7

18 4 0
                                    

Sadece 4 gün. Ailem dediğim insanlarla geçirebilecegim 92 saat...
....

Sabah erkenden uyandım banyoma dogru yürüdüm. Duştan çıktıktan sonra kakao yagını vücuduma sürüp bornozumla dolaba ilerledim. Mis gibi kokan kakaolu yagın bana verdiği hazla gözlerimi kıyafetlerimde süzdüm. Dizlerimin altında düz Kot elbisemi elime alıp üzerime geçiriverdim.

...

Saat 19.17 görücülerin gelmesine son 13 dakika. Ne denir ne yapılır bilmiyorum. Heyecandan mı yoksa iş bilmezlikten miydi bu hallerim? Kendime sorular sorup duruyorum. Defalarca aynı sorular... Cevapsız aynı sorular... Bosluga düstügüm anda kapı caldı Sertap Teyza "Dolunay misafirler geldi yavrum koş kapıya bak" diye sevinerek söylendi. Heyecanla kapıya koştum açtığımda orta yaşlarda bir bayan, 45 yaşlarında bir beyefendi, damat diye tahmin ettiğim kumral saçlı uzun boylu kirli sakallı ela gözlü Miss Turkey'e aday olabilecek model tipli bir bey *hoşuma gitmedi değildi* ve Kenan KESKİN vardı kapıda. Yüzüme bakıyorlardı öylece bir anda düşünce havuzumdan uyanıp "Buyrun içeri geçin hoşgeldiniz." diyip içeri buyur ettim. Tam kapıyı kapatacakken Kenan Bey "Dur kızım arkadaşın gelecek şimdi kapatma kapıyı." diyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Kim bu diye düşündüğüm sırada kapıdan içeriye elinde çiçeklerle "Al canım bunlar sana" diye itici itici konusup çıçekleri elime tutuşturan Aslı girdi eve sinirlerime hakim olup oturma odasına girdim.

...

Yemekler yendi, nasılsın iyi misin muhabbetleri edildi, Aslı'nın sinsi ve iğneleyici sözlerine maruz kalındı ve sıra geldi istemeye... Sıtkı Bey başladı söze "Gelişimizin sebebi belli münasip görürseniz sizde kızınız Dolunay'ı oğlumuz Asilhan'a istiyoruz." Işte tam o sırada düştü içime bir şüphe ben belkide benimle yıllardır ilgilenmeyen babamın için şuan kendi ellerimle hayatımı karartıyordum. Kalbim gerçekten istiyor muydu daha önce hiç sormamıştım. Ben evliliğe hazır mıydım hiç bir fikrim yine yoktu. Dalgınlıgımı bir kenera bırakıp konuşulanlara kulak verdim tekrar. Kenan Bey soru yağmuruna tutmuştu. " Bey oğlum okuyor mu?"
Sıtkı bey bıraz cekinerek cevap verdi.
"Hayır efendim lise terk"
Bunun üzerine babam suratıma baktı sanki benden cevap bekliyor gibiydi. Kafamı salladım olmıcak şeye olur dedim. Kaderimi anneminkiyle bir tuttum ben...

...

Sabahın köründe alarm sesiyle uyandım bugünun pazar oldugunu unutup alarm kurmuştum. Alarmı kapatıp telefonumu elime aldım. Watsapp'a girip gruba yazdım. " Saat 13.00'da Limanda buluşalım." Ardından geri kafamı yastıga gömdüm.

...

Saat 12.03 ben yeni uyandım. Elime direk telefonu aldım ve ne cevap vermişler diye Watsapp'a baktım.
Ozan " Noldu bir sorun mu var?" demiş ve Mert'le Cemre hiç bir şey demeden " tamam" demişler. Yataktan doğrulduğum gibi üzerime siyah kot şort bebek mavisi askılı kol bir tşört ve siyah converse bir ayakkabı giyip çıkıverdim. Kafeye vardıgımda bizimkiler çoktan masada siparişlerini yemeye başlamışlardı. Ben görünce " Nerde kaldın be minnoş agaç olduk burda" diye sitem etmeye başladı Cemre. Benden gülerek " Oturdugun yerden agaç olmazsın minnoşum" dedim. Bıraz gülüştükten sonra Ozan " Hayırdır o yüzük nerden çıktı? " diye sordu Yüzük parmağımdaki söz yüzüğünü kafasıyla işaret ederek. Bende herşeyi en başından başladım anlatmaya.

...

"Sadece formalite bir evlilik" dedim en sonunda yüzüme şaşkın şaşkın bakan 3 kişi aynı anda "oha" dedi. Cemre başladı " Çocukla konuştun mu, numarasını aldın mı, Aslı gibi çirkef mi..." vb bir sürü laf kalabalığı yaptıktan sonra kısaca açıklamalar yapıp " Geç oldu ben kaçar" diyip tabiri caizse zengin kalkışı yapıp her birine ayrı ayrı sevgi ile sarılıp Cafeden ayrıldım...

...

Pazartesi! bıkkınlıkla nefesimi dışarı verdim. nihat amca bana arabanın orta aynasından bakıp "sıkıntın mı var" dedi bende çok belli etmemek adına " Yok hayır Nihat amca" demekle yetindim. Okulun önünde indiğimde bahçedeki kalabalığa doğru ilerledim ve tam ortasında duran Aslı ile Asilhan' ı gördüm birden. Aslı beni görmesiyle çığlık çığlık bağırıp "Işte gelinimizde burada! Gel buraya sevgili Dolunay'cığım" diye itici bir şekilde konuşunca kendime hakim olamadım.

İki Kelebek Bir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin