"Bu soğukta kısacık şortla egzersiz yapmak biraz şov değil mi sence de? Amaç kasların ısınması değil mi?"
Hoseok göl kenarına karşı yaptığı sabah egzersizini yeni "resmi olmayan" erkek arkadaşı Hanbin'in kendisine uzattığı kahveyle sonlandırdı. Gülümseyerek uzandığı metal kupanın içindeki sıcacık kahveden bir yudum aldıktan sonra etrafta kimsenin olmamasını fırsat bilerek Hanbin'in dudağının kenarına ufak bir öpücük kondurup boştaki eliyle çocuğun uzun parmaklarını kavradıktan sonra göldeki minik iskeleye doğru yürümeye başladı.
"Kıskandın mı sen yoksa beni?"
Hanbin etrafına kaçamak bakışlar atıp, çadırlarından çıkıp ayılmak için vücutlarını esneten iki kız dışında kimseyi göremeyince, Hoseok'un elini sıkıca tutup yanına iyice sokularak omuz silkti. Kendi üniversite günlerinde sürekli saklamak zorunda kaldığı cinsel kimliğini bu ortamda, üstelik kendisi gibi insanların da bulunduğu bu ortamda kimseden saklamadan, sadece üç gün için de olsa doya doya yaşamak istiyordu.
"Olabilirim. Olmayabilirim de. Bilemezsin."
"Sen cidden çok karmaşık bir insansın. Bu yönünü çok seviyorum."
Hoseok kendinden iki yaş küçük, yeni "resmi olmayan" sevgilisinin elini bırakmadan iskelenin ucuna oturunca çocuk da onun yanına sıkışarak elinde sıkı sıkı tuttuğu çay fincanını dudaklarına götürürken mırıldandı.
"Sadece karmaşık olduğum için mi? Basit bir insan olsam beni sevmez miydin 'oppa'?"
Hoseok gözlerini kısıp kıs kıs gülerek Hanbin'e döndü.
"Bak deme! Deme yavrum. Deme güzelim. Zaafım var. Alev aldım içeriden. Göle mi atlayayım yangınım dinsin diye ne yapayım? İnsanlar da uyanıyor bak çadıra da atamam seni!"
Hanbin kıkırdayarak Hoseok'a iyice yanaştıktan sonra başını omzuna yaslayıp iç geçirerek sakin gölü izlemeye başladı.
"Ama cidden, basit bir insan olsaydım-"
"Seni yine böyle severdim. Ben seninle eğlencelisin ya da gündüz farklı gece farklı bir hayat yaşıyorsun da onun heyecanı var diye istemedim ki. Sen olduğun için istedim. Çok da iyi yapmışım. O gece barda yanına gelmek hayatımda verdiğim en doğru karardı."
"Teşekkür ederim Seok-ah. Yanıma geldiğin için."
Hoseok parmaklarını çocuğunkilere sıkı sıkı geçirip üstünü öptükten sonra başını çevirip alnına da bir öpücük kondurdu.
"Baksana, Hannie. Ben artık seni insanlara arkadaşım değil resmen sevgilim olarak tanıtmak istiyorum. Ama bunun için önce teklifimi kabul etmen lazım. Ne dersin, artık bana güvenebileceğini anladığına göre sevgilim olur musun? Benim hayatımda seni yargılayacak kimse yok. Benim hayatımda seni yargılayacak insana zaten yer yok. Ama sadece senin doldurabileceğin kocaman bir boşluk var kalbimde. Ben onu tamamen sana ayırdım. Artık dekore etsen mi içini istediğin gibi?"
Hanbin başını geri atıp aşağıdan Hoseok'un kendine bakan gözlerini izledi bir süre. Sonra yüzüne yayılan kocaman bir gülümsemeyle başını sallayıp artık "resmi sevgilisi" Hoseok'un dudaklarına uzandı.
———
Jimin yüzünde ağlamaklı bir gülümsemeyle iskelede öpüşen iki çocuğun fotoğrafını çekerken Nayeon arkasından yaklaşıp elindeki şapkayı çocuğun kafasına geçirdi.
"Kafan donacak, yeni çıktın yataktan. Ne yapıyorsun?"
Jimin başındaki şapkayı çıkarıp Nayeon'un beline kollarını doladıktan sonra kızın yanağına uzun, ıslak ve sıcacık bir öpücük kondurdu. Nayeon bu sebepsiz öpücüğe bir anlam veremese de Jimin'i itmeye çalışmadı ya da azarlamadı. Onun yerine çocuğun kalın sweatshirtünün içinden bile belli olan kol kaslarına sıkı sıkı tutunup engelleyemediği gülümsemesiyle öpücüğü kabul etti. Jimin geri çekilip yüzünde tuhaf bir ifadeyle kendisine baktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/165595995-288-k532172.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple Hearts
FanfictionMor kalbini ellerimde hissettim. Seni sevmeme izin verir misin?