Hayatımda bazı şeyleri düzeltmeye çalışırken her seferinde biraz daha batıyordum. Kısacası elimi kurtarsam bacağımı yakalıyorlardı. Suyun dibindeydim ve kendimi yukarı çekmeye çalışıyordum. Bunlar benim yaşadığım durumun birer özetleri idi. Ama belki kendimi dünyaya açmaya karar verdiğimden beri ilk defa gerçek arkadaşlarım olduğunu hissettim.
Annem artık eskisi kadar bana karışmıyor ve iyi olmaya çalışıyordu. Onun bu çabasını görüyordum. Mutlu olmama yetiyordu bu sebepler. Uzun zaman sonra birlikte film bile izlemiştim. Anne kız ilişkimizi özlemiştim.
Boğaç, benim tatlı ve iyi kalpli sevgilim. Hayatımın sonuna kadar geçirmeyi istediğim kişi o olabilirdi. Beni önemseyen ve seven biri...
Kaan tam bir aptal aşık. Derya ile olan nişanlarına sadece 2 hafta kalmıştı. Onlar çok tatlılar çünkü Derya biraz ağır başlı iken, Kaan biraz daha eğlenceli bir tipti.
Oktay'ın dışı sert görünse de çok iyi kalpli ve sinir bozucuydu. Evet, sinir bozucu diyorum çünkü sürekli bizleri sinir etmek için şeyler yapar. Hatta daha çok Belen'e. Galiba ondan hoşlanıyor. Bunun hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Derya ve Belen. Şu geçen zaman içinde benim en yakın arkadaşlarım olan kişiler. Onlar benim her şeyim olmuştu. Arkadaşlık ne demek olduğunu öğrendiğim kişiler. Boğaç bile bizim bu yakınlığımızı kıskanmıştı. Bir çok defa birbirimizde kalmış, gezmiş, eğlenmiş ve mutlu olmuştuk. Onlara kendim hakkımda bir kaç olayımı anlatmıştım. Sinirlenmiş olsalar bile beni dinlemiş ve teselli vermişlerdi.
O, Arslan hoca. Onu bir çok kez gördüm. Sınıfımıza derse giriyordu. Ama bir bakışmamız veya konuşmamız geçmiyordu. O olaydan sonra bir ay geçmişti. Onu ne tam olarak sevebiliyordum ne de unutabiliyordum. Böyle gözümün önünde olduğu sürece çok zordu.
Bu hayatta ne kolaydı ki?
Cüzdan, gözlük ve bir kaç eşyamı da çantama koyup aynada son kez kendime baktım. Ufak değişiklikler hiçte kötü olmazdı. Belime kadar olan açık kahverengi olan saçlarımı solumda topladım ve odadan çıktım. Kızlarla bugün kuaföre gidecektim. Kendime bakmayalı uzun zaman olmuştu.
Odamdan çıkıp merdivenlere yöneldiğimde gözüm annemi arıyordu. Çıkmıştı galiba. Anahtarlarımı alıp evden çıktığımda önceden çağırdığım taksiye bindim. Kızlarla ilk kuaföre, oradan sonra alışverişe gidecektik. Uzun zamandır tanımasan da onları sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi hissettiriyordu. Bir acı sayesinde en dibe batmış ve aynı acı sayesinde beni kendimden daha iyi anlayan, bilen ve bana sahip çıkan kişilerle tanışmıştım. Onlar bana verilen bir hediyeydi galiba.
Parayı ödeyip taksiden indiğimde büyük kuaför salonunun önüne gelmiştim. Esen soğuk rüzgarla üzerimdeki ceketi biraz daha çekeledim ve içeri girdim. Beni ilk karşılayan Belen olmuştu. Kollarını hemen bana sarıp gülücükler saçıyordu etrafa. Evet aramızda en sıcak kanlı ve eğlenceli kişi o idi. Geri çekildiğinde koltuklarda oturan Derya el sallamıştı. Belen ile yanına gidip oturdum.
Belen elime dergiyi açıp verdiğinde anlamaz bakışlarımı ona doğru attım. Elinle sayfada ki saç modelini gösterip gülüyordu. Modele baktığımda dirseğe kadar uzanan saçlarında ombre olduğunu gördüm. Gayet güzeldi ama ben yaptıramazdım. Saçlarımı o kadar kestirip boyatamazdım. Saçlarımı seviyordum.
¨Bunu yaptıramam Belen. Saçlarımı seviyorum.¨
Elinle solumda topladığım saçları aldı ve etrafa dağıttı. Elinle düzeltirken bir yandan da bakıyordu. Tam bir stilist havasıyla ¨Çok uzunlar ve seni kaba gösteriyor. Biraz genç kız gibi görünsen bence hiç sorun olmaz.¨ dedi. Bu davranışına içten içe gülsem de aklımda soru işareti bırakıyordu. Kaba mı gösteriyor demişti o?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak
Teen FictionNe bu kadar içimi soğutmuştu? Buzdan bakışları mı yoksa kokusu mu? Peki bunu nereye kadar devam ettire bilecektim? Ne zaman içimi kavuran bu yalanı söküp atacaktım? Onu istiyordum... Onun da beni istediğini biliyordum... O zaman ikimizde yanacaktık...