1.Bölüm

59.9K 2.9K 3.3K
                                    

Selam!

Bana instagramdan ulaşabilirsiniz. Ama istek atarken lütfen Katarsis'ten geldiğinizi belirtin ki kabul edeyim isteğinizi :)

Kullanıcı adım: _eelcin


Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya bırakabilirsiniz. :)

Ağzımda saatler boyunca çiğnediğim sakızı dilimle döndürürken istemsizce yüzümü ekşittim. Dakikalardır Koray aptalını bekliyordum, ancak ne telefonlarımı açıyor ne de mesajlarıma cevap veriyordu. Sanki günlerdir buluşmak için yalvaran bendim!

Sinirle ağzımdaki sakızı elime alırken yüksek sesle söylenmeye başladım. "Hayır yani. Bu erkeklere yüz vermeye gelmiyor. Ne sevgiliye, ne arkadaşa. Hepsi aynı bok," derken çöp konteynırına yaklaştım ve ağzımda iğrenç bir tat bırakan sakızdan en sonunda kurtuldum.

Oflayarak başımdan düşen şapkamı çekiştirmeye başlamıştım aynı zamanda. Amacım; bir nebze de olsun esen rüzgardan etkilenmemek ve uçuşan yaramaz saçlarımı gizlemekti.

Yılların bana yüklediği zorunluluklarla birlikte, beyaza çok yakın olan sarı saçlarımı gözler önüne sermek beni her zaman rahatsız eder olmuştu. Küçükken istemsizce, zarar görmemek için taktığım siyah şapkam, artık bende refleksi bir hareket haline gelmişti. Şimdi ise; yanımdan ayıramadığım arkadaşım, güçsüzlüğümü sakladığım gizli kutum olmuştu.

Kararmaya başlayan havaya bakıp fısıldadım bezgince. "On dakika. Lanet olası on dakika daha bekleyeceğim seni Koray."

Koray.. O, benim için kardeş kelimesinin tanımı deseydim az bile kalırdı. Onu anlatacak kelimeler dilime bile yaklaşmazdı, biliyordum. Tam tamına on beş yıl olmuştu. On beş yıldır benim abim, kardeşim, ailem.. Kısacası benliğimi kaplamıştı şebek surat.

Tam dört yaşındayken verildiğim yetimhanede, müdürden sonra karşıma çıkan ilk kişi olmuştu. Elimdeki kafası kopmuş barbie bebek ile koridorda ürkek bir şekilde yürüdüğüm zaman farketmişti beni. Burnumu çekiyor, ailemin beni buradan neden almadığını düşünüyordum. Sadece minik bir kızdım işte..

Bir anda önüme atlamıştı, "Bööö," diyerek. Ellerini yana doğru açmış, kendini korkutucu göstermeye çalışmıştı. Aslında o dakikadan anlamalıydım bu çocuğun espri yeteneğinin vasat seviyede olduğunu ya, neyse.

Karşıma birden öyle çıktığında ise, ilk başta koridorda herkesi odalarından fırlatacak bir çığlık attığımı hatırlıyordum. Hatırladıkça da gülüyordum çünkü çığlığımın ardından elimde duran barbie bebeğimi ardı ardına Koray'ın kıvırcık saçlarını geçirmeye başlamıştım.

Ama mankafanın saçları o kadar kabarıktı ki vuruşumdan etkilenmemişti bile. Eşek herif. Tüm gücümü kullanmama rağmen kahkahalarla güldüğünü an be an hatırlıyordum. Ardından koridorun çocuk yığınına dönüşünü, müdürün kızarak hepimizi odalarımıza tıkışını..

Sert bir rüzgarın daha bana çarpmasıyla montuma sokuldum. Soğuktan korunmayı başarabilen bedenim memnunken, bir anda kafamda hissettiğim soğukluk gözlerimi yuvalarından fırlayacakmışçasına açmama ve eskilerden kopmama neden oldu. Sır gibi saklayıp, üzerine kilit vurmaya çalıştığım saçlarım yüzümün önüne düşmüş, şapkamın bana 'elveda' dediğini yüzüme yüzüme vuruyordu.

Bedenimi ansızın döndürüp etrafa bakmaya başladım ve tam da o an havada süzülmekte olan şapkama odaklandım. Koyu karanlık gökyüzünü beraberinde getiren yağmur yavaş yavaş damlalarını dökmeye başlamıştı. Beynimde 'titanic' müziği çalarken, sözlerine Koray'a ettiğim küfürleri ekledim ve bundan aldığım cesaretle son güç ayak tabanlarıma yüklendim. Şapkama kavuşmadan ayrılmayacaktım buradan.

KATARSİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin