13

12 3 0
                                    

Yanınızda her zaman her daim duracak sizi savunacak bir kaç dostunuz olsun yeter. Yaklaşık 2 haftadır okula gitmiyordum telefonlara bakmıyordum yeemek yemiyordum belkide yapmadığım birşey için şuan bu haldeydim ama bunu başkasına anlatamıyordum sessiz sessiz odamda oturup bunu kim yapar diye düşünürken Atlas geldi aklıma öylece durduk yerde napıyordur şuan inanmış mıdır mesela? Niye düşünüyordum ki onu o değil miydi bana sırtını dönüp giden ne vardı bizi, ikimizi birbirimize çeken bir anda odanın kapısı tıklanmadan içeriye bir grup insan girdi perdeler ve ışık kapalı olduğundan pek kimseyi göremiyordum ve korkmuştum boşluğuma geldiğinden olsa gerek... Cemre"Öff sümüklü böcek leş gibi kokuyor burası ne zamandır duş almıyosun dışarı çıkmıyosun sen ya" diye sitem edince her şeyin bende,Ozan'da,Cemre'de,Mert'de aynı kaldığını anladım. Biraz muhabbet ettikten sonra Sertap Teyzeden atıştırmalık bir şeyler istedim iki haftadan beridir ancak bu kadar gülebilmiştim. Bir şeyler yedikten sonra "Atlas ne yapıyor?" dedim " İnanmış mıdır bu yalana?" üçüde umutsuz umutsuz yüzüme bakarken Cemre "Sen gelmeyince oda gelmiyor okula " dedi içimde birşeyler filiz gösterdi tam o anda. Ozan boğazını temizleyip lafa başladı " Dolunay bu iftirayı atanı biz bulduk" lafı agzında geveliyordu belliydi duyacağım şeyin hoşuma gitmeyeceği "Gevelemeyin ne biliyosanız söyleyin artık" diye bir anda çıkıştım. Mert sessiz tavrını bozup "İtiraf sayfasının sahibi benim arkadaşımdı mesajı kimin attığını öğrenip gönderiyi sildirdik fake bir hesaptan atılmış. " dedi üçüde suratıma korkarak bakıyorlardı " Hesap kime aitmiş onu bulabildiniz mi?" dediğimde biraz çekinerek devam etti mert sözlerine " Şifresi oldukça basitmiş aslı123" dediğinde kan beynime sıçramıştı. 

...


Sabah okula gitmek için uyandım. üzerimi giyindim saçımı taradım parfümümü sıktım ve instagrama girip "BÜYÜK GÜN" başlığında bir story paylaştım. Evden apar topar çıkıp kırtasiyeye gittim alacaklarımı alıp telefonumu elime aldım Umut SARGIN Aranıyor yazısını görüne telefonu kulağıma yaklaştırdım. Umut abi açtığında "Abi yarın sahnedeyim hallettim" dedim . Umut abide buna sevinmiş olmalı ki "Sen ne zaman istersen gel " diye cevap verdi şen şakrak. Telefonu kapattıktan sonra Asilhan'a mesaj attım "Okulun önündeyim konuşmamız lazım bekliyorum."


Sınıfları tek tek dolaştım ve ne kadar öğrenci varsa bahçeye topladım zilin çalmasına bir kaç dakika kala Aslı kapıdan içeri Asilhan'la girdi. Kırtasıyeden çıkarttırdığım Hesabın geçmişini pankart gibi tutup sesimi yükelttim "Gençler kameraları açıp şimdi şun story atıyorsunuz bu alçaklığğı yapan kaşar Aslı ÜNAL" bir anda herkes kamerayı aslıya çevirdi Aslı " Sen hala suç atmaya mı çalışıyorsun ya " diye çirkefliğini bir kez daha kullanınca son hamlemi yaptım beynim afer çığlıklarıyla yankılanıyordu adeta " Canım sende zeka diye bişey yok galiba hesabın şifresini aslı123 yapmışsın" bu sözlerimin ardından bir kahkaha tufanı koptu Asilhan, Aslı'ya bakıp gözlerinden ona karşı mide bulantısını adeta kustu sonra bana döndü ve sesini duymadığım dudaklarını okuyarak anladığım " Özür dilerim" cümlesini kurdu. 

...

Yine bir sanat dersi ve herkes kendince resim yapıyor ben de sırada bir kaç nota kurcalıyorum beynim yine hayal alemimde karınca sayarken "Dolunay" diye ince bir tını ilişiyor kulaklarıma öğretmenin sesi diye tahmin ettiğimden başımı kaldırmadan "Efendim" dedim bozulmuş olmalı ki sesine sinirli bir ton yükleyip emreder şekilde "Şarkı söyle!" dedi. Buna benimde canım sıkılmıştı. Biraz duraksadım dudaklarımı birbirinden koparıp zorunda değilim diyeceğim sırada Atlas "Ben söylerim hocam" diye giriyor araya odaklandığım notalardan başımı kaldırıp sadece bir kaç santim uzağımda sağımda oturan Atlas'a baktım Kahverenginin en güzel tonu beni ona adım adım yaklaştırıyordu...

İki Kelebek Bir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin