*Bu bölüm cinsellik ve açık mastürbasyon sahneleri içermektedir!*"D-dalga geçiyorsun!"
Tae acı çeker gibi -aslında acımaya başlamıştı bile- inleyip başını iki yana salladı.
"Geçmiyorum. Özür dilerim Hyung, ger-gerçekten git lütfen ben... Ben halledeceğim bir şekilde."
Namjoon kapının dibine yere çökerek çaresizce nefes alıp verdi.
"Sen... Sen daha önce hiç kendi kendine yapmadın mı?"
"H-hayır. Ben... Ben ona yıkamak dışında pek dokunmuyorum."
"Tamam. Bak, belli ki beni içeri almayacaksın ama izin ver buradan yardım edeyim tamam mı? Anlatırsam yapabilirsin. Çok kolay."
Tae'nin canı o kadar yanmaya başlamıştı ki alt dudağına sertçe dişlerini geçirerek başını salladı.
"P-peki... Ama bana bir söz ver. Bundan asla bahsetmeyeceğiz tamam mı? Konusunu hiç açmayacağız."
"Söz veriyorum. Bu hiç yaşanmamış gibi davranacağız tamam mı? Orada işin bittiğinde ben salonda tuvaletten dönmeni bekliyor olacağım."
"Söz mü?"
"Söz. Güven bana. Seni incitecek hiçbir şey yapmayacağım. Şimdi."
Namjoon derin bir nefes alıp verdi.
"Önce onu boxerının içinden çıkarman lazım. Orada durmaya devam ederse canın daha çok yanar."
Taehyung titreyen elleriyle şortunun ipini çözüp boxerıyla birlikte dizlerine kadar itti. Penisi kıpkırmızı olmuştu ve acıdan zonklamaya başlamıştı. Gördüğü manzara yüzünden iyice ateş basınca üzerindeki kazağı çıkararak kenara fırlattı.
"T-tamam... Hyung, kıpkırmızı olmuş!"
Namjoon başını sallayıp kapıya iyice yaklaşarak elini kapıya yasladı.
"Normal. Endişe etme sorun yok. Şimdi, lavabonun altındaki havlu dolabını aç. Orada havluların arkasında pembe bir şişe var. Al onu."
Tae emekleyerek dolabın yanına giderken dizlerinden şortla boxerı sıyırıp çıkararak bıraktı. Dolabı açıp Namjoon'un dediği şişeyi bulduktan sonra eline aldı ve emekleyerek tekrar kapının dibine döndü. Dizlerini iki yana açıp yere oturduktan sonra hafif bir sesle mırıldandı.
"Aldım."
Namjoon kapıya biraz daha yaklaşarak alnını yasladı ve gözlerini kapadı.
"O kayganlaştırıcı. Şimdi penisinin üzerine biraz dökmeni istiyorum. Biraz soğuk gelecek. İrkilebilirsin ama rahatlatıcı bir serinliği de olacak. Anladın mı?"
"Hıhı."
Tae elleri daha da titreyerek şişenin kapağını açtıktan sonra ters çevirerek penisinin ucuna birkaç damla döktü. Soğuk yağ aşağılara doğru haz veren bir rahatlık hissiyle kayarken boğazına kadar gelen inlemeyi bastırmak için dudaklarını sertçe ısırdı ve biraz daha sıkıp şişeyi yanına bıraktı ve parmağının tersiyle yağı üzerine yedirmeye başladı.
"Sıktım."
"Güzel. Şimdi, elini mikrofonu tutuyormuş gibi yap ve penisini kavra. Bundan sonra yapman gereken tek şey git-gel yapmak. Sıkma. Sadece kavra. Ucuna geldikçe hafifçe baskı yap sadece. Alt kısmında, minicik üçgen bir deri parçası var. Orası sinirlerin en yoğun olduğu yer. Oraya ne kadar sürtünme sağlarsan, o kadar çabuk boşalırsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple Hearts
FanfictionMor kalbini ellerimde hissettim. Seni sevmeme izin verir misin?