"Ihımm. Nerede kalmıştık?" deyip Tuğçe'ye yaklaştım ama o elini göğsüme koyarak beni durdurdu. "Nee?"
"Emir neden böyle yapıyorsun biz gerçekten evli değiliz, sen beni seviyor musun?" Bu ama pat diye oldu bu. Ne desem ki? Ben de bimiyorum. Bildiğim tek şey var "Aslında biz güzel olurduk.""Dalga geçmiştim ben." dedi ve gözlerini pörtletti. Oturduğu yerde ona iyice sırnaştım ve aramızdaki mesafeyi kapadım. "Ben gayet ciddiyim." dedim ve onun beni engellemesine izin vermeden dudağından küçük bir öpücük çaldım. "Sen!" diyerek tahminimce bana vurmak için kolunu kaldırdı ama ben ne yaptım tabii ki o kolu tuttum, kol dediğin kalkınca tutulurdu. Çünkü ben mükemmel olduğum kadar zeki bir insanımdım da. "Tuğçe az önce seni öptüğümde ne hissettin?" dedim ve elimi kalbine götürdüm. "Şu an hissettiklerini başkası öpseydi de hisseder miydin?" diye sordum. Betül taktiği işe yaramalıydı. Bende bazı şeyleri sorgulamama neden oldun eğer Tuğçe'de işe yaramazsan sana bunu sorarım Betül Hanım.
"B... ben hissetmedim bir şey. Hem o kim olsa aynı olur, sana karşı bir şey hissetmiyorum." dedi ve beni yanından iterek yatağa girip arkasını döndü. Şimdi görürsün sen! Ben Emir Gültekin'im sevgimi reddedebilmen için önce benden izin alman lazım küçük hanım. Üzerindeki yorganı attım ve belinden tuttuğum gibi bedenini kendiminkiyle bütünleştirdim ve boynuna bir öpücük kondurdum "Bana karşı gerçekten bir şey hissetmiyor musun?"
Derin bir nefes aldı ve "Hayır, bırak beni." dedi. Bunun üzerine onu bıraktım. "Emin misin?" Şaşkınca yüzüme bakıyordu ben de küçük bir buse daha bıraktım dudaklarına. Olumlu bir şey söylemen lazım be yer elması, hep böyle gidemeyiz değil mi?Gözlerini kapadı ve nefes alış verişini kontrol etmeyi denedi. "Sen benim arkadaşımsın, söz verdik birbirimize Emir, ileri gidemeyiz daha fazla."
"Birbirimize yeni sözler verebiliriz ve ben senin kocanım. Tamam, bu anlaşmaya göre bir yıl dolana kadar ama sen istersen istediğin zamana kadar öyle kalacağım bilmiş ol. Aramızdaki mesafeleri kapayalım." dedim gözlerimi onun gözlerine kilitleyerek."Emir dur." İkazıyla suratımı astım ne vardı yani kabul etseydin? "Kusucam çekil çabuk." dedi ve beni üzerinden atıp tuvalete koştu. Heh yani tam kusulacak zaman, içine ettin şu an romantizmin. Kalkıp yanına gittim. "İyi misin? Kötüysen doktora gidelim." dedim elimi omzuna götürerek. Başını kaldırdı ve ağzını yıkadı. "Sanırsam midemi bulandırıyorsun."
"Çok komiksin ya gerçekten, şu halinle bile." dedim ve koluna girip onu odaya götürdüm. Bir süre sonra yemek için aşağıdan çağrılınca Tuğçe'yle birlikte yemek odasına indik ve masaya geçtik. "Nehir ve Ozan yarın gidip ondan sonraki gün için nikah tarihi alacaksınız. Nehir, annen ve babana haber verdin mi?" diye sordu dedem bastonuyla oynayarak. "Evet Mustafa dede ilk uçakla geleceklerini söylediler. Yarın sabah burda olurlarmış."
"İyi madem. Ozan sen de bizim en büyük otelde bir organizasyon yap, basın dahil cemiyetten dostlarımızı ve akrabalarımızı davet edelim." dedi tekrardan. Bu sırada masadaki balık kokusunu alınca Tuğçe'nin midesi tekrar bulanmış olacak ki ağzını tutarak lavaboya gitti. "Yine mi ya?" diyip peşinden koştum. "Doktora görünmelisin. Tamam ben çok mükemmel bir adamım ama seni tedavi edemem yani öyle meziyetlerim yok." dedim kolumu kapıya yaslayarak. "İyiyim şimdi masaya geçelim." dedi ve tekrar masaya döndük.
"Tuğçe, kızım sen hamile misin?" Annemin lafıyla hemen Tuğçe'ye döndüm ve dondum. "Ne?" diye şaşıran Tuğçe de bana döndü. Kulağına eğildim "Ne ara yaptık be?" Gözleri yuvalarından çıkacak kıvama geldiğinde bana yaklaştı.
"Doğruyu söyle, Melih'e oyun yaparken, ben baygınken bana bir şey mi yaptın?" Kaşlarımı çattım.
"Ne yapacağım sana be. Bir şey yapmak isteseydim bugünkü gibi göstere göstere yapardım. Tabi sen bozmasaydın güzel gidecekti." Onun rızası olmadan ona dokunmak olmazdı, hiçbir kitaba da sığmazdı bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURLU YALANCI (Tamamlandı)
Romance"Evlen benimle, bir sene sadece, bir sene idare et ve payına ne düşerse al borcunu kapat Yer Elması." Benim kadar mükemmel, kusursuz, zengin, yakışıklı bir arkadaşın var ve beni reddeder gibi konuşuyorsun Tuğçe Altay çok ayıp çok. Uzun uzun düşünüp...