp sahile yürüyorum. Tıpkı çocukluğumdaki gibi doğanın bize bahşettiklerine bakıyorum hayranlıkla. Yılın ilk karının ruhuma beyaz umutlar düşürmesini diliyorum. Rüzgarın bedenimi ele geçiren soğuğuyla ferahlıyorum. Hırçın dalgaların ardındaki dinginliğin hayalini kuruyorum. Ağaçtan düşen her yaprağın hayatımdaki olumsuz düşünceler olduğunu varsayıyorum. Bütün renk cümbüşünün ruhuma dolduğunu hissediyorum. Şemsiyemi açmadan beyaz suların beni yıkamasına izin veriyorum. Yolda gördüğüm kediyi kucağıma alıp sıcaklığımla sarmalıyorum. Kendini gösteren güneşle birlikte ısının her yanı sarmasını seyrediyorum. Geceler, ayımın parıltısının üzerine bir miktar bulut düşürse de aldırmıyorum.
Geri döndüğümde peri masalımdan kolay kolay kurtulamıyorum. Anıların sarıp sarmaladığı hüzünlü mutluluğuma gömülüyorum. Bir ay sonra ise askıya aldığım olaylar, hiç beklemediğim anda bana bazı gün ışıkları armağan ediyor, hemen önünü kara bulutların kapadığı.
...
'Hafta sonu neler yaptın bakalım başaktanem?'
Büyüklerin aksine geçiştirmeyip ne yaptığını dakikası dakikasına anlatıyor. Bazen sıkılsam da sesimi çıkarmıyor ilgiyle ellerine odaklanıyorum. Bitirdiğinde minik parmaklarını avuçlarımın arasına hapsedip öpücüklerimi konduruyorum. Bunca zaman görmezden gelmeyi tercih ettiysem de beni buraya bağlayanın o olduğunu inkar edemiyorum. Gönlüme öyle bir tahtını kuruyor ki itiraz etmeye fırsatım dahi olmuyor. Bütün gerçekleri, öğrenmek istediklerimi bir kenara bırakıp sadece onun masumiyetine sığınmak istiyorum.
O gün kartopu oynamak için dışarı çıkıyoruz ve Carina' nın sözleri beynimde patlıyor.
'Aaa unuttum ben şeyi. Geçen gün senin arkadaşın geldi bize. Valerie' yle konuştu.'
Bakışlarım anlamaya çalışırcasına kısılıyor.
'Hangi arkadaşım Carina?'
'Hani böyle kocaman ateş yakıldığında sen oturuyordun ya arkadaşlarınla. Ben de yanına gelmiştim. Oradaki arkadaşın. Hatta çok önceden bir kere daha gelmişti ama ben unutmuşum.'
Sırtıma atılan kar topu refleksle arkama dönmeme sebep oluyor. Brad' i görmeyi beklerken Bay Raphael' in gülümseyen yüzüyle karşılaşıyorum.
'Oynamaya çıktığınızı görünce eşlik edeyim dedim.'
Carina babasına doğru neşeyle koşturuyor. Dizlerinin üzerine çöken Bay Raphael kızını kucağına alıp yanıma geliyor. Fakat ben hala şaşkınca bakmaya devam ediyorum. Gözümün önündeki sarı noktacıklara dokunabilecekmiş gibi uzatıyorum ellerimi.
'Bayan Fern. Bayan Fern.'
Endişeyle çatılı kaşlar o an için nöronlarımı ilgilendirmiyor. Bay Raphael' in ses rengini değiştirenin ne olduğunu daha çok merak ediyorum.
'Kusura bakmayın. Benim yapmama gereken işler var. Sonra görüşmek üzere.'
Koşarcasına oradan uzaklaşıyorum.
...
Şaşkınlığımın büyüklüğü Carina' nın söylediklerini şeffaflaştırsa da anın büyüsünden kurtulduğum zaman başıma üşüşüyor her bir harf.
Zihnim o güne gidip Brad, Shalinda ve Evan' ın yüzlerinde dolaşıyor. Kimden bahsediyor benim başaktanem? Arkadaşlarımdan herhangi biri neden Bayan Valerie ile görüşsün ki? Brad olsa Carina bana söylemeye gerek duymazdı, çünkü konuşmaları çok doğal. Orada çalışıyor nihayetinde. Shalinda' dan bahsettiğini sanmıyorum. Belki de Evan' dır. Araştırmama yardım etmek için...
Fakat bana söyleyebilirdi. Gizlemesi için hiçbir sebep yok.
Tabi ya.
Eğer önemli bir ipucu bulduysa umutlandırmamak içindir.
Beni hayal kırıklığını uğratacak en ufak teselliyi bile benden esirger.
Düşüncelerimin sonuca varmasıyla rahatlıyorum. Fakat yarın Carina' ya sormak aklımın bir köşesine kazınıyor.
Gözlerimi kapatıp uykuya dalmayı beklerken siyahlık bir anda altın sarısı noktacıklara dönüşüyor. İnanamazca yatağımda doğruluyorum.
'Gerçekten anlayamıyorum. Bugüne kadar hiçbir insanın ses renginin bariz değiştiğine şahit olmamıştım. O kasvetten nasıl bir anda böylesine tatlı bir tona dönüşür. Gözlerimi ağrıtmasını geçtim, saatlerde o eşsiz güzelliği seyredebilirdim.'
Sırtım tekrar yumuşak yüzeyi bulduğunda bu sefer tavanda görmeye başlıyorum ses rengini.
'Sesi duyman gerekiyor beynim, görüntü oluşturmak için. Senin de frekansların karıştı artık. Sana nasıl format atmalıyım bilmiyorum. O yüzden bir an önce kendine gelsen iyi olur.'
Ben delice konuşurken telefonumun sesiyle elim komodinin üzerine gidiyor. Ekrandaki yazılar beynimde anlamlı bir bütün oluşturmaya çalışsa da elim titreyerek telefonun düşüşünü izlemekten başka bir şey yapamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evenness Kasabası
Misteri / Thriller'Yıllar önce heyecan, koşturmaca, telaş burayı terk etmiş geriye sadece valizine sığmayan huzuru bırakmış.' denilen bir kasabanın, ölümün sisiyle griye bulanmasının hikayesi.