7

57 5 8
                                    

Taehyung derin bir nefes alıp yavaşça arkasına döndü ve yüzü kendine dönük halde uyumaya devam eden Namjoon'u izlemeye başladı. Gözleri, sanki her bir santimini ezberlemek istiyormuş gibi yüzünün her bir köşesinde gezindi. Önceki geceyi hatırlayınca utanıp iyice Namjoon'un sıcaklığına yanaşarak yüzünü sıcak boynuna gömdü ve kıkırdadı.

Namjoon'la nazikçe başlayıp gittikçe dozu artan öpüşmeleri ikisinin de aniden geri çekilmesiyle olay büyümeden son bulmuştu. İkisi de pişman ya da üzgün değildi aslında, daha bazı şeyler için çok erken olduğunu bilecek kadar akılları başlarındaydı. Birkaç saniye ikisi de başka yerlere baktıktan sonra birisi onları dürtmüş gibi gülerek birbirlerine bakmışlar sonra da salona geçip uykusuzluktan bayılacak kıvama gelene kadar Fifa07 oynamışlardı. Taehyung ısrarla 99 serisinin daha iyi olduğunu söyleyerek Namjoon'u sinirlendirmişti ve Namjoon o sinirle Tae'den üst üste üç gol yiyince bütün hıncını kolu yere fırlatıp parçalayarak  çıkarmıştı. Sonra Tae'nin kucağına yatıp saçlarını okşaya okşaya sinirini yatıştırmadan oradan kalkmayı reddetmişti. Tae'nin canına minnetti tabii bu durum, çünkü Namjoon'un tarçın-kahve rengi yumuşacık saçlarıyla oynamak onun için dünyanın en eğlenceli aktivitesiydi. Sonunda Namjoon uyuklamaya başlayıp Tae'nin esnemeleri arasındaki sıklık azalınca yatmaya karar vermişlerdi. Tae salonda uyuyabileceğini söyleyince Namjoon bir centilmenlik nöbeti geçirmiş ve Taehyung yatak odasında uyumazsa bütün gece oturacağını söylemişti, bunun üzerine Taehyung ikisinin de uyuması için tek bir çıkar yol bulmuştu.

"İkimiz de yatak odasında uyusak?"

Namjoon onun ne dediğini anlayabilmek için birkaç saniye suratına baktıktan sonra alık alık cevap vermişti.

"Nasıl yani, birlikte mi?"

"O-olmaz mı? Yani, olmaz dersen.. Bak diyorum işte ben sa-"

"Tamam olur! Olur yani sen benimle uyumayı sorun etmezsen ben seninle uyumayı neden sorun edeyim ki sevgilim?"

Taehyung son kelimesini duyunca gözleri kısılacak kadar gülümseyip yatak odasına kaçarken haykırmıştı.

"BEN SEVGİLİMLE UYUMAYI NEDEN SORUN EDEYİM Kİ ANCA HAYAL EDERİM SEVGİLİM!"

Namjoon'la birlikte çarşafları değiştirdikten sonra Namjoon hafifçe sol tarafa doğru seğirtip Tae'ye bakmıştı.

"Şey, sol tarafta ben yatsam senin için sorun olur mu? Sağ tarafta hiç uyuyamıyorum da!"

"Hayır benim için farketmez, ölü gibi uyuyorum ben ya. Gece yataktan atsan yerde uyumaya devam ederim, o derece."

Sonunda yerlerine yerleştiklerinde önce ikisi de birbirlerine sırtlarını dönmüş, sonra aynı anda birbirlerine dönüp gülmüşlerdi. Namjoon, Taehyung'un beline kolunu sıkıca dolayıp kendine çekmiş, Taehyung da kollarının arasına girip başını koluna yerleştirdikten sonra o halde uyuyakalmışlardı. Şimdi Tae uyanmış, son on dakikadır çocuğun yüzünün ve boynunun her bir zerresini sapık gibi izliyordu. Saat daha çok erkendi ve Tae, Namjoon'un haftasonları 10'dan önce uyanmadığını öğrenmişti daha önce. Hafifçe yataktan doğrulup saatine baktı. Dokuza on vardı. Söylene söylene yataktan çıkıp üzerine Namjoon'un kalın kazaklarından birini geçirdi, cüzdanıyla telefonunu aldıktan sonra Namjoon'un gece kapının yanındaki küçük çiviye astığı anahtarı alarak evden çıktı ve etrafta market aramaya başladı. On dakika kadar yürüdükten sonra marketi buldu ve canının çektiği her şeyi arabaya atmaya başladı. Sonunda marketten çıktığında saat ona yirmibeş vardı. Tekrar eve yürüyüp Namjoon uyanmadan içeri girebildiği için kendini tebrik etti ve mutfağa girip annesiyle birlikte hazırladıkları hafta sonu kahvaltılarından birini Namjoon için hazırlamaya başladı. Bugün canı krep çekmişti. Krep hamurunu hazırladıktan sonra dolapları karıştıra karıştıra bulduğu tavayı -bir an Namjoon'un evinde tava yok diye aklı gitti-  ocağa koyup kızması için beklerken çilekleri içine koyduğu kabın suyunu süzdü ve tatlı sosları küçük kaselere boşaltmakla oyalandı. Bütün bu hazırlıklarla uğraşırken de bir yandan neşeli bir ses tonuyla kulaklığından dinlediği şarkıyı mırıldanıyordu.

Purple HeartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin