18. Bölüm- İşte Böyle Bırakırsın

3K 141 230
                                    


Emir'den

"Ya Tuğçe tamam bu dahice fikir benden çıktı biliyorum ama bu kadar açık giyinmese miydin acaba?" Ulan benim yatağımda böyle yatan kadın başka bir herif için oyun bile olsa böyle giyinmesi... Allah'ım sanırım kafayı üşüteceğim. "Emirciğim sen de odada olmayacak mısın? Tamam, o halde sorun yok." Sahte bir tebessüm yerleştirdi yüzüne. Üzerinde yaka kısmı dantel diğer yerleri de iç gösteren kumaşla vücudunu saran yeşil elbisesiyle dikiliyordu karşımda. "Bari şu şeyi giy." diyerek koltuğun üzerinden gecelik üstüne giyilen hırkayı alıp ona uzattım. "Zorunda kalmadıkça da çıkartma." Kıskanmıyordum, sadece tedbirdi yaptığım. Sadece tedbir...

Başını sallayıp içeride kahveleri hazırlayan Nehir'in yanına gitti. Birkaç dakika sonra ise salona geri döndü. "Kahveler tamam sen içeri saklan. Ali ve Betül hazır mı? Bir de Ozan. Evet en önemlisi Ozan. Hazır mı o?" dedi ve koltuğa çöktü. Ozan evet onca şey yaşadıktan sonra ona ihtiyaç duymuştuk. Tabii ki Ozan züppesi karşılık istedi neden bunu yapmalıyım diye, biz de olanları anlatmak zorunda kaldık. Evliliğimizin sadece arkadaşlıktan ibaret olduğunu artık Ozan da biliyordu.

"Hazır evet, yan odada herkes. Biz haber verdiğimiz an hepsi gelecek. Ozan'ı zor ikna ettim o kıyafetleri giymesi için ama olsun sonunda kabul etti. Ben odada kamera görüntülerini izleyeceğim açı ayarlandı. İş hallolunca hemen geleceğim." dedim tek bir solukta. Tuğçe kadar başarılı olamasam da çok konuşmakta ben de fena sayılmazdım.

Nehir'i de yan odaya yolladıktan sonra ben içerideki odaya geçtim. Bilgisayarın başına oturup kulaklığı yerleştirdim kulağıma. Hadi yer elması görelim seni, bu belayı beraber def edeceğiz. Kısa süre beklemenin ardından zilin çalmasıyla yerimden doğruldum, iyice dik bir pozisyon aldım. Kapıdan içeri giren Melih'i gördüğümde yüzümü istemsizce asılmıştı. "İt herif."

İnsan hiç mi durmak bilmezdi? Selam bile vermemişti karımın dudaklarını kavrarken. Derin bir soluk aldım ciğerlerime, kaldıysa tabii. Bakamıyordum bile, başımı yana çevirip oraya bakmamaya çalıştım. Canım acımıştı nedendir bilmem.

Tuğçe'nin onu kendinden uzaklaştırdığını ona kahve hazırladığını söyleyip içeri gittiğinde anladım. Biraz da olsa nefes alabilmiştim şimdi, daha az acıyordu canım. Nasıl silecektim az önce gördüklerimi bilmiyordum.

Onu güzelce içirmen gerekiyor yer elması, yaparsan ikimiz kazanacağız yapamazsan kaybeden olacağız. Melih kahveyi fondip yaparken Tuğçe sadece birkaç yudum alabilmişti. Bardağı kenara koyup hırkasını çıkardı bir hamlede karımın.

O seksi kıyafetin içinde olan Tuğçe'yi Melih mi görüyordu şimdi? Cidden kafayı sıyırmak üzereyim. Kalkıp gitse miydim ya? Ya da bırak oğlum bu herifin ipi ancak bu planla çekilir sabret Emir Gültekin, sen mükemmel bir adamsın. Aynaya bakınca aynanın hayran olduğu, dışarı çıkınca kızların düşüp bayıldığı bir adamsın kendine gel.

Kendimi övmeyi kenara bırakıp ekrana baktığımda Melih'in Tuğçe'yi kucağına çekip dudaklarına iyice
gömüldüğünü gördüm. Yeniden... Kahretsin kendimi içeri dalmamak için zor tutuyorum. Bir insan bir günde kaç kez ölebilirdi ki?

Kısa süre sonra Tuğçe kendini salıp koltuğa bıraktı. Bir dakika bir dakika, Tuğçe uyku ilacının etkisiyle gözlerini kapamış olmasın? Yanlış görüyorumdur umarım.

Ulan Nehir sana güvenmemem gerektiğini biliyordum. Bardakları karıştırıp ilaç olanı Tuğçe'ye mi içirttin sen? Soracağım sana bunu, şimdi ne yapacağım ben ya? Bir çıkmazın içine düştüm. Gidip onu kurtarmazsam karım gerçekten elden gidecek.

Ayağa kalktım ve son bir kez daha ekrana baktım. Melih Tuğçe'nin üzerine doğru devrilmiş ve hiç kıpırdamıyordu. İşte bu! Nehir inan ki gazabımdan son dakika kurtuldun, yine kedi gibi dokuz canlısın sen, kurtuldun. Hemen kapıyı açıp içeri gittim. Melih itini Tuğçe'nin üzerinden atıp karımı kollarımın arasına aldım. Gültekin taşımacılık gururla sunar.

KUSURLU YALANCI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin