5.bölüm: "BİLİNMEZLİK"

222 51 1K
                                    

İyi okumalar. 🤗

💦💦

Düşünmek, kafa yormak herkesin harcı değildir.

💦💦

Kaçışlar...

İnsan hep yüzleşmekten korktuğu şeyden kaçardı değil mi?

Ben bir bilinmezlik içinde yüzüyordum. Bir şey ağır geldiğinde ise batıyordum. Kurtuluş biletim kimdeydi bilmiyordum.

Aslında önceden babamda olduğunu düşünürdüm. Ta ki, Çağkan ve Alaz ile karşılaşıncaya dek...

Kafamda cevaplarını almak istediğim sayısız soru vardı. Ama sorun şuydu ki, alacağım cevaplardan hiç bu kadar korkmamıştım.

Azelya denen bu yere geldiğimizden beri başıma gelmeyen kalmamıştı. Her şeyi geçtim ama o sarayda yaşadığım şeyi unutamıyordum.

O adamın bebeğine bakışını, yataktaki ölü bedeni ve o kadını yani Melina’yı unutamıyordum.

Annemin ve o kadının isminin aynı olması, tesadüf olabilir miydi sizce de?

Nedense buna inanmıyordum, tesadüf olamazdı. Çünkü babamın annem hakkında her şeyi benden saklaması nedensizce önüme bunları seriyordu.

Ve bugün Alaz'a bakarken fark ettim de, o adama gerçekten çok benziyordu. Her şeyiyle o kadar çok benziyordu ki...

Ben yıllarca düşünmekten kaçmıştım. Her yıl doğum günlerimde mutlu olmayı dilemiştim. Üzüldüğümde babama belli etmemiştim, sırf o da beni bırakıp gitmesin diye. Çünkü benim tek sığınağım oydu.

Ve benim babam, hiçbir zaman benim kötülüğümü istememişti. Annemin yokluğunu kapatmak için elinden geleni de yapmıştı.

Ama becerememişti.

Babam bir annenin yerini tutamazdı...

Oysa çok isterdim, annemin bir kere olsun bana “Kızım” diyerek saçımı okşamasını...

Babam da biliyordu, ne yaparsa yapsın anne boşluğunu kimse dolduramazdı. Küçüklüğümden beri bırakın annemi tanımayı, onu anmam bile yasaktı.

Babam annem hakkında konuşmamı istemezdi. Nedenini bende bilmiyordum, açıkçası ben hiçbir şey bilmiyordum.

Bunlara rağmen yüzümdeki gülümsemeyi hiçbir zaman soldurmadım. İçimde ki bu yangını, bu sayede kimse bilmiyordu.

Ben yanan ateşin söndürülmesini istememiştim, hep yansın istemiştim. “Yansın ki, anneme olan özlemimi hiçbir zaman unutmayayım.” demiştim.

Yapım gereğiyle her ne kadar değişken  olsam da, bir yaptığım diğer yaptığımı tutmasa da, söylediğim her söz benim için bir yeminden farksızdı.

Hem güzeldim de, kendimi asla çirkin bulmazdım. Mavi gözlerim ve koyu renk saçlarım başlı başına vazgeçilmez bir özellikti zaten.

Eğer gerçekten tahmin ettiğim gibi o kadın benim annemse, kesinlikle güzelliğimi ondan almıştım. 

Derin bir nefes aldım. Tüm bu güzelliğe rağmen bu yerde acı yoğunluktaydı. Bu kadar güzel bir yeri mahvetmişlerdi, hissediyordum.

Belki, çok can alınmıştı...

Ve sırf bu yüzden her şey daha çok sarpa sarmıştı. Belki de sarmaya devam edecekti. Çağkan ve Alaz, onlar kesinlikle normal değildi.

Alaz'ı ilk o ormanda gördüğümde, Çağkan’ı bakışlarıyla ne hale getirdiğini hâlâ hatırlıyordum. Bir şeyler dönüyordu ve ben ne olursa olsun bunu çözecektim.

KELEBEK ETKİSİ-(Yıldızın Hapsi)                           - Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin