11.Bölüm:"HİÇLİĞİN ÖTESİNDE"

56 10 109
                                    

●Uzun bir aradan sonra merhaba :)
●Yazmayı çok özlemişim onu fark ettim. Umarım beğenirsiniz.
● İyi okumalar, Parlak Yıldızlarım.

🌟

Kaybettiklerine bakmaya devam edersen kazandıklarını unutursun...

🌟

Önceden yaşadığım her şey bana çok ağır gelirdi. Şimdi dönüp hayatıma bakıyorum da aslında önceki yaşadıklarım, şimdiki yaşadıklarımın binde biri kadar olamazmış. Ben aslında hiçbir şey yaşamamışım, aslında her şey benim için yeni başlıyormuş...

Eve döndüğümüzden beri düşünüyordum, kime neye güvenecektim? Sanki sorunum yokmuş gibi sakindim, belki benim yerimde bir başkası olsaydı şimdi kafayı yemiş bile olabilirdi. Ben her şeyi içten içe sanki kabullenmiş gibiydim. Belki de bu yüzden duyduklarımı hep normal karşılıyordum.

Çalışma masamın üstündeki deftere kaydı gözüm okumalı mıydım, yoksa biraz daha mı zamana ihtiyacım vardı? Artık hiçbir şeyi düşünmek istemiyordum. Ben neyin içindeydim böyle? Nasıl uğraşacaktım ki onlarca, binlerce doğaüstü insanlarla?

Birde şu Alabora vardı, onun amacı neydi peki, beni yok etmek mi?

Çağkan beni koruyacağını söylüyordu hep ama bana açıkça "Anneni kurtarmak için sana yardım etmeyeceğim." dememesine rağmen yardım etmeyeceğini bana üzerine basa basa belli etmişti!

Alaz, o ise kimseye belli etmemeye çalışsa da anne ve babasının intikamını almayı her şeyden çok istiyordu. Alaz'ın gözlerinde görmüştüm, Demirden intikam istiyordu. Her ne kadar belli etmese de Demir'i babasının ölümünden suçlu tutuyordu.

Demir, her ne kadar onu büyütmüş de olsa Alaz'ın pek umurunda gibi de değildi.

Annem... Bana hep iyi birisi gibi gelen annem gerçekten ne kadar iyiydi ki? Yaptıklarının ne gibi bir açıklaması olabilirdi? Bir canı hatta iki canı birden almıştı. Alaz'ın hem annesini hem babasını öldürmüştü, bunun altında ne yatıyor olabilirdi ki?

Aslında bize her şeyin cevabını annem verebilirdi ama onu dünyaya tekrardan getirmemi istemeyen düşmanları vardı. Bir şekilde her şeyi halletmem lazımdı. Öyle ya da böyle her şey ortaya çıkmalı, bu savaş bitmeliydi.

"Güzel kızım, beni duyuyor musun?" babamın sesi ile düşüncelerim kendini geriye alarak buhar olup uçtu.

"Ah, dalmışım geldiğini duymadım bile." gözlerimi kırpıştırarak babama baktım. Her şeye rağmen dik ve ayaktaydı, gerçekten çok güçlü biriydi.

"Geldiğimizden beri çok düşüncelisin, bu beni korkutmuyor değil." babam elini saçlarımda gezdirmeye başladı. Hep yapardı, saçlarımı bir tek o severdi.

"Bir şekilde her şey son bulsun istiyorum. Sana bir şey sorabilir miyim?" babam endişeli bir şekilde baktı bana "Tabi ki, sor kızım."

Oturduğum yerden kalkmak için hareketlendim, haliyle babam elini saçımdan çekmek durumunda kaldı. Ayaklanmamla beraber babamın kolundan tutarak onu yatağıma oturmasını belli ettim. Babam önemli bir konu olduğunu anlamıştı.

"Baba, sen her şeyi bilmene rağmen neden sustun? Neden bana tek kelime söylemedin, Neden annem hakkında bir şeyler öğrenmemi engelledin?"

Babam ellerini dizlerime yerleştirdi. "İnan bana çok söylemek istedim ama yapamadım. Başına gelecekler hep beni korkuturdu ama şimdi sana bakıyorum, gözlerine aslında korkacak hiçbir şey yokmuş diyorum kendi kendime. Aslında sen her şeyden herkesten çok güçlüymüşsün. Geçmişi unut, güven bana seni kötülüğünü istemiyorum."

KELEBEK ETKİSİ-(Yıldızın Hapsi)                           - Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin