Bölüm 11

240 17 0
                                        

Hava bugün biraz daha güzeldi. Sıcak bir esinti insanın içine işliyordu. Farkında olmadan kendimi Kuğulupark’ta buldum. Bir ağacın dibine çöküp insanları izlemeye başladım. Önümden geçip gidenlere aldırmadan gözlerimi yumdum. Dün geceki anılar yeniden zihnime dolmaya başladı. Çerçevedeki fotoğraf gözümün önüne bir gelip, bir gidiyordu. Lisede yaşadıklarımız, maceralarımız, hüzünlerimiz, mutluluklarımız hepsi birden içime doldu ve aklıma gelen kişiyle sarsıldım. Ankara’ya onun için gelmiştim ve şimdi boş boş duruyordum. Hemen Sefa’nın yanına gitmeli ve aklıma gelen fikri ona çaktırmadan bahsetmeliydim.

.................................................................

“Nerdesin sen? Meraktan öldüm. Nedir bu mükemmel fikrin?” Akşam olmuştu ve Sefa birazdan bürodan çıkıp evine gidecekti. Onu çantasını toplarken yakaladım.

“Bizimkilerle toplanıyoruz.” dedim kendimi koltuğa fırlatarak.

“Bizimkiler?” diye karşılık verdi merak dolu gözlerle.

“Lisedekiler. Sen, ben, Nagi, Emin, Müco, Ahmet falan.”

“Sadece bu kadar mı? Başka birini çağırmak istemiyor musun?” dedi imalı imalı.

“Başka kim var ki?” Kimden bahsettiğini anlamıştım ama anlamamazlıktan geliyordum.

“Bilemem artık.” diyerek çantasını eline aldı.

“Tamam Gizem’de gelsin.”

Yerimden kalkarak ona eşlik ettim. Sekreterine alaycı gözlerle bakarak selam verdim ve Sefa’nın arkasından bürodan çıktım. Akşam eve gelip yemeğimizi yediğimizde Sefa tüm eski arkadaşlarımızı aramaya başladı. O, onlara çarşamba akşamı bir işleri olup olmadığını, bir yemek düzenleseler gelip gelemeyeceklerini sorarken bende aklımda kalan güzel restoranlardan yer ayırtmak için detaylı bilgi alıyordum. Herkesi bu buluşma hakkında bilgilendirdikten sonra sıra Gizem’e gelmişti. Sefa için çok sıradan bir an olmasına rağmen ben odada duramamış, terasa çıkmıştım. İçeri girdiğimde iliklerime kadar üşümüştüm ama konuşma anına denk gelmemiştim.

..................................................

Çarşamba sabahı geldiğinde erkenden uyanmıştım. İçimdeki heyecanın sebebi yıllardır görmediğim arkadaşlarımı görecek olmamdan mı kaynaklanıyordu yoksa çocukluk aşkımı yeniden görecek olmamdan mı, anlamış değildim. Neden bu kadar heyecanlanıyordum ki? Sonuçta buraya onun için gelmiştim. Onunla yeniden görüşmek için. Sadece görüşmek için..

Kafamı bu düşüncelerden sıyırarak yerimden kalktım. İki gündür burada kalıyordum ve artık yeni bir yer bulmalıydım. Salonun penceresini açarak serin havayı içime çektim. İki gün boyunca burada kalmama karşılık bir bedel olarak onlara güzel bir kahvaltı hazırlamaya koyuldum.

MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin