Bölüm sonundaki uyarıma bakın lütfen, hep olduğu gibi dinleyip dinlememek size kalmış.
Bölüm şarkısı; Teoman- güzel bir gün (şarkının sözlerinin yazdığı yerde açabilirsiniz.)
3- "Müzik."
"Yağmurdan kaçılır mı? Ne değişik bir hareket bu! Asıl yağmurun olmadığı yerden kaçmanız lazım."
Berge'nin bağırışı ile herkes bize baktı. Zaman durmuştu, ne yetişmem gereken iş yerim, ne de midemi bulandıran insanlar... Hiç biri umurumda değildi. Sadece onun küçük bir çocuğu andıran neşesi ile ilgileniyordum. Sadece o ve onun neşesi vardı. Uzun zaman sonra bir şeyler hissediyordum, ne kadar beni korkutsa da.
Sadece Berge'ye bakıyordum küçük de olsa içimde bir şeylerin oynamasını sağlamıştı, nasıl desem...
Elimden uçmuş olan uçan balonumu biri tekrar elime vermiş gibi hissediyordum.
Benim gibi düşünen birini bulmuştum, yazı yazan, yağmuru seven ve en önemlisi insanları sevmeyen.
Yağmur şiddetini daha da artırırken Berge kolumdan tutup hastaneye girmemi sağladı.
"Yağmur güzel ama hasta olursan..."
Parmağıyla çatık kaşlarıyla bizi izleyen annesini işaret etti.
"İkimizin de cenazesi çıkar bu hastaneden."
Berge'nin annesi gözlerime farklı bir duygu ile baktı. Aradığı bir şey varmış da, bende saklıymış gibi.
'Fazla samimiyet tez ayrılık.' Sözünün doğruluğuna inanarak, yeniden dışarıya çıkmaya yeltendim. Eve gidip dinlenebilirdim ve buradan kat be kat rahat edebilirdim.
Berge kolumdan tuttu. "Ne yapıyorsun?" Cevap vermedim. Beni sorgulamayı bırakması gerekti. Benim ne yapacağım kimseyi ilgilendirmezdi. İlgilendirmemeliydi.
Silüet'in ne yaptığını sorgulayan birini gördünüz mü hiç? Ben görmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silüet /Tamamlandı./ #ilmelistan
ChickLit*Bu hikaye kalabalığın içinde benliğini arayan silüetlere ithaf edilmiştir.* *************** "Senin hikayen ne silüet?" Sigaramdan derin bir nefes alıp üfledim. "Ben silüetim, hikayem her şey olabilir. O yüzden sana bırakıyorum, silüetin hikayesi...