Multimedya- İzel'in kolyesi.Başladığınız tarihi buraya da bırakmayı unutmayın.💙
Bu hikayeyi her mutsuz olduğumda kaleme aldım. Çünkü yazdıkça unuttuğumu fark ettim. Sizin de okurken hayal edebileceğiniz bir hikaye olması dileğiyle,
iyi okumalar.💙💙Güvendikçe kırıldık, kırıldıkça güçlendik...
💦💦
27.05.2018
Toprak, hayatımızda en sevdiklerimizi bizden alıyor değil mi? Ne acı... bazen insanın isyan edesi geliyor, bazen de susup kabullenişi.
Fakat ben hiçbirini yapamadım. Çünkü ben, annem hakkında tek bir bilgiye bile sahip değildim.
Neden mi?
Çünkü babam böyle olmasını istiyordu. Belki, basit geliyor kulağa ama babamın annem hakkında konuşmaması canımı çok yakıyordu.
Mesela ben ilkokul 1'e başladığımda diğer çocuklar gibi yanımda annem yoktu. Bu durum üzücü geliyor değil mi?
Ben söyleyeyim, asıl üzücü olan ve canını yakan sana sorulan soruları cevaplayamaman.
"Annenin ismi nedir, ne iş yapıyor?" ilkokul 1'e başladığımda bana sorulan bu soruyu cevaplayamamıştım. Hatırladığım bir diğer kısım ise bir süre öylece sessiz kalmam ve gözlerimin dolduğunu fark edince de sınıftan koşarak ayrılmamdı.
O gün ilk günüm olmasına rağmen tüm hevesim, heyecanım paramparça olmuştu. Bahçede banklardan birine oturmuş ve tek başıma ağlamıştım. Ta ki babamı kaşları çatık bir şekilde karşımda bulana kadar.
"Ne oldu?" diye sormuştu. Göz yaşlarımı silip olan biteni anlatmıştım o gün.
Bir süre bana bakmıştı, hatırlıyorum. Ardından ise bana bir daha ağlamamam gerektiğini söylemişti, söz vermiştim bende.
Söz vermem hoşuna gitmişti babamın, hatta gülümsemiş ve bana ilk defa annem hakkında bir şey söylemişti.
"Eğer sana anneni sorarlarsa onlara söyle ki, onun ismi Milena'ydı. O, dünyada ki en eşsiz kişiydi. Anlaştık mı?" tam olarak bunu söylemişti.
Küçüklüğümde yaşadığım şeyleri hatırlamama gibi bir huyum olurdu, fakat bu an benim için özel bir andı. Unutma gibi bir lüksüm olduğunu da sanmıyordum.
İnsanlar her zaman her şeyin daha fazlasını istiyordu. Fakat ben, sadece babamın bana annem hakkındaki her şeyi anlatmasını istiyordum. Annem geri gelemezdi ama onun nasıl biri olduğunu öğrenebilirdim ve işte o zaman içimdeki bu yangını söndürebilirdim.
Biri bana "Annene ne oldu?" dediğinde, cevapsız bırakmak yerine ne olduğunu söyleyebilirdim. Annemi tanımak ne olduğunu bilmek benim hakkımdı ama anlaşılan babama göre bunlar hakkım değildi.
Ben İzel, babamın mavi gözlü küçük kızı ve tabii ki, hayatın durmadan oyun oynadığı o hırçın kızım.
Düştüğümde kalkmasını, kalktığımda ise tekrardan düşmesini bilen biriydim işte.
Babama verdiğim sözü ise tam tamına on yıldır tutuyordum. Evet, on yıldır ağlamıyordum.
Ağlamak güçsüz, aciz insanların işi diyenler vardı, bence tam tersiydi. O gözlerden yaş gelmesi kesinlikle güçsüzlük değildi. Eğer bir insan ağlayamıyorsa korkuyor demektir, benim gibi.
Evet, ağlamama sebebim tek babama verdiğim sözden değildi, korkumdandı. Eğer ağlarsam, babamı kaybedeceğimi düşünüyordum. Psikolojik olarak tam bu durumdaydım ve ne yaparsam yapayım düzeltemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK ETKİSİ-(Yıldızın Hapsi) - Ara Verildi-
FantasyHayat onlara iki seçenek sunmuştu; Ya birbirlerine sımsıkı sarılacak her şeyin üstesinden geleceklerdi, yada ayrı kalacak birbirlerinden her şeyin intikamını alacaklardı. Melina Williams'ın, düşünmeden yaptığı hatanın bedelini masum iki kalp ödeyec...