20

10 2 0
                                    

*Gruba ekle* yazısına tıkladım. Dakikasında Cemre "Wtf?" diye yazdı. Ozan "Noluyor Dolunay amacın ney?" yazdı. Mert bir şeylerden şüpheleniyor olmalıydı ki sadece "Belliydi." dedi. Daha fazla uzatmadan " Biz Atlas'la bir şeyler yaşıyoruz sizinde bilmeniz lazım diye düşündüm" yazdım. Adım kadar emindim ki üçüde ağzı açık mesajımı okuyorlardı. Cemre bir saniye beklemeden özelden yazdı. "Nerde, ne zaman, nasıl oldu?" kısaca bir şeyler yazıp gruptan gelen mesajlara baktım. Ozan " Keşke bizede danışsaydın" diye sitem ederken Atlas "Dolunay'ın düşünüp karar verecek kadar zeki bir insan olduğunu düşünüyorum." evet dediği her şey kelime kelimesine grupta bir kaos ortamı yarattı. Durumu toparlamak için " Atlas'ın birkaç arkadaşı var onları da alalım mı Gruba?" dedim. Tahmin edebiliyordum ki Ozan buna hayli bozulmuştu. Atlas'ın bir kaç arkadaşı gruba ekleyip muhabbet başlattık. Tanışma faslı şu bu derken "Sizin muhabbetinize doyum olmuyor ama bana müsade çok geç oldu." dedim. Telefonu kapatıp komidinin üzerine koyduğumda bir mesaj geldi. Atlas "Kaçta uyanıyorsun?" öküz diye boşa demiyordum. Kinci öküzdü hemde. "Neden sordun?" dedim gözlerimden uyku damlarken. "Güneşimin kaçta doğdugunu bilmek istedim" yazdı aniden okuduğumda anlık bir felç geçirdim. Duraksadım bişey yazmayınca "İyi geceler kır papatyası" yazıp whatsapptan cevap vermemi beklemeden çıktı.

...

"Dolunay kalkmayı düşünüyor musun yavrucağım." Sertap Teyze merdivenin başında durmuş tahminen elindeki ekmek bıçağı ya da küçük soyacakla uyanmam in sesleniyordu. Yatagın içinde doğrulup " Uyandım" diye bağırdım. Telefonumu elime aldım. *PREMS OZAN* dan gelen mesaja baktım. "Sabah okula beraber gidelim." görüldü atıp bıraktım anlardı Ozan görüldü atmanın "Tamam ya da olur" demek olduğunu ama cemre bunu asla anlamazdı ona tek tek yazıp anlatmak lazımdı. Ayaklarımı yataktan aşagıya sallandırıp terliklerimi giydim. Uyuşuk adımlarla banyoya ilerledim. Duşumu alıp sacımı kuruttum. Saçımın üzerine küçük bir kuş yuvası yani topuz yapıp kalan kısmı salık bıraktım. Dolabımdan kırmızı tsörtümle siyah şortumu alıp giydim. Toprak tonlarında bir makyaj yapıp beyaz nike ayakkabılarımı giyip merdivenlere yöneldim. Yukarı çıkıp mutfağa girdim. Sandalyeyi çekip oturdum. Kenan Bey ben oturur oturmaz yanımdaki sandalyede belirdi. Birkaç lokma ağzıma aldım ya da almadım lafa girdi azındaki bakla ne olursa olsun onu azında durduramazdı. Dudaklarını kıpırdatmadan "Şirket batıyor. Ve hepsi senin beni şirketteki çalışanları hatta evde çalışanları düşünmeyip kendini düşünmenden kaynaklı" dedi. Sözleri organlarımın her birine ayrıısızı veriyordu. Agzımdaki peyniri bitirip söze başladım."Ne olduğunu bilmediğimiz bir adamla yaşlanacaktım ayrıca hiç sevmediğim birisiyle" diye vurgu yaptım. "Zamanla sevebilirdin" dedi umutsuz bir şekilde gözlerimi kapattım aklıma düşen mantıklı ya da mantıksız alakalı ya da alakasız her bir cümleyi söylemeye hazırdım " Dedem annemle seni evlendirdi şirketi kurtulsun diye annem mutlu olamadı benide bırakıp gitti. Ben sürekli kendimi suçladım. Bu hikayenin çirkini benim diye sana 7 yaşımdan sonra baba diyemedim çünkü senin işinde ailende şirketin olmuştu. " dediklerim karşısında Nihat Amcada Sertap Teyzede hayrete düşmüştü buna yıldır söylemediklerimi bir anda söylemem tepki yaratacaktı. Soğuk rüzgarların yelleri esmeye başlamıştı. Kenan KESKİN istifini bozmadan çayınfan bir yudum alıp bana döndü. " Evleneceksin, şirket kurtulacak sende seveceksin ikimizin de istediği bu değil mi?" dedi. Sinirden ağlamaya başlamıştım bile istemeden burnumun direklerinin sızladığını hissediyordum. " Severek evlenmemi istiyorsan Ateş holding'in veliattıyla evlenirim. " gözlerimden akan yaşlar da çok şiddetlendi "Baba bak ben zaten birisiyle beraberim çok seviyorum başkası için zorlama gönlümü" gözleri bana acıyordu daha fazla acıyarak bakmasını istemediğimden hızlı adımlarla merdivene koştum. Merdivenin kenarında durn çantamı alıp sokağa fırladım başımı önüme egip sessiz sessiz aglıyordum. Daha fazla dayanamadım. Kaldırımın üzerine oturdum. Dizlerimi kendime doğru çektim. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Kul' kul ile sınanırdı. Dünya adaletinden bahsedip adaletsiz davranılan tek bütündü. Ozan yanıma oturdu kolunu omzuma attı. "Ağlaman hiç bir şeyi değiştirmeyecek yorma kendini" nerden biliyordu ya da ne demek istiyordu? Kafamı kaldırdım burnumu koluma sildim yüzüne baktım "Ozan şirket batıyor diye beni Asilhan'la evlendirecek gidelim burdan lütfen ben istemiyorum" dedim ara ara kısılıp hıçkırığa dönen sesimle acıyordu bana belliydi bu gözlerinden "Hadi kalk okulu asalım bugün liman kafeye çağırırız Atlas'ı arkadaşlarını bizimkileri bir çözüm buluruz" dedi. Ozan kadar zeki birine ben rastlamamıştım. Ayağa kalktım üzerimdeki tozu temizleyip Ozana yaslandım. "Burnunu sil sümüklü böcek. Birazdan sevgilin kafede olur. Gruba yazdım seni böyle görsün istemezsin değil mi?" tek kaşı havalanırken elindeki peçete parçasını bana uzattı.

İki Kelebek Bir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin