7. Bölüm ♠

319 3 0
                                    


 Başımdaki ağrı daha da kötü bir hal aldığında gözlerimi araladım. Normalde bana inat gözlerimi acıtan Güneş, bu sefer ortada yoktu. İlk kez perdeler boydan boya kapatılmıştı. Komodine üstündeki saate baktığımda on bire doğru geldiğini gördüm. Üzerime bakındığımda ise yorganın altında çıplaktı. Dün gece çıkardığım eşyalarımın hepsi yerdeydi.

Tebessüm edip yataktan kalktım ve üzerime bir şeyler giyip salona gittim. Salonda Arslan'ı kahvaltı hazırlarken buldum.

Düşünmeden edemedim. Daha düne kadar canımı acıtan biriyken bir anda neden bu kadar yumuşamıştı? Ne kadar şüphelenmek istemesem de sanki bir şeyler doğru gitmiyordu.

Beni gördüğünde yanıma yaklaşıp alnıma bir öpücük bıraktı. İşte bütün soru işaretleri bu hareketle yok olup gitmişti. Geri çekildiğinde bende elimi şakaklarıma koyup ovmaya başladım.

¨Dün gece tam olarak ne oldu?¨

En son hatırladığım o şarkıydı. Sanki kafamın içinde bir CD vardı. Çizildiği için film bir süre sonra takılı kalmıştı. Gözleri beni bulurken gülümsedi ve masaya oturmam için işaret yaptı.

¨Uyuya kaldın, ta ki eve gelene kadar. Biraz yaramazlık yapmış olabilirsin.¨

Dediklerini duyduğumda yanaklarım kızarmaya başlamıştı. Yaramazlık mı? Ne yaramazlığıydı? Tabağıma bir kaç domates ve salatalık alırken yüzüne bakmıyordum.

¨Ne gibi yaramazlık?¨

Ne yapmış olabilirdim ki? Ahh bir daha alkol içmeyeceğim!

¨Merak etme. Görmediğim şey değildi ne de olsa.¨

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda hınzırca gülümsüyordu. O kadar da çok içmemiştim ki. Gözlerimi gözlerinden kaçırırken ¨Neyse, geçmiş gitmiş bir şey.¨ diyerek konuyu kapattım. Yumurtamı soyarken ¨Okula gitmeyecek misin?¨ diye sordum.

¨Ekin, bugün cumartesi.¨

Yüzüne ifadesizce baktığımda aklımdan onca şey geçmişti. Sadece iki gündür buradaydım. Oysa ne çabuk geçmişti her şey. İki gün iki yıl gibi olmuştu.

¨Bugün bir kaç işim var. Dışarı çıkacağım. Telefonunu aç ve numaramı al. Bir şey olursa beni ararsın.¨

Nereye diye sormak istedim. Ama sadece istemekle kalmıştım. Kelimeleri dudaklarıma götürüp sesim yardımıyla dışarı vuramamıştım. Boğazımdaki yumru izin vermemiştir belki.

Sen neyi oluyorsun ki ondan hesap soracaksın?

İçimdeki Ekin haklıydı. Benim ona beslediğim duygularım olabilirdi. Ama onun bana ne hissettiğini bilmiyordum. Ben sadece öğretmeni ile sevişen bir kızdım. Aramızdaki bu yaş farkı ve onun öğrencisi olmam aklıma tek bir şey getiriyordu.

Yasak...

Bizim yaşadığımız şeye tek uygun kelime buydu galiba. İçimdeki bu duyguların yüzüme yansımadığını umut ediyordum.

Kahvaltı bittiğinde masayı toplayıp kirlileri makinaya koydum ve telefonumu arayıp buldum. Telefonu açtığımda Arslan bana numarasını vermişti bende ona vermiştim. Kapıdan çıkmadan hemen önce uzun ve mest edici bir öpücük bahşetmişti bana. Evden çıktığında çalan telefonumla salona girdim ve elime aldım. Meltem arıyordu. Açıp kulağıma koydum.

¨Ekin neredesin?!¨

Sesi çok endişeli geliyordu. Nefes nefese miydi o?

¨Ne oldu Meltem?¨

YasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin