5.Bölüm

19.5K 2.1K 1.2K
                                    




Instagram: gecelcin

Dudaklarımdan dökülen kelimeler yakıcı bir yolla ona ulaşsa da başka şansımın olmadığını bilerek dile getirmiştim. Evet, belki de biraz sapıkça bir cümle olmuştu, belki de sapkın bir tepkiydi bu ama ne yapayım? Adamın elleri cidden benim işime yarıyordu. Kısmen yalan söylemeyerek açıklamıştım bu durumu ona. Ama şu anki bakışlarının üzerine serpilen şaşkınlık tohumları huzursuz hissettirmişti bana.

Birkaç saniye emin olmak istercesine yüzüme baktı üst dudağını yalayarak. Tek kaşımı kaldırdım bulunduğumuz pozisyona doğru. Ben yine duvarın sertliğine yaslıydım, o yine bacaklarını kırıp önümde duruyordu. Sanırım benim sarışınla olacağım klişe cetveline bu pozisyonu eklemek üzereydim.

"Sen," dedi mimiklerini sabit tuttuğu çehresiyle. "Bana yürümüyorsun," dediğinde başımla onayladım. Hevesli bir baş onayı olmuştu bu, çünkü artık beni anlar gibi bir hali vardı. "Bana koşmuyorsun da," dediğinde gülümseyerek salladım kafamı bu sefer. Allah'ım sonunda ona takıntılı olduğum düşüncesinden sıyrılmıştı!

"O zaman," dedi dudaklarını kıvırarak. "Sen bana depar atıyorsun."

"Ha," sesi çıktı ağzımdan kabaca. Ağzımın yere düşeceğini hissediyordum şaşkınlıktan. Gözlerimi kırpıştırdım kıvrak dudaklarına karşın. "Bak," Sakin kalmaya çalışıyordum ama en etkili yol onun teniydi o yüzden nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle dizinden sarkıttığı elini tuttum. Sinirin hücrelerimden koşar adım kaçışlarını hissederken memnun kalmıştım. "İstediğini düşün ama yanında kalmama izin ver."

Zavallı ve acınasıydım ama içimdeki canavarı öldürmek adına dünyadaki tüm kötü sıfatları üstlenebilirdim.

Barda tekrar yükselmeye başlayan müzik sesi dikkatimi dağıtsa da sarışının dikkati tamamıyla bendeydi. "Sende bir şey var," dedi sıkı sıkı tuttuğum eline bakarak.

"Var veya yok." Elimi elinden çektim yatışan sinirlerime güvenerek. "Lütfen bir süre için izin ver bana. Biliyorum durumu anlatmam gerekir ama sadece bana güvenemez misin?"

Alaylı bir gülüş belirdi kavruk suratında. "Her fırsatta beni elleyen bir kıza nasıl güvenebilirim, cins kız?"

Kaşlarımı çatıp gülüşünün oluşturduğu gamzelere baktım. Ona kabul ettirmem gerekiyordu kendimi sadece bir süreliğine. Hem belki bir süre sonra tamamen dinebilirdi bendeki bu gariplik. Aklımda dolanan tilkilerden birinin ayağına lezzetli bir yemek takıldı ansızın. Gülüşümü saklamaktan çekinmeyerek konuştum sarışına. "Bana bir borcun olduğunu söylemiştin."

"Bence deminki piçlerin ebesini belleyerek ödedim ben borcumu." Gülüşünde uzak bir samimiyet, fazlasıyla alay barındırıyordu. Kendinden emin tavrı, egoistliğini de ateşlerken imrendim ona. Böylesine özgüvenli ve karakter olarak böylesine bir güçlülük bende de olsun isterdim, duvar kenarında bitap düşmek değil.

"Senden bunu ben istemedim," dedim kendimden emin bir sesle. "Sen gereksiz bir kahramanlık çabasına girdin. Ki kendimi koruyabileceğimi biliyorsun, saçmaydı yaptığın."

Ellerimden destek alarak ayaklandım, beni takip ederek o da kalktı. Bir doksanın üzerinde olduğuna emin olduğum boyu her seferinde beni hayrete düşürürken cüssesine hayranlıkla bakmayı es geçmiştim bu sefer. "Borcuna sadık bir adam olduğunu söylemiştin." Boğazımdaki gerilmeyi rahatlatmak adına yutkundum. "O zaman bir süre yanında kalmama izin vererek öde bunu. Çok bir şey istemiyorum."

Açıksözlülüğüm dilimi yakarken karşımdaki adamın bir an için düşündüğünü hissettim. Kendinden emin, kararlarının ardında olduğunun farkındaydım sarışının ama bu anlık duraksaması bende büyük bir umut kapısı aralamıştı.

KATARSİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin