20

39 5 0
                                    

"İstemiyorum anneciğim yataktan çıkmak istemiyorum!"

"Ama minik kuşum okula geç kalacaksın."

"Ama anneciğim iyi değilim, gözlerim yanıyor, burnum akıyor, boğazlarım ağrıyor. Seni hasta olduğuma ikna edebilmek için tek eksiğim ateşimi 40 dereceye çıkarmak, 38'de takıldım diye ikna olmuyorsun bu nasıl bir adaletsizliktir ya!"

"Ben dedim ama sana yanına daha kalın şeyler al diye. Jimin dedi, hep incecik giyinmişsin oralarda. Dur bakayım, ver şu dereceyi de bir kere daha ölçelim ateşini."

Taehyung yastığının altına sıkıştırdığı dereceyi annesine uzattı. Kadın düğmeye basıp dereceyi açtıktan sonra başlığını çıkarıp Taehyung'un sol kulağına ucunu yerleştirdi. Birkaç saniye sonra derece bip bip ötmeye başlayınca kulağından çekip ekranda yazan sayıya baktı ve kaşları anında çatıldı.

"Genç adam, hemen o yataktan çıkıp banyoya gidiyorsun. 39,4 olmuş ateşin. Ben doktorunu arıyorum hemen gelip muayene etsin seni."

"Anne çıkmak istemiyorum yataktan, çok üşüyorum nolur!"

Taehyung dudaklarını büzüp annesine baksa da kadın bu bakışlara aldanmadı.

"Yavrucuğum, benim güzel oğlum. Ateşin olduğu için üşüdüğünü sanıyorsun. Kaç kere yaşadık bunu, her seferinde aynı kavgayı etme benimle! Ana sözü dinle!"

Kadın ayaklarını yere pat pat vurup merdivenlerden inerken Taehyung ağlamaklı bir ifadeyle yataktan sürünerek çıkıp banyoya doğru ilerlemeye başladı. Hasta olduğunu anladığında Namjoon'a mesaj atıp biraz kırgınlığı olduğunu, bugün okula gelemeyeceğini ve onun için endişelenmemesini söyleyen bir mesaj atmıştı. Duş başlığını alıp duvara doğru çevirdikten sonra suyu ılığa ayarlayıp sessizce ve yavaşça soyunmaya başladı. Gözleri ve eklemleri o kadar ağrıyordu ki tek başına duşta kalmaya korkup çıplak vücudunu kapının arkasına saklayıp başını dışarı çıkararak olan gücüyle annesine seslendi.

"ANNE! BEN ÇOk iyi hissetmiyorum. Hof... Bağıramadım bile."

Merdivenlerden duyduğu sert ayak seslerini kaşlarını çatarak dinledi ve köşeyi dönen, korkmuş suratıyla Namjoon'u görmek onu aslında pek şaşırtmadı.

"Moonchild? Ne oldu neyin var? İyisin değil mi?"

Namjoon kapıyı sertçe itip içeri girdikten sonra kapatarak Tae'ye sıkı sıkıya sarıldı.

"Benim yüzümden hasta oldun ya! Mesajını okur okumaz geldim. Annem ateşinin yüksek olduğunu söyledi. Neden tek başınasın? Ya sana bir şey olsa? Ya düşüp bayılsan? Ya başını çarpsan?"

"Hyung, sakin ol. Her kış olur bu, sadece bu sefer biraz erken oldu. İyiyim ben."

Namjoon çocuğun yanaklarını sıkı sıkı kavrayıp alnına dudaklarını sıkıca bastırdı. Alev alev yanıyordu dokunduğu her yer.

"Tamam. Şimdi seni duşa sokalım, annem doktoru arıyor, o gelene kadar ılık suyun altında biraz dur ki ateşin daha da yükselmesin. Ben yanında bekleyeceğim tamam mı?"

"Hyung, tamamen çıplağım."

Taehyung yüzünde hafif bir sırıtmayla Namjoon'a baktı. Açıkçası Namjoon'un şu an düşündüğü en son şey bile değildi Taehyung'un çıplaklığı ama görünen o ki yüksek ateşin etkisiyle bu durum ona oldukça komik geliyordu. Çocuk parmak uçlarına yükselip dudaklarına bir öpücük kondurmaya çalışırken dengesini kaybedince onu belinden yakalayıp kucakladığı gibi kendi kıyafetlerine aldırmadan küvetin içine girdi ve suyun ılıklığını kontrol ederek Tae'nin üşümeyeceğinden emin olup omuzlarından aşağıya akıtmaya başladı suyu. Tae'nin ateşi o kadar yüksekti ki su onda buz dolu bir küvetin içine atılmış hissi yaratarak Namjoon'un kucağına iyice sokulmaya çalışmasına neden oldu. Namjoon tek koluyla onu zapt edemeyeceğini anlayıp duş başlığını yuvasına yerleştirdikten sonra Tae'yi iki koluyla kavrayarak onunla birlikte suyun altına girdi. Tae bu sahneyi yanlış yorumlayıp kollarını çocuğun boynuna doladıktan sonra kucağında doğrularak ensesinden aşağı ve yüzüne doğru kayan suya aldırmadan alnını Namjoon'unkine yaslayıp tepeden gözlerine baktı ve ona şehvetli gelen ama aslında uykulu bir ses tonuyla mırıldandı.

Purple HeartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin