5

21 5 0
                                    

Atlas'dan

Kafenin cıkışına doğru ilerlemeye başladık. Ayaklarım bedenimi taşıyamıyor sendeliyordu. Saatin kac oldugunu ögrenmek icin telefonumu cebimden cıkardım. Kafe kapanana kadar orada oturmus ve icmistik. Saat 02.54... Elimizdeki siyah poşetlerde 6 adet gazeteyle sarılmış içki... Telefonumun melodisi durmuyor, beynimi yakıyor... Liman kenarındaki beton parcalarından birine oturup poşetten gazeteye sarıli olan cam parçasını cıkardım, yavaş yavaş yudumlamaya başladım bir yandan da hırçın dalgaları izliyordum... Serkan ve Yiğit kardeşim dedigim insanlardı. 18 yıldır aynı mahallede aynı sokakta hatta evlerimiz karşı karsıya beraber düşe kalka büyüdüğümüz icin lafı olmazdı bizde hic bir seyin... Arada piçlikleri tutardı ama bunu ücümüzden biri yapınca zerre kadar siklemezdik. Başkası yapıyorsa hesabını almadan da koyvermezdik. Dudaklarımı araladım, kafam öyle güzeldi ki hırcın denizin karşısında söyle bir sarkı söylemezsem olmazdı." Bugün dağların dumanı aralandı hoşgeldin." Serkan ve Yiğit'te arkadan eşlik ediyorlardı. Bir anda Serkan durdu ve bana bakmaya başladı. Bakışlarından rahatsız oldugum sırada "Ne bakıp duruyon lan gevşek" dedim kaşlarım merak icinde havalanmıştı. "Bugün sahneye cıkan kızın adı neydi abi ya?" Dedi pişkin pişkin sırıtarak. Yiğit birasından bir yudum alıp "Dolunay kanka" diye cevapladı. Bir sessizlik olustu hic hayra alamet degildi aslında. Bir anlık ikiside bana dönüp sırıta sırıta bakınca birsey yaptığımı sanıp güzel kafayla " Ne oldu ne var lan!" Diye bagırdım aslında bagırılacak birsey yoktu ama kafam güzeldi işte... Yiğit telefonunu eline aldı, Serkan da dudaklarını birbirinden ayırıp " Kızı bana yapsana kankaa!" Dedi gevrek yüzündeki o piçimsi gülümsemeyi büyüterek. Yiğit'te onaylarcasına kafasını salladı "banada yapabilirsin"Dedi. Saçmalıyosunuz amına koduklarım" dedim ve ickimden bu sefer büyük bir yudum aldım neredeyse tüm şişeyi bitirmiştim. Şarkı söylemeye devam ettim.

...

Sabahın 5'i sokaklarda tek ben varım... Sokak lambaları 05.50'de yanıyor. Neden hala burdayım. Cam kırıkları var önümde... Neden ne yaşandı dün gece?

Saat 6.47 evin bahçesindeyim. Kapiyı acmaya çalışıyorum ama ücü bes gordugümden beceremiyorum. Kapı aniden acıldı Sevilay Sultan yüzündeki merak ve endişeyle "Oglum nerdesin sen ya saat kaç oldu ?" Dedi. Sonra tiksinircesine "Icki mi ictin sen?" Diye devam etti. Sorularına cevap vermek istemedigimden ikinci kattaki odama kosar adımlarla ilerleyip yatağa kendimi attım.

Gözlerimi açtım. Agzımdaki o igrenç tatla yutkundum. Telefonumu komidinin üzerinden aldım. Saat 16.24 bayadır uyuyormuşum... 13 cevapsın arama ve 8 mesaj vardı. Aramalar "Karaktersiz bro" adlı kisidendi. Bu Serkan'dı geri arama gereksinimi duymadım. Watsaba girip mesajlarina bakmayi tercih ettim. 1 ses kaydı ve bir kac tanede link, random, emoji vardı. Ses kaydıni actım. Serefsiz Yigit ses kaydı almıs! Biraz duraksadım ardindan da küfür etmeye başladım telefonu yatagın uzerine atıp banyoma yöneldim. Yine bir pislik pesinde olduklarini dün akşam tahmin etmiştim .Ilerde hesabıni bunun bende soracaktım nasıl olsa...

Okula dogru ilerledim. Okulun kapısından büyük adımlarla 4.Kata 12-C sınıfına cıktım. Dolunay her zamanki gibi sınıfta tek başına uyuyordu. Yanına değil başka bir sıraya oturdum. Sınıf benim sıraya çantamı koymamın hemen ardından çömezlerle doldu. "Sen fenomensin, seni seviyoruz" diye bağırışıp duruyorlardı. Bunun sebebi sarhoşken söylediğim şarkının internet sitelerine yüklenmesi hemen ardından ağlayıp içki şişelerini *sözde* çok sevdiğim bir kız için kırmam. İnternet sitelerinde adım AŞIK BEY diye geçerken bn sadece bunu izliyodum...

İki Kelebek Bir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin