"Ya sen ne diyorsun Emir, bak sınırları zorlama!" dedi ve beni ittirdi. Kollarından tuttum ve nedenini bilmediğim bir şekilde onu kollarımın arasına aldım. "O yaptı bunu biliyorum. Ona güvenme demiştim. Bunu sana ispat edeceğim."
"Yemin ediyorum ki ispat edeceğim." dedim ve derin bir nefes aldım. "O zaman ne kadar haklı olduğumu göreceksin." Çatık kaşlarının altında gizlenen gözleri beni görmüyordu bile, aynı gerçekleri görmediği gibi. "Hadi bırak artık beni uyumak istiyorum."
Onu bırakıp iki adım geriye gittim. Bu iş bitmedi yer elması, daha çok işimiz var seninle. Ben de Gültekin Grup veliahtı Emir Gültekin isem her şey benim istediğim gibi, yok yok olması gerektiği gibi olacak.
●●●
"Ben bi garip hissediyorum Betül. Ne bileyim Tuğçe'yle evlendiğimde serbest takılma kararı almıştık. Herkesin hayatına kimse karışamazdı falan ama ne oldu bilmiyorum arkadaşlığı fazla kaçırdım galiba onu dibimden ayırmak istemiyorum çünkü ayırdığım anda karşısına Melih iti çıkıyor." Derin soluğu boşluğa doğru vererek arkama yaslandım.
Betül benim sırdaşım gibiydi. Mükemmel bir adamın sırdaşı da mükemmel olmalıydı, ona baktıkça kendimdeki mükemmeliyetten bir doz görüyordum. Zamanında Tuğçe'nin iflasın eşiğinde olduğunu, borca battığını da ondan öğrenmiştim, çok şey borçluyum ona.
"Emir sen hasta mısın?" dedi ve elini önce yanağıma sonra da alnıma koydu. "Bak değilsen de söyle Bakırköy'den randevu alalım çekinme söyle." dedi ve güldü.
Ya ne kadarda ukala bir kızsı bu, hiç benim gibi değildi. Acaba arkadaş tercihini yanlış mı yapmıştım, tabii ki demeyeceğim mükemmel bir adam asla yanlış yapmazdı. Ya durun bir saniye telefonun aynasından harika görüntüme bakmalıyım.
Telefonu yüzüme doğru tuttum ve alnıma düşmüş olduğunu gördüğüm bir tutam saçı havaya kaldırdım. Betül telefonu elimden alıp çekti. "Şurada bir şey konuşuyoruz hemen başka şeylere yönelme." dedi ve ekledi.
"Emir şimdi sana birkaç soru soracağım ve bir test yapacağım hepsine dürüstçe cevap ver anlaşıldı mı?"Kızım sen kime emir veriyorsun? Burda emir verecek biri varsa o da Emir Gültekin'dir. "Sen az önce bana emir mi verdin? Emir Gültekin'e he?" diye yerimden doğruldum. "Emir hadi oyalama beni bak bizimkiler gelir birazdan." dediğinde önce gözlerimi çevirdim sonra ise başımı tamam anlamında aşağı yukarı salladım.
"Tuğçe yanında olmadığında ne hissediyorsun?" dedi ve elini bir psikolog edasıyla birleştirdi. "Yanımda yokmuş gibi hissediyorum." dediğimde yüzüme sanki yanlış yazdığı kelimeyi silmeye çalışıp kağıdı buruşturan çocuk gibi baktı. "Emir bazen senin sadece kendini beğenmiş ukala yakışıklı bir aptal olduğunu düşünmüyor değilim."
Bu da bir şeydi tabii ki. Yakışıklı olduğumu herkes gibi o da biliyordu. "Yanımda olsun istiyorum. Sinir bozucu didişmelerden istemiyorum." diye cevapladım az önceki sorusunu. Haklıydım ama değil mi yani? Neden haklıyım ben de bilmiyordum. Kafamda kendimin de cevabını bulmadığı birçok soru vardı.
"Soru iki, Tuğçe ve Melih'in yan yana olma düşüncesi sana ne hissettiriyor?" dediğinde istemsizce yumruğumu sıkmıştım. Sandığımın aksine daha çok geriyordu bu durum beni. "Soru mu bu şimdi? O Melih itinin kafasına sıkmak istiyorum. Tuğçe'ye yürüdüğü yollara dikenler dökmek istiyorum. Kafasını kazımak istiyorum onun. Şerefsiz herif ya. Betül sen niye benim sinirimi bozdun şimdi ne güzel aklımda yoktu tadım kaçtı yeminle."
"Bu dediklerinde emin misin?" dedi ve başını bana yaklaştırdı "Evet eminim, son kararım." dedim. Aman Allah kimseyi bu Betül'ün eline düşürmesin. Nehir çatlak biliyoruz ama Betül'ün ne yapacağı belli olmuyor cidden. "Onu daha önce öptün mü, dudağından?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURLU YALANCI (Tamamlandı)
Romance"Evlen benimle, bir sene sadece, bir sene idare et ve payına ne düşerse al borcunu kapat Yer Elması." Benim kadar mükemmel, kusursuz, zengin, yakışıklı bir arkadaşın var ve beni reddeder gibi konuşuyorsun Tuğçe Altay çok ayıp çok. Uzun uzun düşünüp...