2. Bölüm ♠

438 6 1
                                    


 Tahtaya yazılan bütün her şeyi not olarak deftere geçiriyordum. Hızlı ve güzelce. Yazmayı bitirip etrafıma bakındığımda benle beraber bir kaç kişinin daha bitirdiğini gördüm. Hoca yazdığı şeylerinden üzerinden bir kez geçtik den sonra silip yenilerini yazmış ve tekrar anlatmıştı. Böyleydi günler... Yaz, dinle ve çöz. Zilin çalmasıyla sınıftan çıkan hocayla birlikte Meltem'le bende çıkıp en aşağı kata kantine gitmiştik. Masaya otururken Boğaç yanağımdan makas alarak yanıma oturmuştu. Etrafa bakındığımda öğretmenler için ayrılmış tarafta Arslan hocayı görmemle bakışlarımı ondan çektim.

Olayın üzerinden 4 gün geçmişti. O güden sonra ders dışında hiçbir yerde görmemiştim onu. Dalgınlığımı fark eden annemle küçük 'Kendine gel Ekin.' konuşmasından sonra kendimi toparlamış ve kendimi direk derslerime vermiştim.

¨İki gün sonra doğum günüm. Acaba cadı bana ne aldı?¨ Boğaç'ın konuşması üzerine ona doğru döndüm. İki gün sonra doğum günüydü ve ben hiç bir şey almamıştım.

¨Evet, evet hazır. O da seni bekliyor.¨ diye geçiştirdiğim de güldü.

¨O zaman kızlar pazar gecesi benlesiniz. Mazeret yok, ders yok.¨ Meltem gülerken benim yüzüm düşmüştü. Gece değil dışarı çıkmak dışarı dahi çıkmazdım. Halimi fark eden Boğaç ¨Merak etme güzellik. Anneni bir geceliğine ayarlayacağım.¨ dedi. Ona küçük bir gülümseme göndersem de olmayacağını biliyordum.

Meltem ¨Ben kessinim! Ama ne yapacağız, nereye gideceğiz?¨ dediğinde ikimizde Boğaç'a bakmıştık. Boğaç sırıtıp bacağını bacağının üzerine atarak ¨Sadece biraz takılacağız.¨ demişti. Onun bu haline gülerken içimde bir ürperti hissetmiştim. Bakışlarımı solumda kalan masalara çevirdiğimde onun bana baktığını görmemle bir kez daha buz tuttum. Beni sürekli izliyordu biliyorum. Ama neden? O üst düzey sınıfından olduğum için mi? Böyle birini nasıl öğretmen yapabilirlerdi? Genç duruyordu ve kumral saçları her zaman ki gibi dağılmıştı. O kadar güzel gözlere sahip olmasına rağmen onların değerini bilmiyormuş gibi görünüyordu.

¨O hocaya neden o kadar bakıyorsun?¨ Boğaç'ın konuşmasıyla ona doğru döndüm. Hiçbir olay çıkmasını istemiyordum. Bu yüzden gülümseyerek ¨Bizim sınıf için Matematik öğretmeni. Evet bir kaç ders işledik bilgisi çok yüksek güzel ders işliyor ama bence böyle biri bizim okulumuzda öğretmen olmamalıydı. Baksana okuldaki kızlara. Hepsi ağzı açık izliyorlar.¨ dedim. Boğaç sıkıntıyla üfleyerek saçlarını karıştırdı. ¨Bizim sınıfa da girdi ve çok kıl biri. Gelir gelmez ilk benle uğraştı. Ders sonu onunla konuştuğumda 'Öğrencilerimi tanımaya çalışıyorum.' dedi.¨

Boğaç'la neden uğraşmıştı? Tek bildiğim bu hocadan uzak durmamız gerektiği. Kendimi derslere ve Boğaç'a şu an ne hediye alacağımı düşünmem lazımdı. Gece dışarıda kalmayı Boğaç halledeceğim dedi ama o kadar güvenmiyordum. Konu annem olunca her şey zor olurdu zaten. Oturduğum yerde Boğaç'a daha çok yanaşıp ona sarıldım. Onun bu nane kokusu benim içimi rahatlatan tek kokuydu. ¨Ne oldu cadı? Çok mu seviyorsun beni?¨ Onu kollarımla daha fazla sıkabilecekmiş gibi daha çok sıktım. Bir kahkaha atıp oda bana sarıldı. ¨Evet belli seviyorsun.¨

Meltem bizim bu hallerimize gözlerini devirerek cevap verdi. ¨Yıllardır arkadaşsınız ama hala aynı samimiyet. İnsan biraz sıkılır.¨ Meltem'in bu sözüne karşılık biz güldük. Biz Boğaç'la çok farklıydık çünkü. Babam öldüğünde ağlamamı tek dinleyen oydu. Benim yanımda olan tek kişiydi aslında. O yüzden kimseye değişmezdim onu.

Zilin çalmasıyla Sınıflara doğru yürümeye başladık. Boğaç'ı ikinci katta bırakırken biz üçüncü kata çıkıp sınıfta yerimizi aldık. Bu ders Matematikti. En sevdiğim derslerden biriydi ama onun sayesinde şu an değildi. O erkeksi kokuyu duymamla onun geldiğini fark etmiştim. Yüzüne bakmıyordum sadece ne hareketler yaptığını izliyordum. Çantasını masaya bıraktıktan sonra tahtaya geçip yazmaya başladı. Yazdığı her şeyi deftere geçiriyor ve üstünden geçiyordum.

YasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin