9.Bölüm-2: "ALABORA"

70 27 418
                                    

Yavaş yavaş ortalık alevlenmeye mi başlıyor ne? 🤭 Yazmayı gerçekten çok özlemişim onu fark ettim. InşAllah bir aksilik olmaz ve arayı bir daha bu kadar çok açmam.

☆Çok bir şey söylemeye gerek yok bence hemen bölüme uçun. 💙🤭

İyi Okumalar!

Her zaman, her şeye rağmen gülümsemek lazım.☆

Bazen kalbiniz yerinden çıkacakmış gibi atar ya hani, sanki bu hız kötü haberlerin belirtisi gibi bir şey olur, işte benim kalbim her saniye öyle atıyordu.

Her ne kadar korkmuyor gibi dursam da korkuyordum. Babama bir şey olursa kendimi asla affetmezdim.

Demir'in önümüze çıktığı gün Alaz, Demir'i bir şekilde ikna etmiş ve o mavi ışıkta beraber kaybolmuşlardı. Fakat Alaz'ın geri dönmesi çok da uzun sürmemişti.

Bazen onun niyetini gerçekten anlayamıyordum. Çağkan ise nedense ona karşı büyük bir güven içerisine düşmüştüm. Bir tek o, yanımda gibiydi, annesine rağmen.

Annesi her ne kadar annemin arkadaşı olduğunu iddia etse de, beni bir şekilde bitirmek istediği gözlerinden anlaşılıyordu.

Elsin'e gelirsek o çok iyi birine benziyordu. Elsin'in Nil'e karşı olan öfkesi hep göz önündeydi fakat Çağkan ile aralarında olan şey her neyse çözemiyordum.

Son olarak saf bir öfke içinde olan Demir Argun. Nedense yaşanan onca şeyin arkasında hâlâ başka şeyler olduğunu düşünüyordum ve bunun ortaya çıkması içinde bir tek kişiye ihtiyacım vardı; o da şuan arafta olan annemdi.

Demir'i bizim evde görmüştüm fakat Çağkan ve Alaz'ın dediklerine göre Nil ile Demir'in  işiydi bu. Cadılarla işbirliği yaptıklarını düşünüyorlardı ama bunlar koca bir düşünceden ibaretti. Benim tek dileğim babamın iyi olmasından başka bir şey değildi.

Elsin'e Nil'i bırakıp yola çıkmıştık. Nereye gittiğimizi az çok tahmin ediyordum, Azelya şehrine gidiyorduk ama beni neler bekliyordu orasını tahmin etmek zordu.

"Daha çok var mı?"

Arka koltuktan öne doğru eğildim bir cevap bekliyordum ama cevap vermeyeceklerini de biliyordum. Yola çıktığımızdan beri tek kelime konuşmamıştık daha doğrusu ben konuşmuş onlar cevap vermemişlerdi.

Alaz'ın hâlâ kimin tarafında olduğunu bile bilmiyordum, sonuçta annem hem annesini hem de babasını öldürmüştü. Bu çok acımasızca gözükse de annem isteyerek yapmaz, diyerek avunuyordum.

Gözlerimi Alaz ve Çağkan'ın üstünde gezdirdim bana cevap vermeyeceklerini anladığımda oflayarak arkaya doğru yaslandım ve gözlerimi yumdum.

Neden anlamıyorlardı beni, bunlar bana çok ağır geliyordu. Babam yanımda olsa belki biraz hafifleyebilirdi bu hislerim...

"Geldik, toparlan." Çağkan'ın mırıltılı sesi kulağıma ninni gibi gelmişti. Kaç gündür düzenli uykuda çekemiyordum.

Gözlerimi açtım ve etrafıma bakındım. Ormanlık alandı her taraf, elektriklenen saçımı elimle düzeltip arka kapıyı açtım ve arabadan indim. Benim hemen ardımdan Çağkan ve Alaz da arabadan indi.

"Yanıma gel ve sakın kimseyle göz temasına falan girme, hele ki konuşmayı hiç düşünme!" Alaz'ın uyarı dolu söylediklerini Çağkan da başı ile onayladı.

"Eğer bunun sonunda babam yanımda olacaksa dediğiniz her şeyi yaparım." dediğimde Çağkan başı ile tekrardan onayladı. Alaz ise aklına bir şey gelmiş gibi sinsice gülümsedi.

KELEBEK ETKİSİ-(Yıldızın Hapsi)                           - Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin