"Ne demek benimle kalacaksın? Gitsene kocanın yanına." Kapıyı kilitledikten sonra Betül'e doğru baktım ve parmağımı salladım. "Koca he koca demeye bin şahit ister. Salak değilim ben vişne suyu izi değil o." Betül lafa atılacakken kapı çaldı. "Tuğçe açar mısın kapıyı?" Kapı kolunu aşağı indirdi ancak kapı kilitli olduğu için açmayı başaramadı. "Bak evdekiler duyacak açıklama yapamayacağız. Hadi güzelim aç şu kapıyı." Ne sanıyor beni bu? Nasıl öpüşür onunla? Aldatıyor beni işte resmen beni Ceyda'yla aldatıyor.
"Ne oluyor? Siz gene niye kavga ettiniz?" Meraklı gözlerle bana bakan Betül'e döndüm. "Ceyda'yla öpüşmüş bu. Dudaklarında, yanağında ruj izi vardı." Ellerini kollarını bağladı ve alaycı bir ifadeyle beni süzdü. "Salak mısın kızım sen? Kız aranızı bozmak için Emir'i öpmüş olamaz mı?" Ne kadar da pozitif bir kız. Mükemmel ya, eminim öyle olmuştur. "Saçmalama aynen benim dediğim gibi olmuştur biliyorum ben." Sesli bir nefes verip koltuğa oturdum. Benim oturmamı fırsat bilen Betül hızlı bir hamlede kapıyı açtı ve Emir'i içeri aldı.
"Betül ama ya!" Kalleşe bak ya. Bunu bana nasıl yapar? Hançerledi beni Brütüs.
"Ama falan yok. Emir, al karını götür odamdan. En mutlu günlerimde sizin çakma ama aşk dolu evliliğinizle uğraşamam."
Ne dedi o aşk mı ne aşkı ya? Aşk mı var ortada? İhanet var ihanet.
"Ne aşkı be?" dedim İbrahim Paşa edasıyla. Başını sağa sola salladı ve anahtarı kapı deliğinden çıkartıp dış tarafa taktı. "Ya da durun ben giderim siz ne yaparsanız yapın. Çok ses çıkarmayın ve ben gelene kadar uslu ve anlaşan iyi bir çift olun." dedi ve odadan çıktı. Kapıyı da üzerimize kilitledi. Konuşmama fırsat bile vermemişti.Emir'e karşı sinirliydim ancak olayları vermem gereken tepkiden daha da abartıyordum. Çünkü Ceyda hanım (!) beni tehdit ediyordu. Emir yanıma oturdu ve kolumdan tuttu. İlk önce yüzüne bakmadım ama eliyle yüzümü ona çevirdiği zaman bakmak zorunda kaldım. "Beni dinlemek zorundasın." Başımı tekrar çevirecekken iki elinin arasına aldı ve sabit tuttu. "Bırak." Kaşlarını çattı. "Emir Gültekin istiyor bunu. Dinleyeceksin Tuğçe Altay, Tuğçe Altay Gültekin." Soyadım ile hitap ettiğine göre çok ciddiydi, onu dinlemekten başka çarem yoktu. Sesimi hiç çıkarmadım ve dinlemeye koyuldum.
"Onunla beraberken beni aldatmadığını, başka erkeklerle olurken bile beni düşündüğünü söyledi. Sonra da bana tekrar sahip olmak istediğini söyleyip beni öptü." Emir'in anlattıkları mantıklı bir açıklamaydı. Emir beni aldatmazdı zaten. O Ceyda yellozu yapmıştır ne yaptıysa. "Ne niye durdurmadın onu?" Bunu sesli mi söyledim ben? Ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı. "Anlık öptü ve hemen geri çekildi. Onu itmeye bile fırsatım olmadı. Ben seni aldatmadım yer elması. Aldatmam, yapamam."
Doğru diyordu ancak ne gelirdi elden? Sana inanıyorum diyemezdim ki. Her şey ailen Melih olayını öğrenmesin, bizi zora sokmasın diyeydi. Anla beni lütfen. Ellerimi ellerinden kurtardım ve başımı sağ tarafa çevirdim.
"Bana inandın ancak bir şey diyemiyorsun değil mi? Başka bir şey var sende Tuğçe. Ben seni iyi tanıyorum. Kaç gündür benden kaçıyorsun, elimi bile tutmuyorsun. Sorun ne Tuğçe?" Nasıl anladı ki ya? Bu kadar çok mu belli ediyorum? Ceyda bana daha hiçbir şey yaptırmadığı halde mi anladın bir şeyler olduğunu? Beni senden iyi tanıyan yok galiba."Ne olacak Emir saçmalama. Ben senden uzak kalmak istediğim için uzak kalıyorum. Ben seninle arama mesafe koymak istiyorum." Kahretsin hayatta isteyeceğim en son şey buydu. Günlerimi gittiği yere kadar seninle geçirmek istiyordum. Ne yapacağım ben şimdi? Başımı öne eğdim ve başımı ellerimin arasına aldım. "Neden peki?"
"Egodan nefret ediyorum. Senin tavırlarından nefret ediyorum. Benim etrafımda olmandan nefret ediyorum." dedim duruşumu hiç bozmadan. Başımı kendine çevirdi."Daha ne kadar saçmalayacaksın güzelim? Ben seni tanıyorum sen hissederek söylemiyorsun bunları. Bak şimdi gözlerime yine aynı şeyi söyleyebilecek misin?" Kaşlarımı çatıp gözlerine dimdik baktım "Senden, senden..." Sesli bir nefes verdim ve yapamadım. Herkese yalan söyleyip aşk numaraları yapan ben, onun gözlerine bakarak yalan söyleyemedim. Yüzüme bakıp kusursuz dudaklarını tebessümle süsledi. Saçlarımdan düşen bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURLU YALANCI (Tamamlandı)
Romance"Evlen benimle, bir sene sadece, bir sene idare et ve payına ne düşerse al borcunu kapat Yer Elması." Benim kadar mükemmel, kusursuz, zengin, yakışıklı bir arkadaşın var ve beni reddeder gibi konuşuyorsun Tuğçe Altay çok ayıp çok. Uzun uzun düşünüp...