"Kalk."
"Hmm..."
"Ya kalk!"
"Jimin s**** g**!"
"Tövbeler olsun Namjoon hyung senin terbiyeni çok bozmuş, neyse ki sansürleme huyunuz var. Ya abi kalksana otobüsü kaçıracağız yoksa!"
Taehyung tek gözünü açıp başında dikilen Jimin'e baktı. Arkadan vuran güneş yeni boyattığı altın sarısı saçlarına vurunca Tae kendini birden başında haresiyle resmedilmiş İsa Mesih'e bakıyormuş gibi hissetti. Tabii onun Koreli versiyonuna.
"Bak oğlum, birincisi, hyung benim terbiyemi bozmadı içimdeki cevheri ortaya çıkardı. İkincisi, ne otobüsü Jimin? Sen, ben, Namjoon ve Nayeon arabayla gideceğiz dedik ya! Ne içtin sen dün gece?"
"Aaa, unuttum ya ben onu... AN**** Sİ***** NAYEON OKULA GİDİYOR!"
Jimin koşarak odadan çıkınca Taehyung homurdanarak yüzünü yastığına gömdü. On dakika sonra telefonu çalmaya başlayınca derin bir nefes alıp yavaşça verdi, ekrana bakıp Namjoon'un aradığını görünce biraz sakinleşip telefonu açtı.
"Günaydın hyung."
"Günaydın sevgilim. Kalkmadın mı hala?"
"Yok, Jimin otobüsü kaçırıyoruz diye uyandırdı ama çıkamadım yataktan daha."
"Otobüs mü? Onlar bizimle gelmeyecek mi?"
"Sanırım şu an Nayeon'u almaya okula gidiyor. Gerizekalı kendisi unuttuğu yetmemiş gibi bir de kıza söylemeyi unutmuş."
Namjoon Taehyung'u dinlerken kendi çantasıyla Yeontan'ın çantasını tek eliyle bagaja koyup kapağı kapattı. Yeontan kaçmasın diye pantolonunun kemer halkasına geçirdiği tasma klipsini çıkarıp telefonu kulağıyla omzu arasına sıkıştırıp yere eğilerek artık gözle görülür halde büyümeye başlamış Tan'ı kucakladı ve sürücü koltuğuna yerleşti.
"Neden gitti ki? Okula gidip alırdım ben Nayeon'u. Şimdi çıktım zaten, size geliyorum."
"Jimin panik yapınca beyin işlevselliği %0.3'e düşüyor. Aklına bile gelmemiştir. Ben de kalkıp hazırlanmaya başlayayım. Tannie'mi de getiriyorsun değil mi?"
Namjoon arabayı çalıştırıp telefonu Bluetooth'la bağladıktan sonra Taehyung'un uyku sersemi kalın sesi arabayı doldurunca Yeontan heyecanla olduğu yerde dönmeye başladı.
"Evvet. Ve şu an babacığının sesini duyduğu için aşırı heyecanlandı. Umarım koltuğa işemez."
Son cümlesindeki tedirgin sesi duyunca Taehyung sırıtarak yataktan kalktı ve sallana sallana banyoya yürüdü.
"Tamam duşa giriyorum ben. Annemler kalkmış sen gelince direkt içeri gel hyung olur mu?"
"Annem Tan ile iyi olacak mı?"
"Kim?"
Taehyung doğru duyduğundan emin olmak için tekrar sormuştu ama Namjoon aynı cevabı verdi.
"Annem diyorum, Tan'ı getirmemi sorun etmez değil mi? Arabada da bırakamam. Ben seni arabada bekleyeyim ya."
Taehyung dudaklarının kenara doğru kıvrılmasına engel olamayıp durduğu yerde hafifçe sallandı. Namjoon annesinden kendi annesi gibi bahsetmişti.
"Hyung, eve gel. Annem seni de Tannie'yi de gördüğüne çok mutlu olur."
---
"Ay! Ay bu ne küçücük? Ay köpek diye Gine domuzu mu besliyorsunuz yoksa çocuğum veterinere gösterdiniz mi bunu eminiz değil mi köpek olduğuna?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple Hearts
FanfictionMor kalbini ellerimde hissettim. Seni sevmeme izin verir misin?