Tuğçe'den
Betül ve Arda'yı yolladığımızın sabahında Emir'in ilk işi bize gelmek olmuştu. Annem ve babam bizi ayırmaya yemin etmiş gibilerdi ancak Emir'in ona samimice 'BABA' demesi onu çok etkilemişti. Babam hassas bir adamdı, bir sevgi kırıntısına hemen teslim olurdu. Emir de bundan cesaret alarak eve geldi, tam da kahvaltı zamanıydı. Emir'in çayını doldurdum ve yanına oturdum. Ne cesaretse artık. Bilemiyorum Emir Bey ne yaparsan yap ama beni evimize götür artık. Çayından uzun bir yudum aldı ve bana baktı. Babam sana bir bakacak sen de göreceksin. Önüne döndü. "Baba ben Tuğçesiz uyuyamıyorum." Öh yuh hödük ya böyle dümdüz girilir mi konuya? Babam ıhımm diye boğazındaki gıcığı temizledi.
"Tamam bir oyun ile başlamış olabiliriz. Anneannem de bize büyük bir oyun oynamış olabilir. Biliyorum bunlar çok büyük yanlışlar ancak bildiğim bir şey var bu yalanlar gerçek oldu. Biz birbirimiz olmadan yapamıyoruz. Anneannem ve dedem birbirlerini çok sevmişler. Tuğçe ile bana bakınca gençlik hallerini gördüklerini bu yüzden bizi evlendirmek istediklerini derlerdi. Ben de Tuğçe ile onlarınki gibi mükemmel bir hayat sürmek istiyorum. Kalbimdeki sevgi artık saklı kalamıyor. Biz birbirimizi çok beklettik çok zorluklar atlattık artık mutlu olmak istiyoruz ama ayrı ayrı değil birlikte." deyip iki eliyle çay bardağını kavradı ve hafifçe başını öne eğdi.
"Kızım için ne yapabilirsin ki? Anlat bana kanıtla kendini ki sana güvenebileyim." Emir bu defa gülümsedi. "Ne mi yapabilirim? Mecnun gibi çöle düşemem ya da Ferhat gibi dağları delemem. Böyle şeyler zaten hikayelerde kalır. Ben onun elini tutup ölene kadar bırakmamayı, onu sonsuza kadar sevmeyi bilirim. Bunları onun için yapabilirim. Mal, mülk ya da başka şeyler gelip geçer ancak biz birbirimize hakettiğimiz sevgiyi vereceğiz kuşkunuz olmasın. Sizi ikna etmek için başka bir şey yapabileceğimi düşünmüyorum." dedi.
Bunun üzerine annem ve babam gülümsedi, birbirlerinin elini tuttular. "Şifreyi iki kere söyledi gördün mü?" İkisine de ifadesizce baktım. "Ne şifresi anne?" Emir ile beraber şaşkınlıkla onları izliyorduk. Ne şifresi ya? "Emir oğlum 'biz' dedi iki kere. Annenle konuştuk eğer bunları söyleyip bizi inandırırsa size izin verecektik." Gerçek mi bu ya? Ay heyecanlandım. Geçti mi şimdi? Sesli konuşsana Tuğçe annen içini mi okuyacak? "Evet geçti kızım artık size bir engel çıkarmayacağız." Oha okudu vallahi. Ayağı kalkıp ikisine de sımsıkı sarıldım, ardından Emir gelip ikisinin de elini öptü.
"Odana git Emir'le beraber çantanı hazırla ancak biz düğün yapmanızı istiyoruz." dedi Annem. Emir'e baktım ve anneme geri döndüm. "Emir sayesinde gelinlik giydim bir defa, onda da evlenme teklifi aldım. Ben artık bunun hevesinde değilim sadece onunla mutlu olmak istiyorum." Babamın sessiz onayından sonra Emir'in kolundan tutup onu üst kattaki odama götürdüm.
Kapıyı üstümüze kapattıktan sonra ona sımsıkı sarıldım. "Bitti artık değil mi?" Çenemden tutup başımı kaldırdı ve gözlerini gözlerimle buluşturdu. "Hayır yer elması daha yeni başlıyoruz. Önümüzde koskoca bir ömür var." Ne de güzel konuştu öyle. E tabi adam mükemmel. Mükemmel adamlar mükemmel konuşur. "Çok değiştin biliyor musun? Eskiden kendini düşünen egoistin tekiydin."
Tek kaşını havaya kaldırdı "Şimdi?"
"Şimdiyse herkesi düşünen egoistin tekisin." deyip güldüm. Biraz bana doğru yaklaştı ve boyuma yetişecek şekilde eğildi. "Bir kadın bir erkeği ne kadar değiştirebilirse o kadar değiştim." dedi ve dudağımın kenarına küçük bir öpücük kondurdu ardından doğrulup gardıroba yöneldi.Ben de o sırada valizi bulup yere koydum. Emir kıyafetleri çıkardı ben ise yerleştirdim. "Bunu evde giymedin Tuğçe, burada ne işi var?" Ah utanç verici. Anneanne kanunlarından kalan dantel gecelik gönderilen kıyafetlerim arasında kalmıştı. Ben de gardırobun köşesine tıkıştırmıştım. "Yakışır bu sana, ilk gecemizde de buna benzer bir şey giy. Yani akşama..." Sözleriyle gözlerim faltaşı gibi açıldı. İlk gece nereden çıktı şimdi ya? Birden üzerime gelen titremeyi attım ve sessizliğimi korudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURLU YALANCI (Tamamlandı)
Romance"Evlen benimle, bir sene sadece, bir sene idare et ve payına ne düşerse al borcunu kapat Yer Elması." Benim kadar mükemmel, kusursuz, zengin, yakışıklı bir arkadaşın var ve beni reddeder gibi konuşuyorsun Tuğçe Altay çok ayıp çok. Uzun uzun düşünüp...