Taehyung son dersinden çıkıp saati kontrol etti ve geç kaldığını görünce kollarındaki ağır kitaplara aldırmadan konferans binasına doğru koşmaya başladı. Bugün konservatuar öğrencilerinin tamamına açık bir müzikal seçmesi vardı ve Taehyung seçmeleri izlemek istiyordu. Müzikal olduğu için katılmayı hiç düşünmemişti, tiyatro bölümü öğrencisiydi ama şarkı söyleyebilecek kadar kendisine güvenmiyordu. Yine de senaryo hoşuna gitmişti ve söylenecek şarkıların çoğu ses sanatları bölümü öğrencileri tarafından yazılıp bestelenmişti. Hepsini duymak için sabırsızlanıyorum, diye düşündü Taehyung ve koşmaya devam etti. Nefes nefese seçmelerin yapılacağı salonun önüne geldiğinde içeriden piyano ve duru bir erkek sesi geliyordu. Kapıyı sessizce açıp içeri süzüldü, en arka sıradaki koltuğa oturdu ve sahnedeki çocuğu izlemeye başladı.
Çocuk ses sanatları bölümünün yeni dahilerinden Jeon Jungkook dedikleri çocuktu ve Justin Bieber'den Purpose'u söylüyordu. Fena da değildi hani. Daha doğrusu, çok fazla iyi diye düşündü Taehyung, öyle iyiydi ki belki de başrolü o alırdı. Büyük bir alkışla sahneden inmeden önce herkese parıl parıl bir gülümsemeyle selam verdikten sonra piyanonun başındaki mint yeşili saçlı, canından bezmiş gibi görünen Min Yoongi'nin yanına gidip kendisine bir şeyler söyledikten sonra sahneden indi.
Müzikalin prodüktörlerinden biri olan Yoongi Hyung şarkıların yapımındaki baş sorumluydu. Bu müzikalin onun final projesi olduğunu söyleyenler vardı, o yüzden seçmeye katılan herkesle tek tek ilgilendiğini duymuştu Taehyung, dans bölümündeki arkadaşı Jimin'den. Dans ekibinin seçmeleri dündü ve Jimin ekibe ilk seçilen kişilerden birisi olmuştu. Müzikalin koreografisini Jimin'le aynı bölümde okuyan ve Min Yoongi'nin kankalarından biri olan Jung Hoseok üstlenmişti ve Taehyung, Jimin'in onun gözdelerinden biri olduğunu biliyordu. Sahneye çağırılan isimi duyunca Taehyung birden yerinde kıpırdanıp daha dikkatle izlemeye başladı. Kim Seokjin, kendi bölümünün son sınıf öğrencisiydi ve oldukça yetenekli bir oyuncuydu, Taehyung onun şarkı söylediğini daha önce birkaç kere duymuştu ve gerçekten insanda ağlama isteği uyandıran bir sesi vardı onun. Bir keresinde aynı tiyatro oyununda birlikte sahne almışlardı. Taehyung yan roldü ve sadece tek perdede birkaç cümlelik bir sahnesi vardı ama Seokjin Hyung'la aynı sahnenin tozunu yutmak bile size bir şeyler katardı. Hocalar bile onun yeteneğine tapardı. Seokjin Hyung sahneye çıktı, Min Yoongi'nin yanına gidip birkaç saniye konuştuktan sonra başını sallayıp mikrofonun başına gitti. Min Yoongi gözlerini kapadı, Seokjin Hyung gözlerini kapadı, aynı anda nefes alıp verdiler ve Min Yoongi gözlerini açmadan parmaklarını piyanonun tuşları üzerinde gezdirmeye başladı. Seokjin Hyung tekrar derin bir nefes aldı ve söylemeye başladı.
(Kim Seokjin/I Love You cover)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple Hearts
FanfictionMor kalbini ellerimde hissettim. Seni sevmeme izin verir misin?