6. Bölüm ♠

387 5 1
                                    


Onur Can Özcan - Yaramızda Kalsın 

-----------------------------


Gözümü açmam için inatla parlayan güneşe yüzümü yastığa gömerek cevap vermiştim. Ellerimi kendime sıkı sıkı dolarken aklıma gelenler ile donmuş kalmıştım. Soyunuktum! Dün gece yaptığımız şeyler aklıma geldiğinde kızardım. Yorganı üzerime dolarken yatakta oturur pozisyona geçtim. Etrafıma bakındığımda Arslan'ı göremeyince daha bir endişe duygusuna kapıldım. Beni hayatta bırakıp gitmezdi dimi? Yoksa gider miydi?

Odanın kapısı açılmasıyla oraya doğru döndüm. Arslan üzerini düzelterek içeri giriyordu. Beyaz gömleği ve bordo takımını giymişti. Lacivertten ve siyah dan sonra ilk defa farklı bir takım elbise görmüştüm. Gözleri beni bulurken bana ufak bir gülümseme bahşetmişti. Yanıma gelip alnımdan öptü ve ¨Nasılsın? Ağrın var mı?¨ diye sordu.

Bu düşünceli hali beni çok mutlu etmişti. Yüzümdeki aptal gülümsemeyi gizleyemeyerek ¨İyiyim, bir şeyim yok.¨ dedim. ¨Sen nereye gidiyorsun?¨

Biraz geri çekilerek gömleğinin yakalarını düzeltmeye başladı.

¨Okula.¨

Doğru ya, o bir öğretmendi. Okulu aksatamazdı. İçimdeki mutsuzluğun yüzüme yansıdığına çok eminim çünkü yatakta yanıma oturup elini yanağıma koyup okşamaya başlamıştı. Bu hareket üzerine yanağımı daha çok eline bastırdım.

¨Dört, beş saate kadar geleceğim.¨

Gözlerimi gözlerime odakladığım da içinde hiç görmediğim samimiyeti gördüm. Bu nedensizce beni mutlu etmişti. Başımla onaylarken yaklaşıp dudaklarımızı buluşturdu. Gayet yavaş olan öpüşmemiz son verdiğinde alnıma bir öpücük daha bırakmıştı. Bu adam cidden beni mest ediyordu.

¨Ben çıkıyorum. Dolap da yiyecek bir şeyler var. Ve kapı çalarsa açma. Benim anahtarım var.¨

¨Tamam, görüşürüz.¨ dedikten sonra odadan çıktı. En son ise dış kapının kapatılma sesini duydum. Bir duş almam lazımdı. Yorganı yatakta bırakırken anadan doğma bir şekilde ayağa kalkmamla hissettiğim sızıyla olduğum yerde kaldım. Sızım sızım sızlayan kadınlığıım yürümeme engel oluyordu. Daha demine kadar hiç bir şey hissetmemiştim. Yavaş adımlar ile banyoya girdiğimde kendime bir havlu çıkardım ve astım. Duşun suyunu ayarlayıp girdiğimde kendimi akışa bırakmıştım.

Ellerimi vücudumda gezdirdiğimde dün gece geliyordu hep. Bana dokunuşları, öpüşleri... Hepsi benim için çok özeldi. Onun için özel miydi?

Duş dan çıktığımda üzerime havluyu sardım. Boydan boya olan aynada kendime baktım. Boynumda ki morluklara yenilerine eklenmişti. Elimi morlukların üzerinde gezdirmeye başladığımda daha bir mutlu oldum nedense. Banyoda gözlerimi gezdirdiğimde aklıma gelen şeyle gülümsedim. Biraz karıştırsam ne olacaktı ki?

Banyo dolaplarını açtığımda havlu, tıraş köpüğü vesaire birkaç şeyle karşılaştım. Bir tane diş fırçası vardı. Gülümser bir şekilde yatak odasına girdim. Odada gardırop yoktu. Peki nasıl yeni giysiler giyebiliyordu? Bu odadan başka 2 oda daha vardı. Koridorun başındaki odanın kapısı açmaya çalıştığımda açılmamıştı. Bu beni huzursuzlaştırsa da fazla üzerinde durmadım ve hemen yatak odasının yanında olan kapıyı açtım.

Boydan boya döşenmiş beyaz üzerlerin de aynalar olan gömme dolaplar vardı. Oda bembeyaz idi. İçini açtığımda asılı ütülenmiş gömlekler çekmişti dikkatimi. Üzerime baktığımda hala havluyu olduğumu görmemle sırıttım. Havluyu bağladım yerden çözerek bedenimden yere düşmesine izin verdim. Askıdan heyecan ile aldığım gömleği üzerime geçirip birkaç düğmesini bağladım. Dizime çok ulaşmasa da vücudumu neredeyse kapatan kocaman gömleğe aynanın karşısında baktım. O kadar minyon tipli biri değildim. Ama Arslan baya vücut olarak büyük biriydi.

YasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin